KURBAN Sizi bilmem, duydukça irkildiğim bir sözcüktür! Ölümle özdeşleşen bir cinayet gibi gelir bana! Üstelik kanlı bir cinayet! Kurbanın, ölümün, öldürmenin, boğazlamanın bayramı mı olur? Üstelik fakirler adına kesip, etinden en iyi tarafını kendimize ayırdığımız bayram! Çünkü içimizden gelmez, eşit dağıtmak, hele iyi tarafını fakirlere vermek! Çünkü biz paylaşma kültürü ile büyümedik! Hep yalancı bir sahtekarlıkla içimizdeki kin ve nefretin iki yüzü olduk! İslam inancı “ olanağınız varsa kurban kesin ve dağıtın” diyor! Diyor da! Bu ülkenin ne Türkleri, ne de Kürt’leri bu inanca içten bir bağlılıkla uyum sağlamış değil! Çünkü bu İnanç, bu iki bünyeye uygun değil! İkisi de tarihi kaddim kültürlerini İslama yamamaya çalıştılar ve bundan dolayıdır ki her ikisinden de oldular! Geriye bu işte nemalanan din tüccarları kaldı ve bu inancın parsasını onlar topluyor ve buradan toplumu şekillendirerek bu ortaya karışıklıktan kendilerine alan açıyor! Bana hikaye okumayın! Bu açılan alanda sevgi ve hoş görü yoktur! Yaptıkları tüm konuşmaların sonu zaten kurbana çıkıyor ve birileri doğradıkça doğruyor! Bıçak boğazımızda biz kanadıkça Tanrı’ya dualar yolluyoruz! Sonra “ bayram, barış ve huzur getirsin! diyoruz! Kendisine kan gönderdiğiniz bir Tanrı sizin hiç bir dileğinizi duymaz, görmez! İbrahim’e koç gönderdi! Ama biz elimizde bıçakla öküz kovalıyoruz! Artık ne suçu varsa!. .