ANKARA ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ-Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Bitlis Milletvekili Hüseyin Olan Diyanet İşleri Başkanlığının Cuma ve Bayram hutbelerini e-devlet üzerinden sekiz farklı dilde erişime açıp, bu diller arasında Kürtçe’nin olmamasını TBMM gündemine taşıdı.

DEM Parti  Bitlis Milletvekili Hüseyin Olan, konuyla ilgili Cumhurbaşkanı yardımcısı Cevdet YILMAZ’ın yanıtlaması talebiyle soru önergesi verdi.

Hüseyin Olan soru önergesinde şunları söyledi: “Diyanet İşleri Başkanlığı Cuma ve Bayram hutbelerini e-devlet üzerinden sekiz farklı dilde erişime açmıştır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı milyonlarca Kürt yok sayılarak konuştukları dil olan Kürtçe e-devlet sistemine eklenmemiştir. Daha önce de Diyanet İşleri Başkanlığının resmi internet sitesinde 7 farklı dilde hizmet verilirken Kürtçe yine yer almamıştır.

Diyanetin 1 Aralık 2023 tarihli Cuma hutbesinde, “Ey İnsanlar biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık. Birbirinizle tanışasınız diye sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık…” şeklindeki ayeti ana mesaj olarak insanlara tebliğ edilmekteydi. Diyanet’in uygulamaya koyduğu ayrımcı tutum bu ayetle çelişmektedir. Kürtlerin kendi yurtlarında maruz kaldığı bu ayrımcı tutum en başta “ümmetin kardeş ve eşit olduğu” prensibini inkâr ve reddetmektir.

Diğer yandan Diyanet İşleri Başkanlığı 7 Haziran 2015 seçimleri öncesi 10 bin adet Kürtçe Kur'an-ı Kerim meali, bastırmış ve yoğun talep görmesi sebebiyle hızla tükenmiştir. Sonrasında Başkanlık, 20 bin adet daha basılmasına karar vermiştir.”

 Olan önergesinde şu sorulara yer verdi:

1.     Cuma ve Bayram hutbeleri için eklenen diller arasında neden Kürtçe yoktur?

2.     Diyanet İşleri Başkanlığının bu ayrımcı tutumu karşısında herhangi bir soruşturma açılacak mıdır?

3.     Diyanet İşleri Başkanlığı Kürtçeyle ilgili ayetlerle de çelişecek şekilde neden ayrımcı politikalar yürütmektedir?

Özgür Özel’den kayyım tepkisi: Direneceğiz! Özgür Özel’den kayyım tepkisi: Direneceğiz!

4.     Diyanet İşleri Başkanlığı 2015 seçimleri öncesi kıyaslandığında çelişkili uygulamalar yaparak Kürtleri ve Kürtçeyi neden siyasi bir malzeme haline getirmektedir?