HABER MERKEZİ- CHP'de, MYK toplantısı devam ederken, Parti Sözcüsü Deniz Yücel, düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Parti Sözcüsü Yücel İzmir Valiliği’nin vermediği izne yönelik şu ifadeleri kullandı:
“Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in genel başkan seçilmesinin ardından, 7 Kasım 2023’te, Manisa programı için İzmir’e ilk gelişinde, onu büyük bir heyecan ve coşkuyla karşılamak isteyen parti örgütümüz ve İzmirli hemşehrilerimiz için İzmir İl başkanlığımız Adnan Menderes Havalimanında bir hazırlık yaptı. Genel Başkanımızın vatandaşlara seslenebilmesi için bir platform ve ses düzeni kurmak istedik, ancak İzmir Valiliği güvenlik gerekçesiyle izin vermedi.
İl başkanlığımız da devleti temsil eden, Valiliğinin sözüne güvendi ve yasağa uydu. Ancak 20 Ocak’ta yaşanan olayla çifte standardı gördük. Türkiye Cumhuriyeti’nin Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanına verilmeyen izin, AKP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayına verildi.
“SİZ AKP’NİN VALİSİ MİSİNİZ?”
Buradan İzmir Valiliği’ne soruyorum:
Sn. Özgür Özel’e verilmeyen izin Sn. Hamza Dağ’a neden verildi? Siz devletin Valisi misiniz? Yoksa AKP’nin Valisi misiniz? Eğer devletin valisiyim diyorsanız, bu olayla ilgili soruşturma açtırdınız mı? Eğer AKP’nin Valisiyim diyorsanız bunu mertçe söylemeye cesaretiniz var mı?
Parti devleti kafasıyla, yandaş gibi hareket eden İzmir Valiliği bu konuyla ilgili derhal bir açıklama yapmak zorundadır! AKP’nin 31 Mart Yerel Seçimlerini, devletin her türlü imkanlarından yararlanarak yürüteceği, şimdiden görülüyor. Hava alanlarında kurulan platformlar sizin olsun! Bizim derdimiz Türkiye… O yüzden bu yaptıklarınız sizi kurtarmaya yetmeyecek!
Biz, her türlü engellemenize rağmen başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere CHP’li belediyelere yenilerini ekleyerek sosyal belediyeciliği tüm Türkiye’ye yayacağız.”
“CUMHUR İTTİFAKI’NIN ADİL VE EŞİT ŞARTLARDA SEÇİM YAPMAYA CESARETİ YOK”
Yücel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na kurulan kumpasa ilişkin “İzmir’de bunlar yaşanıyorken İstanbul’da AKP’nin siyaset yapma biçiminin ne kadar kirli, etik ve ahlaki değerlerden ne kadar yoksun olduğunu gösteren başka bir olay yaşandı. İstanbul’u kaybetmeyi içine sindiremeyen AKP, Sn. Ekrem İmamoğlu’nu karalamak için bir halk otobüsünü stüdyoya çevirmiş, oyuncular ayarlamış, bir senaryo yazmış, sanki halk otobüsü arıza yapmış, vatandaş mağdur olmuş gibi bir film çekiyor…
Amaç ne? İstanbul Büyükşehir Belediyesini ve Ekrem İmamoğlu’nu karalamak, başarısız göstermek; Yav insan azıcık utanır ya! Sizin bu kumpas senaryolarınız, İstanbul’da gerçek insanlarla, gerçek hayatlar üzerinden gönül bağı kuran Sayın İmamoğlu’na vız gelir tırıs gider… Görüyoruz ki; Cumhur İttifakı’nın; adil ve eşit şartlarda bir seçim yapmaya cesareti yok.
Mühürsüz oy pusulalarıyla Anayasa’yı değiştiren, “Hiçbir şey olmasa da mutlaka bir şey olmuştur” gibi zeka küpü bir gerekçeyle, aynı zarfın içindeki İlçe belediye başkanlığı, meclis üyeliği ve muhtarlık pusulalarını geçerli sayıp Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal ettiren AKP bizi şaşırtmıyor. 85 milyonun vergilerinden oluşan kamu kaynaklarını sınırsız bir şekilde kendi seçim propagandalarında kullanıyorlar. Bakanların her biri İstanbul’da geziyor.
İsterseniz mahalle mahalle, sokak sokak gezin yine aynı sonuçla aynı isimle karışılacaksınız. Yine CHP kazanacak yine İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olacak…”
“ÇEKİN O KİRLİ ELLERİNİZİ ÇOCUKLARIMIZIN ÜZERİNDEN”
Diyanet’in “Genç Gönüller, Çocuk Gönüllerle Buluşuyor” projesine de tepki gösteren Yücel “Yine laik eğitim sistemine darbe niteliğinde, yeni bir Diyanet Projesiyle karşı karşıyayız. 3. ve 4’üncü sınıfa giden öğrenciler, manevi danışmanlarla buluşacak. Ev ödevleri yapılacak. Öğrenciler öğle namazını kılıp evine dönecek. Eğitim etkinliklerini ve değerlendirme toplantılarını lüks otellerde yaparlar, çocuklara gelince de namaz kıldırır evlerine yollarlar.
Çocuklar için ceplerinden para harcamak akıllarına gelmez. Diyanet üzerinden eğitimi dizayn etme projelerinizden bıktık. Çocuklarımızı aklın ve bilimin ışığında çağdaş, laik eğitim sisteminden uzaklaştırarak, toplumsal yapıyı istediğiniz şekle sokma çabanızın farkındayız. Çekin o kirli ellerinizi çocuklarımızın üzerinden!” ifadelerini kullandı.
“SİYASİ CİNAYETLER MERTÇEYDİ” TEPKİSİ
Yücel, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “siyasi cinayetlere şahit olduk ama mertçeydi" sözlerine ise şu şekilde tepki gösterdi:
““Biz, geçmişimizde siyasi cinayetlere şahit olduk ama mertçeydi" cümlesini söyleyecek noktaya gelmek korkunç… Cinayetin, suikastın mertçesi olmaz. Tıpkı Uğur Mumcu gibi Gaffar Okkan da namertçe katledildi. Diyarbakır’ın Diyarbakırspor’un Gaffar Babası’nı katledilişinin 23. Yıldönümünde saygıyla ve rahmetle anıyoruz.
Suikast her ne kadar faili meçhul olarak kayıtlara geçse de katiller de belli, yardım ve yataklık yapanlar da…. Ve o zihniyetin bugünkü siyasi uzantıları da, onları meclis taşıyanlar da… Bugüne baktığımızda yine kalleşçe, namertçe gerçekleştirilen Sinan Ateş suikastını görüyoruz. Sokak ortasında katledilişinin üzerinden tam 1 yıl geçti. Yine aynı senaryo… Faili belli, faile kalkan olanlar belli… Meçhul olan tek şey AKP’nin adaleti…”
İLGEZDİ'NİN İSTİFASINA İLK YORUM
Basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularına yanıt veren Yücel, İlgezdi’nin CHP’den istifa etmesi hakkında gelen soruya, “İstifa tek taraflı irade beyanıdır. Bize ulaşan böyle bir bilgi yok. İstifa ettiği iddia edilen Sayın İlgezdi’den bunu teyit edebilirsiniz. Bize bu konuda ulaşan bilgi yok. Bu konuda bir açıklama yapmamız gerekirse yaparız” dedi.
Battal İlgezdi'nin istifa açıklamasına da cevap veren Deniz Yücel, "Bir kişiye yakınlık ya da uzaklık asla kriter olamaz. Hele hele Kılıçdaroğlu gibi CHP'nin uzun süre genel başkanlığını yapmış bir kişiye yakınlık ve uzaklığın kriter olması asla ve asla söz konusu değildir" ifadelerine yer verdi.
İlgezdi CHP'nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyenlerin tek tek partiden tasfiye edildiğini söylemişti.