İZMİR - Deniz Poyraz davasında mahkemenin dosyayı tek sanığa ceza vererek kapatmak istediğine işaret eden İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, davanın daha bitmediğini, reddedilen taleplerin duruşmalarda tekrar tekrar gündeme getirileceğini söyledi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir il binasına yönelik saldırı gerçekleştiren ve Deniz Poyraz’ı katleden Onur Gencer hakkında açılan davanın son duruşması 18 Temmuz’da görüldü. Katil Onur Gencer ilk 3 duruşmadaki rahat ve tahrik edici tutumunu sürdürürken, mahkeme heyetinin de olayın arka yüzünün ortaya çıkarılması konusundaki tutumu devam etti. Müdahil avukatların delillerin toplanması yünündeki bütün taleplerini cevapsız bırakan heyet, bu duruşmada da talepleri reddetti. 

Avukatlar tarafından davada önemli görülen tanıkların yüz yüze dinlenmesi ve dijital materyaller dahil delillerin toplanması konusundaki talepleri görmezden gelen heyet, avukatların soru sorma haklarına dahi müdahale etti. Yine katil Gencer avukatların hiçbir sorusuna cevap vermezken, dinlenen tanık ifadelerinde birçok çelişki ortaya çıktı.  

KARANLIK NOKTALAR

Dosyada yaşanan gelişmeler ve davanın gidişatına dair İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel MA'ya  konuştu.  Davanın seyrini soruşturma evresinden başlayarak değerlendirmek gerektiğini ifade eden Yücel, eksik bir soruşturma yürütüldüğünü ve toplanması gereken delillerin toplanmadığını söyledi. Soruşturma evresinin böyle baştan savma yürüyünce bu işlerin mahkemeye kaldığını kaydeden Yücel, “İddianame ve soruşturmanın yürütülme biçiminden anlaşıldığı kadarıyla bu kadar vahim bir olayın bir kişinin hezeyanları sonucu gerçekleşmiş bir eylem olarak gösterilmeye çalışılıyor. Oysa uzun süren bir hazırlık evresi, silahların temini, eğitimlerin alınması, kamuoyuna da siyasi partilerle ilgili yansıyan iddiaların bulunması arka planın araştırılmasını zorunlu kılıyor. Olay günü polislerin arasından geçmek suretiyle binaya giriyor. Son duruşmada bir tanık henüz olay gerçekleşmeden önce binaya girmesinin polis memuru tarafından engellendiğine ilişkin beyanda bulundu. Bütün bunlar karanlık noktalar” dedi. 

HEYETİN TUTUMU

Bu tür cinayetlerin, toplumun birlikte yaşama idealinin ortadan kaldırılmasına yönelik yapılmış saldırılar olduğuna dikkati çeken Yücel, bunların arkasında da hep karanlık güçlerin bulunduğunu belirtti. Toplumun beklentisinin katile ceza verilmesinin yanında onun eline silahı veren, cinayet zihniyetini yerleştiren ve talimatı gönderenlerin de ortaya çıkarılması olduğunu vurgulayan Yücel, “Maalesef ki 4 duruşmadır bunu gerçekleştiremedik. Arkadaşlarımızın sürekli talepte bulunmasına rağmen bugüne kadar karşılanmadı. Mesela sanığın emniyette nasıl ‘ağırlandığına’ ilişkin görüntülerin gelmesi için mahkemeden bulunduğunuz talebin cevabı bu duruşmada geldi. ‘Kayıtlarımız şu kadar süre içinde silindiğinden kayıtlara erişilememektedir’ denildi. Oysa bu kayıtların en baştan dosyanın içerisine koyulması lazımdı. Ancak biz bunları talep etmeye devam edeceğiz” diye belirtti. 

‘KÜSTAH TAVIRLAR’

Gencer’in hazırlanmış soruların çoğuna cevap vermediğini aktaran Yücel, şöyle devam etti: “Aslında bir hakkını kullandı ama öbür taraftan da olayın arkasındaki güçlerin tespiti noktasında bir engeli ortaya koydu. İlla konuş diye bir yöntemimiz yok. Ama sanığın cevap vermediği soruların cevabını bulmak mahkemenin işi, biz de bunu sağlamak için bu soruları soruyoruz. Çok uzun bir hazırlık yaparak duruşmaya gidildi. Sorular grup grup hazırlandı. Hem sanığa hem tanığa sorulacak sorular belliydi. Bu sorular bir ilişkiyi ortaya çıkarmak amacıyla sorulmuştu. Delillerin toplanması sırasındaki ayak sürüme hali sorular esnasında da kendisini gösterdi. Sanığın çok küstah bir tavrı vardı. Mahkemenin sanığa karşı ‘sessizliği’ bu küstah tavrı daha da arttırması konusunda imkân da yarattı.”

‘ADALET TECELLİ ETMEYECEK’

Mahkemenin bugüne kadarki tutumlardan sıyrılarak hakikati bulmak adına hareket geçmesi gerektiğini ifade eden Yücel, “Mahkeme kovuşturma aşamasında da soruşturma yürüterek delilleri toplayabilir. Bunu kendiliğinden yapabilir. Ama biz kendiliğinden yapmadığını gördüğümüzde ‘Bunlar eksik kaldı’ şeklinde müdahale ediyoruz. Halen söylüyoruz. Herkes ayak sürürken biz gerçekler ortaya çıksın diye iğneyle kuyu kazıyoruz. Onlarla kürekle üzerine kapatmaya çalışıyorlar. Ne kadar devam ederse etsinler bizde aynı kararlılıkla mücadele etmeye devam edeceğiz. Umarım bu davayı bir kişiye ‘en ağır cezayı verdik’ diyerek kapatmak yolunu seçmezler. Çünkü bu yalnızca piyon. Gerçek sorumluların ortaya çıkarılıp cezalandırılmadığı bir yerde ne kişilerin vicdanında ne de hukuk dünyasında adalet tecelli etmiş olmayacak” diye belirtti. 

SİYASİLERİN ROLÜ

“Bu basit bir cinayet değil” diyen Yücel, örgütlenme özgürlüğüne, birlikte yaşama, halkların güvenine ve aynı zamanda Türkiye’nin yaşanılabilir ve güvenli bir ülke olduğu algısına yönelik bir saldırı olduğuna dikkati çekti. Siyasi partiler bu konudaki sorumluluklarını kabul etmek zorunda olduğunu dile getiren Yücel, “Cumhurbaşkanı ve diğer yetkililerinin yaptığı açıklamalar bu saldırıyı tetikleyen asli unsurlardır. . İzmir’de ya da başka yerde yapılan saldırılar, milliyetçilik söylemleri üzerinden yabancılara yönelik linç girişimleri aynı ilişkinin parçası. Bir kaotik ortam yaratma, demokrasiden uzaklaşma, yeni düşmanlar ve düşmanlıklar yaratma amacını taşıyor. Çünkü iktidar düşmanlıklardan besleniyor. O dönemde şeytanlaştırmaya çalıştıkları partiye yönelik söylemler bu saldırının da fitilini yaktı. Elbette ki bu cezasızlık kültürü çok daha fazla saldırının zeminini hazırlar. ‘Yapsan da bir şey olmuyor ki’ algısının yerleşmesini sağlar. Ama şundan da rahat olmak gerekir ki bu süreç artık böyle devam etmeyecek. Çünkü bu şiddet ortamını besleyenler, bu talimatları verenler artık kendi ömürleri de fazla değil. ‘Hedef 2023’ demişlerdi. Ama ben onların tersine 2023’ün Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından bir hedef olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı. 

‘DAVA DAHA BİTMEDİ’

Davanın henüz bitmediğini sözlerine ekleyen Yücel, tüm taleplerinin reddedilmesinin bu talepleri yeniden konuşmayacakları anlamına gelmediğini söyledi. Daha dinlenilmemiş tanıklar olduğunu aktaran Yücel, “Görüntülere yönelik bir bilirkişi incelemesi yapılacak. Bu incelemenin sonuçları belki de mahkemeye bizim açtığımız yolda yürümenin önemini de gösterecek. Çünkü katil yakalandığı andan itibaren bir koruma perdesinin arkasındaydı. Bir taraftan toplumsal olaylara nasıl müdahale edildiğini görüp öbür taraftan da bir insanı öldürmüş birine ‘gel bakalım abicim’ diye şevkatle muhabbet eden bir polis anlayışını gördük. Demek ki bazı sanıklar kolluk, devlet ve idare tarafından korunuyor durumda. HDP’yi sevmiyor, beğenmiyor ya da ‘tehlikeli bir parti’ görüyor olabilirsiniz. Ama bu HDP’ye yönelik saldırıda katledilen bir insanın soruşturmasını yürütürken gerçekleri ortaya çıkarmak konusundaki çabanızı etkilememeli. Bir hukuk devleti ve bağımsız bir yargıdan söz ediyorsanız süreç böyle ilerlememeli” diye konuştu. 

MA / Tolga Güney