Bizleri doğuran, aydınlatan ve insanlaştıran kadınlardır. Bilge kadınlardır, Filozof kadınlardır, özgür kadınlardır.   Demokratik Neolitik dönemde özgür, adaletli, eşit toplumun öncüleri kadınlardı. Özgür Kadın-Erkek eşitliği temeli ilk defa o dönemde atıldı, fakat Demokratik neolitik dönemden günümüze kadar kadınlar eril zihniyet tarafında sömürüldü ve sömürülmektedir.

Yaşadığımız bu dönemde Kadının gücünü küçümsedik, cesaretini önemsemedik, yaratıcılığını es geçtik, kafasına koyduğunda neler yapabileceğini kestiremedik, yaşam yolunu biz çizdik, ihmal etik, ağlattık, özdük, acılar çektirdik çünkü biz “ERKTİK”. Lakin dünya yaratıcı ve doğurgandı. Kadında yaşamın temeliydi; Anaydı, Eşti, Yoldaştı yaptığımız kadınların şahsında yaşamı çiğnemekti. Bu zihniyet sonucunda yaşadığımız toplumda kadına şiddet ve kadın katliamı son 7 yılda yüzde bin 400 oranında arttı, son 1 yılda öldürülen kadın sayısının 300'ü geçti…

 



Yarın ki kurmak istediğimiz Demokratik Neolitik toplumu inşaa edilebilir miyiz? Edilebiliriz, yeter ki bizler toplumu oluşturan erkek ve kadınlar içimizdeki erilği öldürebilelim, ( "Biz Erkek Değiliz İnisiyatifi" (BEDİ): sadece dayakla simgeselleşen şiddeti değil, aynı zamanda taciz, cinsel istismar ve tecavüz gibi kadına yönelik her türlü eril şiddeti protesto etmeye ve erkek cinayetlerini teşhir etmeye karar verdik; ilan ediyoruz ve diyoruz ki taciz, tecavüz, şiddet, cinayet erkeklikse, biz erkek değiliz)  Eril zihniyetle, kadın iradesine hiçleştirenler anlayışı mahkum edersek, kadınlarda kendi iradelerine, tarihlerindeki duruşlarıyla, tanrıçalar, bilge kadın olarak filozoflaşırak yarın ki Demokratik Neolitik toplumun özgür Kadın-Erkek eşitliğinin temel taşlarını atabilirler. Bizlerde o günden bugüne kadar kadınlara karşı her yerde özeleştiriyle yaklaşabilirsek, bugünden yarına Özgür insan, özgür toplum, özgür birliktelik, özgür eş yaşamı iradesini inşaa edebiliriz.

 



Bir bütünen tüm cinsiyetlere çağrımdır; Annemize, Eşimize yoldaşlarımıza, arkadaşlarımıza, sevgilimize, kızımıza, torunlarımıza, tanıdık ve tanımadığımız dünyadaki tüm Kadınlara hitap ederken, Bilge kadın, Tanrıça, Filozof kadın, Özgür kadın gibi kavramları her yerde yaşamsalaştırırsak kadın kimliğine yaptığımız soykırıma karşı özeleştirimizi pratikte sergilersek özgür kadın- özgür erkek- özgür toplum felsefesinin inşaasına adım atmış oluruz. Karanlığa sürüklendiğimiz bu günlerde; engellemeyin, baskılamayın, durdurmayın, özgürlüklerini kısmayın ki bu zülmun karanlığını nasıl yırtacaklarını görelim…