Son günlerde Kürtlerin kitap yazma merakı üzerinden bir tartışma yürütüldü. Bir veya birden fazla kitabı olan bazı arkadaşlar, kendi kitaplarını elleriyle yanına çekip diğerlerini eleştirilerine malzeme ettiler. Hâl böyle olunca ben de bir kenardan bu tartışmalara müdahil olmak istedim.

Yani,

- Her aklına esen kitap yazıyormuş. Yazsın.

- Neredeyse tamamının hiçbir edebi değeri yokmuş. Olmasın.

- Parayı veren düdüğü çalıyormuş, parasını alan yayınevleri harıl harıl bu kitapları basıyormuş. Bassınlar.

‘Sınırsız Kütüphane’ sergisi ziyaretçilerini bekliyor ‘Sınırsız Kütüphane’ sergisi ziyaretçilerini bekliyor

- Bu kitapları denetleyecek, 'kat'a basamazsın' diyecek, sansür koyacak bir kurum niye yokmuş. Olmasın zaten.

- Avrupa'da, Amerika'da bu tür kitaplar matbaa yüzü göremez, basılamazmış.

Bu ülkelerde bilimsel çalışmaları, akademik araştırmaları ve ya ülkenin ve de dünyanın tanıdığı yazarların eserlerini yayınlayan yayınevlerinin dışında dolaşımda olan sayısız saçma sapan kitap var. Üstelik bir kısmı çocuklar için tehlike arzeden kitaplar. İnsan her yerde aynı insan, fazla büyütmeye gerek yok.

Kitap yazmak bir heves, bir heyecan, bir umut bir emek işidir. Yürek işi yani.

Bırakın kim yazmak istiyorsa yazsın.

20-25 Yaşlarında cezaevine giren biri 50 küsur yaşlarında hayata yeniden katılırken hatıralarını yazıp kitaba döküyorsa bunun nesi kötü? Kaldı ki her kitabı okumak gibi bir zorunluluk da yok. Kime ne zararı var ki, varsa bir zarar yazanın kendisine.

Zaten hikâyesi sağlamsa anlatımı sade ve akıcıysa kâlbe dokunuyor bir iz bırakıyorsa kitap gerçek okuyucusuyla buluşur. Bugün olmazsa yarın.

Değilse ne gam. Eşi dostu hatır gönül destekler sonrası yok. Tozlanır bir kenarda yiter gider.

Her gün bir Yaşar Kemal çıkmaz ki...

Şimdi gelelim bana.

Ben de 'aklına esip' kitap yazanlar taifesindenim.

Herkes gibi ben de iyi bir iş yaptığımı düşündüm. Heyecanla sevgiyle kalbimle bir şiir kitabı hazırladım. Belki bir gün, yıllar yıllar sonra birileri yaşadığımız bu ızdırap zamanlarını araştırmak ister, arşivleri tararken hikâyemize rastlar, 'çocuklar' isimleriyle yaşamaya devam eder diye geçti içimden.

Kitap Van'da, Sitav Yayınevinden 2022'de T.D.Ç.- Bir Yol Hikayesi adıyla çıktı. Sitav'a ve sevgili arkadaşım Servet'e çok teşekkür ediyorum.

Lakin hepi topu bin adet basılan kitabım aradan geçen bu iki yıl içinde hâlâ tükenmedi. Gerçi 'çıkacaaak!, çıkıyoooor!, çıktııı!' benzeri bir reklam desteğim de yoktu. Tabii sorun bu değil. Günün sonunda kitabım yerde kaldı. Bin kişilik olsun okuyucuya ulaşamadım. Elbette üzüldüm. Ama işte olmayınca olmuyor.

Hayaller ve hayatlar misali...

Ve kitabı hazırlarken içimden geçene geri dönüyorum artık. Kalsın diyorum. Bir kenarda dursun. Belki bir gün lâzım olur.