Böyle önemli günlerde sosyal medyada yapılan paylaşımlar ister istemez insanı şöyle düşündürüyor: “Bu paylaşım ne kadar içten ve gerçek?”

1 Mayıs İşçi ve Emekçi günümüz kutlu olsun!

Böyle önemli günlerde sosyal medyada yapılan paylaşımlar ister istemez insanı şöyle düşündürüyor: “Bu paylaşım ne kadar içten ve gerçek?”

"Tüm işçi ve emekçilerin bayramı kutlu olsun!" derken yaşamın her alanında emeğe ve emekçiye değer veriyor muyuz? Yoksa zaman zaman emeği görmeyip kendi isteklerimiz, arzularımız, çıkarlarımız için emeğe konan bir anlayışın peşinden mi gidiyoruz?

1 Mayıs gibi önemli günlerin anlamı, ancak o gün hergün, yaşamın her alanında yaşatılıyorsa anlamlıdır. Bugün 1 Mayıs işçi ve emekçi bayramını kutluyorsak ve samimi olmak istiyorsak işçinin ve emekçinin hakkını vermemiz, emeği ödüllendirmemiz gerekir. Bugün sanayide, fabrikada, tarımda, inşaatta, lokantada, cafede, fırında,... çalışan işçinin, garsonun, kominin, çobanın, çocuk işçinin, kadın işçinin, mevsimlik tarım işçisinin, çalışan emekçilerin haklarını gasp eden, emeğini sömüren, mobbing uygulayan patronların, ihalecilerin, şeflerin, müdürlerin 1 Mayıs’a ilişkin mesaj göndermeden önce aynaya bakıp “Ben emekçi miyim, emek sömüren miyim? sorusunu kendisine sorması gerekir. Özlük hakları için mücadele eden memurların çalıştığı kurumlarda kendisi gibi emekçi olan temizlik işçilerine, kantinde çalışan işçilere nasıl davrandıklarını kendilerine sorması gerekir. Bir yandan kendi emeğinin hakkını ararken diğer yandan başka bir emekçinin haklarını görmemek 1 Mayıs’ı anlamamak demektir.

Belediyelerin 1 Mayıs mesajları ise seçimlerden önce emekçiye, KHK’lıya verilen sözlerin hala tutulmadığını hatırlatıyor. Geçmiş dönemde hak etmediği halde işe alınanlara, birimlerin başına getirilenlere yeni kadrolar eklenmeye devam ederken KHK ile işlerinden atılan emekçilerin sorununa 8 yıldır bir çözüm üretilmedi. Belediyede taşeron sistemi ile, düşük ücretle çalıştırılan işçiler gerçeği dururken işçi bayramını kutlama mesajı vermek ne kadar anlamlı?

Sürekli sahada çalışan muhalif basın emekçileri olarak bizler halen ilan ve reklam gelirlerinde en alt seviyedeyiz. Kendisine “ben demokratım, işçiden emekçiden yanayım” diyenler kaynakların adil dağıtımı konusunda maalesef sınıfta kalıyorlar. Bir yandan gerçekleri söyleyen, yalan haber yapmayan, çoğulcu, tarafsız basına ihtiyaç duyarken diğer yandan büyük projeleri, abonelikleri, reklamları, ilanları planlarken önceliği kazancı aylık birkaç yüzbini bulan basına, gazetecilere veriyorlar. Bu hem ikiyüzlü bir yaklaşım hem de emeğin gaspı, emekçiye yapılan haksızlık değil midir?

1 Mayıs aynı zamanda bir özeleştiri günü olacaksa bulunduğumuz mevkide/makamda “Emeğimin hakkıyla mı buradayım?” sorusunu da kendimize sormamız gerekir. Son belediye seçimleri sırasında şahit olduğumuz emeğe konan anlayışların  1 Mayıs mesajları samimi olmadıklarının tescili gibidir. Seçimler ve ön seçimler sırasında yaşanan emek sümürüsüne, kendi arkadaşlarının emeklerinin üzerine nasıl konduklarını onlar da çok iyi bilmekteler. Gerçek emekçiler, emek vermeyenlerin, hak etmeyenlerin sadece gözlerinin içine bakarak, “sen hak eden değilsin, irade değilsin, mücadele ve emek verenlerin emeklerini konarak seçtirilmiş bir kişisin” derler. Taban bu kişilere oy vermiş değildir; taban geçmişten günümüze verilen bedellere ve emeklere oy vermiştir. Bu emeği hak etmeyenlerin halkta ne kadar karşılık bulduğunu gelecek günler bize gösterecektir.

Evet işçiyiz, emekçiyiz, onurluyuz, gururluyuz, başımız dik. 1 Mayıs bizim günümüz, bizim bayramımız. Bu günü emeğimizi sömürenlerin, çalanların mesajlarıyla kutlamayacağız; 1 Mayıs için ödenen bedellerin bilinciyle 1 Mayıs’ın içini boşaltan bu emek sömürüsüne sessiz kalmayarak kutlayacağız.

Bu bayramı hak etmeyenlere bir insani çağrımız var; onları bugünden yarına her gün, yaşamın her alanında samimi emek sürecine geçmeleri için çağırıyoruz. Pratikte verilen her özeleştiri ile kendilerini emek sürecine dahil ederlerse onlarla birlikte 1 Mayıs'ı kutlayabilir, alanlarda omuz omuza mücadele edebiliriz. Toplumsal cinsiyet eşitliğinde nasıl ısrarlıysak toplumsal emek eşitliğinde de daha çok ısrarlı olacağız.

Yek Gulan roja me pîroz be! 1 Mayıs işçi ve emekçi günümüz kutlu olsun!