AMED - DİSA, "Çatışma Çözümü ve Barış İnşası: Kamboçya, Güney Sudan ve Güney Afrika Deneyimleri" çalıştayında bu ülkelerde yaşanan sorunların temelde Kürt sorunuyla aynı olduğu belirtildi.
Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü'nün (DİSA), Friedrich-Ebert-Stiftung Türkiye Temsilciliği desteğiyle “Çatışma Çözümü ve Barış İnşası: Kamboçya, Güney Sudan ve Güney Afrika Deneyimleri” başlığıyla bir çalıştay düzenledi. Kentteki bir otelde yapılan çalıştaya çok sayıda kişi katıldı. Cuma Çiçek'in moderatörlük yaptığı çalıştayda, Rojda Yıldız, Sidar Bayram ve Mehmet Zengin konuşmacı oldu.
YÜZLEŞME TALEPLERİ
“Soğuk Savaşın Gölgesinde (Oto) Soykırım ve Ertelenen Adalet: Kamboçya Deneyimleri” başlığında konuşan Sidar Bayram, çözüm süreci olmasına rağmen 1990’ların başına kadar çatışmaların devam ettiğini belirtti. 90’ların sonuna doğru çözüm görüşmelerinin başladığını ifade eden Bayram, “Sovyet ile Amerika arasında Çin ile Vietnam arasında barış görüşmeleri gerçekleşti. Yaşanan olayları Türkiye eksenli baktığımızda ise, son dönemlerde derin bir şekilde yaşanan yoksulluk ve başka türlü de tarif edilen sorunları etnik kimlik açısından görmek önemli. Barış ve adalet taleplerinin yerine istikrar, düzen ve piyasa ekonomisinin işleyişinin bozulmamasını öncelemek. Uluslararası entegrasyonu insan hakları üzerinden değil de aslında bir tür yönetim ve serbest piyasa üzerinden örgütlemek. Aslında ülkenin içerisinde gelişen demokratik dinamikleri ve yüzleşme taleplerini çoklu şekilde bastırmaya hizmet eden bir noktaya geliyor” dedi.
KÜRT SORUNUYLA BENZERLİKLER
“Kaçınılmaz Ayrılık: Sudan iç Çatışmaları ve Güney Sudan'da Bağımsızlığa Giden Süreç” başlığıyla sunum yapan Mehmet Sezgin, “1955-1972 aralarında yaklaşık 17 yıl süren bir çatışma süreci oldu. 1972 yılında yeni bir askeri darbe oluyor. Taraflar buluşuyor ve bir barış görüşmesi başlıyor. Anlaşmada, Güney Sudan özerk oluyor. Yaklaşık 10 yıl süren bir barış süreci söz konusu oluyor. Sudan'da yaşanan asimilasyon politikasıyla Kürt sorunu aynı diyebiliriz. Sudan da demokratikleşme olduğu gibi Kürt sorununa da ışık tutacağına inanıyorum” dedi.
‘ÜÇ ASIRLIK KOLONYAL TARİH’
“Güney Afrika'nın Üç Asırlık Kolonyal Tarihi ve Mirası: Gökkuşağı Ulusunun Çatışma ve Barış Deneyimleri” başlığı altında sunum yapan Rojda Yıldız ise Güney Afrika'da ciddi bir sömürgecilik ve ırkçılığın olduğuna dikkat çekerek, "Toplumsal bir barış meselesi nasıl kurumsallaştırılabilir ve yaşam sallaştırılabilir? 1488’de Ümit Burnu’nun, Portekiz’ler tarafından keşfedilmesiyle Güney yarım kürenin en ucunda bulunan siyahlar beyazlar ile tanışmış bulunuyor. Fakat 200 yıl kadar bir süre sonra beyazlar Güney yarım küreye herhangi bir yerleşimci olarak gelemiyorlar. 1650 yıllarından sonra bölgede ki yerel halkın kendisi beyazlar ile tanışmaya başlıyor” diye konuştu. Yıldız ardından buradaki barış sürecinde yaşananları aktardı.
Çalıştay, soru cevapla son buldu.