VAN-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: Van’da bir zamanlar ‘Arzuhalciler Sokağı’ olarak bilinen ve her gün yüzlerce kişinin uğrak yeri olan sokakta ise sadece iki arzuhalci kaldı. Adına türküler yazılan, bir zamanların en çok aranan meslek erbaplarından olan arzuhalcilerin bugünkü durumunu 30 yıllık arzuhalci Hamza Kılıç ile konuştuk.

Oktay Candemir

VAN– Bir zamanların en önemli mesleklerinden biri olan arzuhalcilik gelişen teknoloji ve okuma yazma oranının yükselmesi ile birlikte tarihe karışıyor. 30 yıldır aynı sokakta arzuhalcilik yapan Hamza Kılıç, vatandaşın en fazla sosyal yardımlardan faydalanmak, iş talepleri ve boşanmak için kendilerine gelerek dilekçe yazdırdığını söyledi.

Adına türküler söylenen, şiirler yazılan arzuhalcilik mesleği artık eski önemini yitiriyor. Son yıllara kadar insanların en önemli ihtiyaçlarından biri olan arzuhalciler ise neredeyse kalmadı. Van’da bir zamanlar ‘Arzuhalciler Sokağı’ olarak bilinen ve her gün yüzlerce kişinin uğrak yeri olan sokakta ise sadece iki arzuhalci kaldı. Bilgisayarın ortaya çıkışı ve yaygınlaşması ile birlikte daktilolarını bir kenara bırakan arzuhalciler şimdi bilgisayarda dilekçe yazmayı tercih ediyor. Van’da kalan son iki arzuhalciden biri olan Hamza Kılıç, arzuhalciliğin artık bir nostalji olduğunu vurguladı.

‘ARTIK HERKES KENDİ DİLEKÇESİNİ YAZABİLİYOR’

1990 yılından bu yana Arzuhalciler Sokağı’nda bulunan Hamza Kılıç, arzuhalcilikten kazandığı para ile 7 çocuk büyütmüş. Çocuklarını okutan Kılıç, şimdilerde arzuhalcilik parası ile kendini dahi geçindiremediğini söyledi. Arzuhalcilik mesleğinin son demlerini yaşadığını söyleyen Kılıç, “ Teknoloji gelişti ve toplumda artık eğitimli bireylerin sayısı çok fazla. Herkes kendi dilekçesini yazabiliyor. 20 yıl önce böyle değildi, herkes bize koşardı. Hatta bazıları derdini bile anlatamazdı” dedi.

‘İNSANLARIMIZ ARTIK KAVGA ETMİYOR VE TARTIŞMAYI YARGIYA TAŞIYOR’

“Eskiden arazi kavgaları olurdu, birçok insan kan revan içinde buraya gelirdi. Ama artık toplum kavgayı, şiddeti tasvip etmiyor. Kavga etmeden konuyu direkt yargıya taşıyorlar. Kavga yüzünden bize artık gelen yok. Bu sevindirici bir durum. Ama şöyle bir gerçek de var. Tarım artık bitti ve kimsenin topraktan beklentisi kalmadı” diye konuştu.

‘ALTI DEFA DİLEKÇE YAZDIM OLMADI, BU DİLEKÇEMİ ALLAH’A YAZ’

30 yılda birçok olaya tanıklık eden Kılıç bir anısını şöyle anlattı: “Vatandaşın biri 6 defa yetkili makamlara dilekçe yazdı. Her defasında bana gelir, dilekçesini yazar giderdi. Ancak hiçbirinde sonuç alamayınca bir gün yine yazıhaneme geldi. ‘Hayırdır yine’ dedim… Dedi ki: “Sende 6 dilekçe yazdım, götürdüm ama yetkililer soruna çare bulamadı. Bu seferki dilekçemi Allah’a yazıyorum. Benim bu sorunumu çözmeyen yetkilileri Allah’a havale ediyorum” dedi.

‘ARTIK EN ÇOK DİLEKÇEYİ YOKSULLARA, İŞSİZLERE VE BOŞANMAK İSTEYENLERE YAZIYORUZ’

Kendisine bugün gelen kişilerin hangi konularda dilekçe yazdıklarını da anlatan Kılıç, “En çok sosyal yardımlaşma fonundan gıda, yakacak ve giyecek yardımı için dilekçe yazıyorlar. Valiliğin verdiği yardımlardan faydalanmak için gelen insanların sayısı son birkaç yılda yüzde 200 arttı. İkinci sırada işsiz oldukları için her gün devlet kurumlarına dilekçe yazanlar var ve bu ekonomik sorunlar yüzünden boşananlar bize geliyor. 15-20 yıl önce boşanmak için yılda bir iki defa bize gelirlerdi ama şimdi her ay onlarca boşanma dilekçesi için bize gelen var” diyerek Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krize ve yoksulluğa vurgu yaptı.

‘DAKTİLOYU ÇOK ÖZLEDİM’

Şu anda bilgisayarla çalıştığını ancak daktiloyu çok özlediğini anlatan Kılıç, bazen daktiloda yazarak geçmişe gittiğini söyledi. Dilekçeciler sokağında tek başına kaldığını ve mesleğini sonuna kadar yapmaya devam edeceğini belirtti. (DUVAR)