ANKARA – Seçim kanunu teklifine dair Genel Kurul’da söz alan muhalefet, iktidarlarını kurtarmaya yönelik mühendislik çalışması yapan AKP ve MHP’nin sandıkta sonuç alamayacağını belirterek, “Yolcusunuz” dedi.

MA'nın haberine göre; AKP-MHP tarafından getirilen Seçim Kanunu teklifinin geneli üzerine muhalefet partilerinin Grup Başkanvekilleri söz alarak, eleştirilerini sıraladı.

İlk olarak söz alan İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, kanun teklifinin iktidara mensup iki parti tarafından kapalı kapılar ardında ve herkesten saklanarak ve sadece sahip oldukları iktidarı kurtarmak amacıyla gerçekleştiğini vurguladı. Seçim kanunlarının yönetimde istikrarı ve temsilde adaleti esas alması gerektiğini savunan Dervişoğlu, “Bu kanun teklifi, aslında iktidarın 2018 yılında hayata geçirmiş olduğu değişikliklerle adil olmayan bir seçim mekanizmasını inşa ettiğinin ikrarı niteliğinde değil midir? Eğer bu kanunun takdim gerekçesi imzacı vekillerin de iddia ettiği gibi ‘temsilde adalet’ ilkesinin daha iyi tatbik edilmesi ise bu durumda aslında iktidarın yasa yapım süreçlerinde ne denli basiretsiz ve beceriksiz olduğunu kabul ettiği anlamına gelmez mi?” diye sordu.

‘HAKİMLER TÖHMET ALTINDA’

Meclisin AKP’nin yaptığı kanunları düzeltmekten bitap düştüğünü kaydeden Dervişoğlu, “Anayasa yapıyorsunuz, Tayyip Erdoğan'a göre; ihale yasası yapıyorsunuz, yandaş müteahhitlere göre; şimdi de seçim yasası yapıyorsunuz, Cumhur İttifakı'na göre. Millet yararına iş yapmaya ne zaman başlayacaksınız? Seçim kurulları ve seçiminin yönetimi ile muvazzaf idari otoritelerin bağımsız, tarafsız ve hesap verebilir nitelikte olması gerekmektedir. Yapacağınız bu yeni düzenlemeyle yasayı uygulayacak hâkimleri daha yasa çıkmadan töhmet altında bırakıyorsunuz. Adalet duygusunu onarılması zor bir biçimde zedelediğinizi hâlâ görmüyor musunuz? Sizlerden bir istirhamım var: Tuttuğunuz bu yolu terk edin ve Allah aşkına ellerinizi hâkimlerin üzerinden çekin” diye konuştu.

YOLCUSUNUZ’

Seçimler yaklaştıkça AKP’nin paniğe kapıldığını söyleyen Dervişoğlu, ekledi: “Yönetme kabiliyetini yitirmiş iktidar sahipleri, kendilerini kurtaracak çareler aramakta ve yeni yollar keşfetmeye çalışmaktadır. Bu, aslında, siyaseten yok oluşun alametidir. İktidar bloku bu çöküşün farkındadır ve beyhude çabalarla seçim mevzuatında değişiklikler yaparak şahsi ve siyasi ikballerini garanti altına almaya çalışmakta, oyun devam ederken oyunun kurallarını tek taraflı ve diğer katılımcıların aleyhine bir şekilde değiştirmeye kalkışarak güya kendini kurtarmayı amaçlamaktadır. Hangi planı yaparsanız yapın, hangi mühendislikten medet umarsanız umun, hangi sinsi hesabı devreye sokarsanız sokun, siz yolcusunuz. Millet kararını çoktan vermiştir. Bu büyük milletin iradesinden kaçamayacak ve onun iradesine ha bugün, ha yarın teslim olacaksınız.”

AKP’YE UYARI: GÜN GELİR SİZİ VURUR

Dervişoğlu, seçim barajının yüzde 3’e indirilmesi gerektiğini de savundu. Dervişoğlu, “Sahibi olduğunuz kanun yapma gücünü iktidarda kalmanızı garanti altına alacak bir silah olarak görmekten vazgeçin. Unutmayınız ki hiçbir silah sahibine sadık değildir. Gün gelir sizi vurur, bizden söylemesi” uyarılarında bulundu.

Söz alan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da, “Eğer seçim kanunu teklifine bakarsanız aslında kimin kârlı kimin zararlı olduğu da ortaya çıkıyor. Ben hâlâ bir uzlaşının olduğu kanaatinde değilim, aksine 2 taraf da kendisini korumaya almış ve bu seçim kanunu teklifi yasalaşırsa ‘Neresinden faydalanabilirim?’ diye bir arka plan bilgisine dayanıyor” dedi.

‘BARAJI KÜRTLER İÇİN KOYDULAR’

Meclis’te yürütme tahakkümünün devam ettiğini kaydeden Beştaş, “Mühürsüz oy pusulalarının onaylanması hâlâ hafızalarımızda yerini koruyor. Kedileri de unutmadık herhâlde, biliyorsunuz yani trafolardaki kedileri de unutmadık hâlâ. Komisyonda ‘Adil Seçim Platformunu, baroları, insan hakları kurumlarını davet edin, onlar da olsun’ dedik, onu da kabul etmediler çünkü seçim güvenliğini değil, seçimin kendi lehlerine güvensiz koşullarda yapılmasının koşullarını yaratmaya çalışıyorlar. Yüzde 10 barajı, 83 yılında Kürtler Meclise girmesin diye konuldu -evet, adını koyalım- Kürtler ve onların dostları, sosyalistler, sol partiler girmesin diye konuldu. Şimdi, HDP bütün barajları bütün engellemelerinize rağmen yıkıp geçince, HDP'nin önünde duramayınca bu barajlar bu sefer kendi ortakları için yüzde 7 bandını getirdiler ve bunu da demokratik bir ilkeymiş gibi yutturmaya çalışıyorlar ama hikâye” ifadelerini kullandı.

‘AKP HERGÜN KENDİNİ YALANLIYOR’

Seçime girmek için getirilen düzenlemeyi de eleştiren Beştaş, konuşmasına şöyle devam etti: “Ya, niye engelliyorsunuz? Bu pandemi sürecinde yapamamış kongresini, olabilir ama örgütlü; niye giremesin? Bunu bile düşünmüşler ve seçime girme hakkını açıkça gasp ediyorlar. Şimdi, ittifaklar meselesini zaten tartışmaya gerek yok. Burada temel amaçlarından biri, var olan ve olması muhtemel ittifakları dağıtmak. Yani kendi getirdikleri yasayı, iki yıl önce uygulanan ittifaklar sistemini kökten bozuyorlar, bir de bunu demokratik diye sunuyorlar. E, daha önce niye getirdiniz o zaman? Daha önce niye getirdiniz? ‘Adalet ve Kalkınma Partisi’ demek, kendi yaptığının aksini her gün tekrar tekrar ortaya koymak ve kendini yalanlamaktır.

YENİ SEÇİLECEK HAKİMLER KİM?

Sandık kurullarının oluşumu; doğrusu ben bunu çok çok tehlikeli buluyorum ama bu tehlikeyi boşa çıkaracağız. Bin 500 hâkim, savcının görevine son veriliyor. Kıdemli hâkimlerin tamamı görevden alınıyor şu anda il ve ilçe seçim kurulu başkanlığı yapanlar. Kıdemli hâkimleri görevden alıyorsunuz, ‘Yeni birinci sınıfa ayrılmış hâkimler arasından kura yöntemiyle il ve ilçe seçim kurulu başkanlarını tespit edeceğiz’ diyorsunuz. Peki, bu yeni olacak olan hâkimler kim? AKP'li hâkimler; tamamen, tamamen onlar. Ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kaç kişi alındı biliyor musunuz? 14 bin yeni hâkim ve savcı alındı. İşte, bu kura sistemiyle kurguları şu: Bu yeni hâkim, savcıları kendilerine bağlı olan, itaat eden, emir ve talimatla çalışan hâkimleri kurayla çekecekler, o kurayı da nasıl yapacaklar Allah bilir; herhâlde gizli kapaklı, kapalı kapılar ardında, tıpkı mülakat sistemi gibi ‘Bize kim daha yakın?’ diye o hâkimleri alacaklar ve bu seçim kurullarını böyle teşekkül ettirecekler.

HDP SEÇMENİNDEN SİZE OY ÇIKMAZ

Gerçekten bütün partiler bizi tartışmayı çok seviyorlar, gece gündüz hangi kanalı açsak HDP tartışılıyor. ‘A, bu yüzde 7'ye düştü, acaba HDP'ye bir şey olur mu?’, ‘Burada 20 milletvekili düşürüldü, acaba HDP için mi yapıldı?’, ‘Acaba şu, HDP'nin kapatılması üzerine mi yapıldı?’ Ya, hepinize, hiç muhalefet-iktidar ayırmadan söylüyorum: Vallahi HDP seçmeninden sizlere oy çıkmaz bu şekilde, size ekmek de çıkmaz. HDP, HDP'lidir ya! HDP'liler kendileri karar verir. Bu seçim yasasına karşı da ne yapacağımızı ne edeceğimizi biz de en az sizin kadar biliyoruz, değerlendiriyoruz ve HDP üzerinden yaratılan bu fırtınayla ilgili şunu söyleyeyim: Ya, sizlerin, iktidarın analistleri bile, o her şeyden anlayan yorumcularınız var ya; hava durumundan, denizden, karadan, uzaydan, her konuda yorum yapan yorumcularınız var ya, onlar bile diyor ki: ‘Ya, HDP seçmeni asla yerinden kıpırdamıyor.

O SANDIKLARDAN SİZE OY ÇIKMAYACAK

Bize karşı yapılmayan ne kaldı ya! Ne kaldı? Ne yapmadınız yani? İktidar bloku daha bize ne yapsın? Eş başkanlarımız tutuklu, kayyım atadınız, her gün operasyon yapıyorsunuz, her türlü demokratik hakkı gasbediyorsunuz, her türlü, her türlü engellemeyi yapıyorsunuz ama biz hâlâ ayaktayız. Bence yol yakınken bu yoldan vazgeçin. HDP güçlenerek geliyor, biz daha da büyüyerek geliyoruz. HDP seçmeni diğer seçmenlerden, böyle, üstün diye ya da hiyerarşi kurmak açısından söylemiyorum ama bu ülkedeki en politik seçmenlerdendir çünkü damdan düşenlerdir, çünkü bunu yaşayanlardır, çünkü bu konuda acı çekenlerdir, savaşın, çatışmanın, ayrımcılığın, ötekileştirmenin en büyük bedelini ödeyenlerdir, işkence görenlerdir, yakınlarını faili meçhullerde kaybedenlerdir, hâlâ cezaevinde yakınları bulunanlardır. Ama şunu unutmayın, bu konuda sizin getireceğiniz yasalarla seçimi kazanamayacaksınız çünkü o sandıklara sizin adınıza oy atılmayacak.”

CHP: İTİBARI PAZARDA KAYBETTİNİZ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) grubu adına söz alan Bülent Tezcan ise getirilen seçim yasasının  Cumhur İttifakı’nın iktidarı kaybetme korkusundan kaynaklandığını belirtti. Ekonomideki krize değinen Tezcan, “Siz itibarı kanunun satır aralarında kaybetmediniz; çarşıda kaybettiniz, pazarda kaybettiniz, markette kaybettiniz, nerede kaybettiyseniz orada arayın, burada boşuna uğraşmayın. Burada bulamayacaksınız, burada bulamayacaksınız” dedi.

YÜZDE 3 ÖNERİSİ

Cumhur İttifakı’nın sözcülerinin “Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde yürütme tek kişi, onu da millet seçiyor” sözlerine atıfta bulunan Tezcan, “E, milletin seçtiği yürütmenin doğrudan vatandaşın oyuyla seçildiği sistemde artık barajın yönetimde istikrara bir etkisi yok ki. Artık mesele temsilde adalet. Bu sistem sürecekse barajın tamamen kalkması lazım ama makul bir baraj, en azından 6 siyasi partinin ortak mutabakatında söylediği gibi yüzde 3. Ya, niye yüzde 3 getirmiyorsunuz?” diye belirtti.

‘SİZDEN AYRILACAK 20 MİLLETVEKİLİNDEN Mİ KORKUYORSUNUZ?’

AKP’nin 2002 iktidara geldiği seçimlerde teşkilat şartını gerçekleştirmediğini hatırlatan Tezcan, “Ya, yirmi sene önce bu kanunun size tanıdığı hakkı şimdi hangi endişeyle başkalarının elinden almaya çalışıyorsunuz, hangi endişeyle almaya çalışıyorsunuz? Ha, belli ki demokrasiye kurduğunuz tuzağı bozmaya dönük 15 milletvekilinin demokrasi kahramanı olarak İYİ Partiye gidip oyununuzu bozması canınızı çok acıtmış. Hâlâ canınız yanıyor, hâlâ canınız yanıyor. Hani, 2002'de 20 kişi ayrılıp, bundan yararlanıp o seçime girdiniz ya, ‘İktidar çökerken batan gemiden kaçan 20 milletvekili olur da bizim grubumuzdan ayrılır, ayrı bir parti kurar, seçime girer de başımıza bela olur’ diye kendi grubuna güvenmeyen bir kanun teklifidir bu. Sizden korkuyorlar belki de sizden. Seçimin kapısı geçimden geçer arkadaşlar, seçimin kapısı geçimden geçer. Milletin geçim kapısını kapattıysanız bilin ki seçim kapısı da size kapalıdır” diye konuştu.