İSTANBUL - Sendikal ve emek örgütlerindeki dağınıklığı gidererek taban örgütlenmelerinin sağlanması gerektiğini belirten HDK Emek Meclisi üyesi Deniz Bakır, zorlu geçecek yeni dönemde emekçileri HDK'de örgütlenmeye çağırdı. 

Halkların Demokratik Kongresi (HDK), yarın "Umutla, direnişle, hep birlikte özgürlüğe" şiarıyla 13’üncü Genel Kurulu’nu gerçekleştirecek. Hazırlıkların tamamlandığı Genel Kurul, İstanbul’un Sancaktepe ilçesinde bulunan Dr. Kadir Topbaş Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenecek. Kurulduğu günden beri meclisler şeklinde bir örgütleme modeli benimseyen HDK'ye Genel Kurul'la beraber yeni meclis ve yeni bileşenlerin dahil olacağını söyleyen HDK Emek Meclisi Üyesi Deniz Bakır, işçi ve emekçiler başta olmak üzere tüm ezilen kesimlere Genel Kurul'a katılmaya davet etti. 

Çok yoğun bir ekonomik kriz ve sömürü sürecinin yaşandığını, bunun en büyük yansımasını emek alanında kendisini gösterdiğini belirten Bakır, "Demokratik hakların askıya alınması, Kürt sorununun çözümsüzlüğü ve savaş politikalarından kaynaklanan genel bir siyasi ve toplumsal kriz hali var. Bunun en somut yansıdığı alanlardan bir tanesi de emek alanı. İşçiler uzun süredir siyasi iktidarın ekonomi politikalarından kaynaklı olarak gittikçe daha büyük bir yoksulluk krizi içerisine girmiş. Siyasi iktidar bunu çok kasıtlı ve sermaye yanlısı savaş baronları güçlerini besleyen politikalarla teşvik ediyor. Bir taraftan sermayenin vergileri affedilip savaş sanayisi ve savaş politikalarına büyük yatırımlar yapılırken diğer taraftan ise son bütçe tartışmalarından da gördüğümüz gibi yoksulların boğazından nasıl keseceğinin hesabını yapan bir politik hatta ilerliyor. Yani enflasyon, savaş giderleri artıyor ama emekçilere ayrılan pay giderek küçülüyor" ifadelerini kullandı. 

'BİRLEŞİK MÜCADELE ZEMİNİ OLUŞTURMAYI AMAÇLIYORUZ'

İşçi ve emekçilerden yükselen bir itirazın olduğunu, bu itirazı örgütlü hale getirmek amacıyla HDK Emek Meclisi olarak kimi çalışmalar yürüttüklerini altını çizen Bakır, "Emekçiler bir taraftan kendilerine yol arıyorlar, ama diğer taraftan çok dağınık ve örgütsüz bir haldeler. Ne yazık ki Türkiye’de ki sendikal ve emek örgütlenmeleri gerçekliği de bu dağınıklığı giderebilecek bir görüş açısı sunamıyor. Biz bu sorunun çözümünün taban örgütlenmelerinin gelişiminde olduğunu düşünüyoruz ve HDK fikriyatı ve Emek Meclisi tam da bu açığı kapatmaya aday bir örgütlenme. Bu nedenle aslında bizim bulunduğumuz bütün alanlarda emek meclislerini kurmak, emekçileri bir toplumsal inşa gücü olarak yeni yaşamın örgütlenmesinin unsuru haline getirmek gibi bir yaklaşımla hareket ediyoruz. Emek Meclisi olarak güçlerimiz içerisinde bir bilinç, farkındalık yaratma, toplumsal mücadele ve emek mücadelesi arasındaki ilişkiyi kurma kapsamında bir emek okulu ile başladık. Daha sonra işçi direnişleriyle dayanışma kapsamında bir dayanışma konseri örgütledik. Biraz dönem anlayışımız şu çerçevede şekillendi aslında" diye konuştu. 

'TOPLUMSAL DİRENİŞLERİN SONUÇ ALDIĞINI GÖRÜYORUZ'

Emek Meclisi olarak Genel Kurul öncesi yeni dönemde izleyecekleri yol haritası üzerine uzun süredir tartışmalar yürüttüklerini söyleyen Bakır, "Emekçilerin ihtiyaçlarını gören, karşılayan, buna alternatifler üreten, hem politik mücadele zemininde örgütleyen hem de bunu toplumsal inşa gücü haline getiren bir örgütlenme sürecini bir süredir yürütüyoruz.  Örneğin çeşitli fabrikalarda, işyerlerinde, alanlarda emekçiler bu sömürü ve yoksulluk politikalarına karşı bir direnme eğilimi gösteriyorlar, ama bu eğilimler birleşemediği oranda aslında sermayenin topyekûn saldırısı karşısında savunmasız ve güçsüz kalıyorlar. Doğal olarak biz, emek hareketi olarak bu konuda, mücadeleci bütün güçleri bir araya getirmek ve birleşik bir mücadele zemini oluşturmayı amaçlıyoruz. Son zamanlarda emek hareketinin dikkat çeken unsurlarından bir tanesi aslında toplumsal dayanışmayı örgütleyen tüm direnişlerin sonuç alıcı olduğunu görüyoruz. Fernas işçileri ya da CarrefourSA işçileri bunun en yakın zamandaki örnekleriydi. Yani toplumsal dayanışma ve farkındalık oluştukça ve birleşik bir tutuma dönüştükçe bu direnişler sermaye ve patronlara geri adım attırıyor" şeklinde konuştu.

HDK'YE KATILAN YENİ BİLEŞENLER

Yeni dönemde HDK'ye yeni bileşenlerin de dahil olduğunu ifade eden Bakır, "Genel Kurul'da da bu çerçevede bazı hazırlıklar yürüttük. Hem yeni işçi arkadaşlarımızı bu sürece katmak hem de yeni örgütlenmeleri bu sürece dahil etmek için çaba gösteriyoruz. Örneğin motokurye örgütlenmelerinden, atık kağıt işçilerinden HDK bileşeni olarak sürece dahil olan kesimler var. Çeşitli sektörlerden arkadaşlarımızı bu sürece dahil oldu. Biz bu süreçte bu anlayışı geliştirmek ve Genel Kurul süreci sonrasında da emek hareketinde birleşik bir zemin örgütlemek için daha güçlü bir çalışma yürütmek görüş açısıyla hareket edeceğiz" diye belirtti. 

'Rojava, tarih yazan bir halkın mücadelesidir' 'Rojava, tarih yazan bir halkın mücadelesidir'

GENEL KURUL'A ÇAĞRI

Ekonomik krizden dolayı yeni dönemin emekçiler, ezilenler açısından daha da ağır geçeceğini ifade eden Bakır, şöyle devam etti: "Bir taraftan çözüm tartışmaları yürüyor diğer taraftan ekonomik kriz ve bunun sonucu olarak Şimşek programı olarak adlandırılan ekonomik programın emekçileri daha büyük bir yıkım getirdiğine her gün izleyerek görüyoruz. Asgari ücret önümüzdeki bir iki ayın en temel gündemlerinden birisi olacak. Öyle anlaşılıyor ki siyasi iktidar ve Şimşek programı emekçilere hiçbir pay ayırmamak gibi bir kararlılıkta görünüyorlar. Bu kararlılığı yıkmak için işçi sınıfının, emekçi ve ezilenlerin birleşik tutumunu ve kararlılığını örgütlememiz gerekiyor. Bunun ilk yollarından birisi de ortak bir irade, görüş ve duruş sergilemek. HDK Genel Kurul’da aslında bu yolla atılmış bir adım. Tüm emekçileri hem Genel Kurul'a hem de HDK Emek Meclisi ve diğer meclis ve alan örgütlenmelerinde bu süreci güçlü bir şekilde yürütmek için birleşmeye çağırıyorum."

MA / İbrahim Irmak

Kaynak: https://mezopotamyaajansi40.com/tum-haberler/content/view/257252