CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, uzun süredir yürüttüğü yeni tüzük çalışmalarını gazetemiz Cumhuriyet’e değerlendi. Çiftçi, kurultayın genel başkan yarışının yaşanacağı bir kurultaya dönüşme olasılığının bulunmadığını, bu olasılığın ancak Genel Başkan Özgür Özel’in istemesiyle gerçekleşebileceğini dile getirdi ve “Biz seçimden kaçmayız. Ama tek derdimiz bu partiyi iktidara taşımak” dedi. Yeni tüzükle kadınlara kademeli olarak yüzde 50 kotasının getirileceğini, adaylara dönem kuralı konusunda partide genel bir istek olduğunu belirten Çiftçi, 31 Mart yerel seçimleri öncesinde sıkça başvurulan ölçme değerlendirme yönteminin aday belirlenmesinde etkin olarak kullanılacağını söyledi. Çiftçi’nin sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
Tüzük Kurultayı çalışmaları ne durumda?
İlanımızı verdik, yasal başvurularımızı yaptık. 4 Eylül’de başlayıp 9 Eylül’de biten beş günlük bir program. CHP’nin değişimini anlatan bir hafta planlıyoruz. Biz burada bir hayalimizi gerçekleştireceğiz. 4 Eylül’de Sivas’a gideceğiz. İl başkanlarımızla, parti meclis üyelerimizle sembolik bir toplantı yapacağız. Çünkü Sivas Kongresi partimizin ilk kurultayıdır. 6 Eylül’de tüzük kurultayımızın ilk gününü gerçekleştireceğiz. Son kurultaydan bu yana partide kurumsallaşmaya, yenileşmeye, partiyi ileriye götürmeye yönelik dönüşüm sağlandı. Aslında biz bunu anlatacağız bu kurultayda. Parti Akademisine, Yerel Yönetimler Akademisine, Parti Okulu, parti içi eğitimleri, kurumsal kimlik üzerine farklı çalışmalarımız var. Genel başkanımızın sık paylaştığı belediyelerin, örgütlerin skor kart karneler oluşacak. Bir dönem sonra genel merkezi ölçebileceğimiz bir sisteme dönüştüreceğiz. Denge denetlemeyi güçlendireceğiz.
DEVRİMİ ATATÜRK YAPTI
Neler değişecek?
Önceki genel başkanımız Kılıçdaroğlu ve genel başkanımız Özel’in ortaklaşan önerileri var. İki genel başkanımızın da vermiş olduğu sözleri tutacağız. Üyeliğin yeniden yapılandırılmasına ilişkin netleşmemiş ama çerçevesi çizilmiş ortak talep var. O konuda çalışma yapacağız, tabi genel kurul karar verecek. Genel başkanımız müjdesini vermişti, kademeli bir şekilde yüzde elli kadın kotasını, eşit temsil noktasında, devrim niteliğinde bir şey yapmak istiyoruz. Ülkemizde seçme ve seçilme hakkı devrimini kurucu genel başkanımız Atatürk yaptı. İnşallah biz de tamamlayacağız. MYK seçimi üzerinde çalışıldı. MYK, Parti Meclisi’nden (PM) seçiliyor. Önceki genel başkanımızın bazı uzmanlık alanlarına ilişkin genel başkanın yine PM’den önerme hakkı olması yönünde önerisi vardı. Genel başkanımız 4-5 Kasım’da güvenoyu almıştı. Belki bir kısmının seçimle, bir kısmının güvenoyuyla olması düzenlenebilir. İl başkanlarımızın, ölçme değerlendirmenin aday belirlemede etkin olması yönünde uzlaşıları var. Çünkü 31 Mart’ta bunun çok faydasını gördük. Elbette bir önseçim… Belediyelerimizin mutlaka denetlenmesi… Belediye-örgüt ilişkileri, örgüt-genel merkez ilişkileri bunların hepsine ilişkin raporlar var, komisyonda görüşülecek.
Genel Başkan Özel’in genç vurgusu vardı…
Yerel seçimde aday belirlerken gençlere ve kadınlar hep öncelik tanıdık. İki kişi baş başa çıkıyorsa birisi genç ya da kadınsa önceliği ona verdik. Hakim denetimli bir ön seçimde “genç-kadın kotası uyguluyorum” diyemez. Biz örgüt yönetiminde ön seçim yaptık, yönerge yazdık. Dedik ki her üç sırada bir kadın her beş içinde mutlaka bir genç olacak dedik. Ve ona göre düzenledik.
Tüzüğe yansıyacak mı?
Genel kurul karar verecek ama Türkiye’de bu içselleştirilene kadar tüzüğümüzde olmalı gerektiğini ben düşünüyorum. Tabii liyakatli olsun. Ama liyakatli gençlere ve kadınlara da yer açalım. Yerel yönetimlerdeki çabamızda bu yöndeydi, bunu aşmaya çalışıyoruz. Genel seçimlerde de bu yönde olsun ama sonuç olarak genel kurul karar verecek.
Genel başkanın da o yönde bir tavrı var.
Evet genel başkanımız da “Türkiye bunu içselleştirene kadar kadınların ve gençlerin önünü açabilecek bütün mekanizmaları işletmek zorundayız” diyor. 31 Mart’taki başarımızın temellerinden bir tanesi de aslında bu. Kolektif aklı işletmek noktasında bir sakınca görmüyoruz. Karar mekanizmalarını ortaklaştırırsanız doğru sonuç alırsınız.
ÖLÇME DEĞERLENDİRME ETKİLİ
Adaylıklar konusunu açabilir miyiz?
Ön seçim yapıp çok başarılı 31 Mart gecesi var. Ama ön seçim yapıp da başarılı olamadığımız seçim çevreleri de var. Ölçme ve değerlendirmenin de olacağı, üyenin, örgütün görüşünün de alınabileceği, karma bir sistemi yaşama geçirmek lazım. Örgüt denetiminde bir ön seçimin puanlaması, ölçme değerlendirmenin puanlaması, örgütün, üyenin görüşünün puanlaması olur, kadın ve gencin pencerelere yerleştirileceği bir sistem. Örneğin Çankaya, Kadıköy belediye meclislerine halk sağlığı uzmanı, mimar, şehir plancısı lazım olur. Ama Ardahan’a veteriner, ziraat mühendisi gerekir. Bunları kapsayacak bir aday belirleme yöntemi olmalı.
Tek bir kural konulursa aşması kolay mı oluyor?
Tek bir kural koymak doğru bir sonuç vermiyor her zaman. Karma bir sistemi hayata geçirmek ve bu karma işlerin birbirini denetleyebilir olduğunu görmek çok kıymetli. Parti iktidara gidiyor, müthiş bir ivmesi var. Bu ivmeyi düşürmeden güç kazandıracak ne varsa onu yapacağız. Biz aynı zamanda yeni programımızın usul ve esaslarını da konuşacağız. Program Komisyonumuzu da seçeceğiz.
‘DERDİMİZ İKTİDARA TAŞIMAK’
Kurultay, genel başkan yarışı olacak bir kurultaya dönüşür mü?
İl Başkanlarımızda böyle bir eğilim görmedim, kurultay delegasyonunda yok, hiçbir yerde yok. 47 yıl sonra birinci parti olduk, 411 belediye yönetiyoruz. Seçimli kurultay istemek akılla bağdaşmaz. Tüzüğümüzün 48. Maddesi der ki ‘Genel başkan doğrudan ya da parti meclisinin kararı ya da kurultay üye tam sayısının beşte birinin on beş günlük süre içinde noterden onaylı, imzalı yaptıkları başvuru üzerine olağanüstü kurultayı toplantıya çağırır. Olağanüstü kurultayın gündemi isteyenlerce düzenlenir. Olağanüstü kurultayda gündemden başka bir konu görüşülemez, seçim yapılamaz. Ancak genel başkan gündeme seçim maddesi koyabilir.’ Genel başkanımız çağırdı tüzük kurultayını toplantıya. Biz seçimden kaçmayız. Ama tek derdimiz bu partiyi iktidara taşımak.
ADAYLAR İÇİN DÖNEM KURALI
Seçilenlere dönem kuralı gelecek mi?
Bu yönde öneriler geliyor. Bir dönem kuralı olması gerekir. Ama nasıl bir ayrım yapmak lazım. Meclis Plan Bütçe Komisyonu var ve çok önemli orada değerli, deneyimli bir üye var. Parti güç kaybedeceği yerde nasıl davranacak? Sırf kural gereği üyeyi çekerseniz ne kaybedersiniz? Aday belirlemeye yönelik söylediklerimiz burada da geçerli. Yani o dengeyi ve denetlemeyi çok iyi kurmamız lazım.
Genel başkanın üzerinde çok durduğu dijitalleşme olacak mı?
Evet, dijitalleşmeye ilişkin hükümler getirmemiz gerekiyor. Genel başkanımız anlatıyor: Üye kendi çalışmalarını kendi denetleyebilir noktaya gelmeli. İlçe hangi üyesi hangi toplantıya katılmış, hangisine katılmamış, hangi basın açıklamasında yanında olmuş ya da hangi konuda fikir vermiş, bunların hepsini kendi görebilmeli. Dijital demokratik katılım diye bir sistemimiz var bizim. Bu sistemle bütün üyelerimize, bütün yetkililerimize soru sorup anket yapabiliyoruz.
Bunu hiç uyguladınız mı?
Uyguladık. Üyelerimizin dahi fikrini buradan sorabiliyor boyuttayız şu an. Kurultay delegasyonumuza sorarız, ilçe başkanlığımıza, il başkanlığımıza. Hatta üyemizin bile fikrini alabiliriz bu noktada. Örneğin kotalar konusunda benim önerdiğim kısma bir şey demediler ve havada kaldı. Hemen kurultay delegasyonumuza gidebiliriz. Bu dijitalleşmeyi tüzüğe yerleştireceğiz. Kriptolu, çok sağlıklı oylama yapılıyor ve anında sonuç alınıyor. Ve yapılan oylamaların sonucunu muhatabı görüyor. Baskı altında olmadan oy kullanabiliyor ve fikrini açıklayabiliyor.
Yabancı katılım olacak mı?
Sosyalist Enternasyonal üyelerinin de davetlisi olduğu, Avrupa Parlamentosu’ndan da üyelerin davetli olduğu, belki onların da görüşlerinin harmanlandığı bir kurultay olacak.