JINNEWS -Dilan Babat - Öznur Değer
ANKARA - Dünyanın her alanında kadın mücadelesini birleştirecek bir köprünün önemine dikkat çeken, DKY Ortadoğu Kuzey Afrika Sözcüsü ve Fas İnsan Hakları Derneği eski Başkanı Khadija Ryadi, Rojava’daki kadın mücadelesini yakından takip ettiklerini belirterek, Kürt kadın hareketinin direnişi ve mücadelesinin kendilerine yol gösterdiğini söyledi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) 3 Temmuz’da “Çözüm Bizde” şiarıyla Ankara Spor salonunda büyük bir coşku milyonların katılımıyla 5’nci Olağan Kongresini gerçekleştirdi. Kongreye Ortadoğu’dan Avrupa’ya bir çok isim katılım sağladı. Kongre öncesi HDP Genel Merkezi’ne Ortadoğu’dan gelen heyet, HDP’lilerle bir araya gelerek, kapatma davası, Kürt kadın siyasetçilerin tutuklanması ve gerçekleşen saldırılarla ilgili görüş alışverişinde bulundu.
1983 yılından bu yana kadın-erkek eşitliği, ifade özgürlüğü konularında mücadele eden, Fas’ta insan hakları alanında çalışan 22 sivil toplum kuruluşunun koordinatörlüğünü yürüten Dünya Kadın Yürüyüşü (DKY) Ortadoğu-Kuzey Afrika Sözcüsü ve Fas İnsan Hakları Derneği eski Başkanı Khadija Ryadi, kadınlara dönük baskılara ve kadın mücadelesine dönük değerlendirmeler yaptı.
‘Fas’ta birçok kadın aktivist ve yazar cezaevinde’
40 yıla yakın süredir kadınların Fas’ta mücadele ettiğini, bu mücadele sonucu birçok kazanım elde ettiğini söyleyen Khadija Ryadi, gerek yurttaşlık, gerek aile kanunlarında kadınların mücadelesi sonucu yasa değişikliğine gittiğini kaydetti. Khadija, “Tam eşitliği sağlayabilmemiz için çok daha uzun yol almamız gerekiyor. Fas’ta da erkek egemen yönetimi olduğu için ve bu yönetimi değiştirmek için çok fazla mücadele etmemiz gerekiyor. Bizim de baskıcı ve kadınlara karşı eşitsiz bir yönetimimiz var. Böyle olduğu için kadınlar daha fazla baskıya maruz kalıyor. Bizim ülkemizde de, birçok kadın yazar, gazeteci cezaevinde. Ama bütün bunlara rağmen, kadın hareketi olarak Cezayir’in bütün alanlarında köyden tutalım, kentlere kadar kadın mücadelemiz devam ediyor. Fas halkının özgürlüğü için mücadele ediyoruz, bu alanda kadınlar aktif olduğu için cezaevleri ile çok rahat tehdit edilip tutuklanabiliyor. Birçok aktivistimiz yargılanmakta birçoğu da cezaevinde” dedi.
‘Kürt kadın mücadelesi yol gösterici’
Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Demokratik Kadın Koalisyonu (NADA) adı altında bir çatılarının olduğunu ve bu çatı altında birçok etkinlik ve eylemsellik gerçekleştirdiklerini belirten Khadija, Dünyanın her yerinde kadınların aynı sorunlarla karşı karşıya kaldığını ifade etti. Khadija “Sorunlarımız aynı olduğu için mücadelemizin de ortak olması lazım. Bu durumun düzelmesi için birlikte hareket etmemiz, bir dayanışma sunmamız gerekiyor ve biz de bu çabanın içerisindeyiz. Baskıcı rejimlerin adı ne olursa olsun bunlara karşı mücadele etmemiz lazım yoksa başka türlü mücadelemiz başarıya ulaşamaz. Kürt kadınlarının direnişlerini ve mücadelelerini biz yakından takip ediyoruz ve Türkiye’de tutuklanan Kürt siyasi kadınların mücadelelerinin yanında olduğumuza dair kendi ülkelerimizde bildiri yayınladık. Kürt kadınının gösterdiği direniş ve mücadele bizler için çok önemli hatta yol gösterici bir okul olarak görüyoruz. Özellikle Kürt kadın hareketinin Rojava’daki kazanımlarını ve mücadelelerini yakından takip ediyoruz” diye belirtti.
‘Zorba rejimler kadın mücadelesinden korkuyor’
Kuzey Afrika'da kadınların Kürt kadın mücadelesini çok iyi bilmediğini Türkiye’nin de Kuzey Afrika'da kadınların mücadelesinden habersiz olduğuna dikkat çeken, Khadija, bunun tek yolunun kadınlar arasında bir köprü oluşturulması gerektiğinin önemine vurgu yaptı. Khadija, “Bu köprünün kurulmamasının tek sebebi kadın mücadelesinin yan yana gelmesinden korkmalarıdır. İktidarlar nerede olursa olsun kadının bilinçlenmesini istemiyor. Zorba rejimlerin hepsi de kadın mücadelesinden korkuyor. Bugün zorba ve baskıcı rejimlerin varlık nedeni ve tek dayandıkları şey erkek egemen toplumdur. Dolayısıyla kadının verdiği mücadele sadece kendisi için değil, toplumun tamamı içindir. Kadını siyasetten ve mücadeleden uzak tutmak için her türlü yönteme başvuruyor. Suriye’nin kuzeyinde DAİŞ’e karşı büyük bir mücadele içerisinde olan kadınlar var ve bu kadınları bizler gönülden kutluyoruz. Dünyanın her yerinde kadınlar, erkek egemen topluma karşı ortak hattı oluşturmalı. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan söz ediyoruz ama Türkiye'de kadınların yaşadığı sorunlar da ortak. Dünyadaki sistem zaten kadına yönelik şiddeti, öldürmenin politikalarını yaratıyor” ifadelerini kullandı.
‘Eşit temsiliyet mücadelesi vermemiz lazım’
Dünya sisteminin kadın politikalarına karşı kadınların da büyük bir mücadele içerisinde olduğuna vurgu yapan Khadija, son olarak şunları söyledi: “Bu mücadeleleri çok yakından takip etmemiz lazım. Latin Amerika’ya baktığımızda köylü kadınların kapitalist sisteme karşı çevreyi korumak için mücadeleleri var biz bu mücadelenin içerisindeyiz. Biz kendimize kadın hareketi diyoruz ama mücadelemiz sadece kadınlar için değil, insanlık için de mücadele veriyoruz. Kapitalizmin gidişatına baktığımızda insanlığı yok edecek geleceğe doğru gidiyor ve bizim buna karşı ortak mücadele etmemiz lazım. Mücadelemiz sadece alanlarda değil, her yerde eşit temsiliyet için de mücadele etmemiz gerekiyor ve eşit temsiliyetin bütün dünyada var olması mücadelesi içerisinde yer almalıyız. Bütün siyasi partilerin kadınlara yönelik politikalarında da ciddi değişimlere gitmesi gerekiyor. Uluslararası dayanışma da bu noktada çok önemli. Toplumun her alanında erkek egemenliğine karşı ilerici kadın sayısının da her alanda sayılarının yükseltilmesi lazım. Her ülkenin kadın mücadelesi deneyimi var, bu deneyimleri de göz önüne alarak, büyük bir kadın köprüsünü oluşturabiliriz.”