VAN ÖTEKİLERİN GÜNDEMİHalkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Tuşba Belediye Eş Başkan aday adayı Servet ARSLAN, Gazeteci Hamza Özkan’nın sorularını yanıtladı. Arslan, "Kültürel miras ve zenginlik kaynağı olan Tuşba ilçesi her şeyden mahrum bırakılmış, imkanlar ve koşullar nedense hep farklı alanlarda kullanılmış." dedi. 

Biraz kendinizi tanıtır mısınız? Nerede doğup büyüdünüz, siyasete ne zaman başladınız?

 

Aslında coğrafya konumu itibariyle doğar doğmaz siyasete başlıyor Kürt halkı. Daha doğarken hatta anne karnında başlıyor hayat mücadelemiz. Anadil, eğitim ve ekonomik sorunlar maalesef bölgemizde her insanın kaderi konumuna sokuluyor. Aktif siyasete katılımım 1998-99 yıllarında HADEP gençlik kolları çalışmalarına başlayarak oldu. 1983 Van doğumluyum, lise mezunu, yurtsever ve bir çok acı çekmiş bir aile yapısına sahibim. Gençlik kol çalışmalarına aktif başladıktan sonra 2002’de tutuklanıp Bitlis cezaevinde kaldım bir süre. Fiziki özgürlüğe kavuşunca tekrar DEHAP gençlik kol çalışmalarına başladım. Sonrasında Özgür Toplum Partisi’nde İl Başkan Yardımcılığı yaptım. 2006’da tekrar siyasi çalışmalarımdan dolayı tutuklandım, bu kez Van F-Tipi Cezaevi’nde kaldım. Tahliye olduktan sonra tekrar çalışmalara kaldığım yerden devam ettim. Çalışmalarımı şöyle özetleyebilirim:

- HADEP- DEHAP gençlik kolları yöneticiliği ve bir dönem kol başkanlığı

- Özgür parti il Bşk yardımcılığı

- Tuhayder İl Bşk. Yrd.

- Demokratik Toplum Hareketi Kurucular Kurulu Üyeliği

- DTP Van il çalışmaları

- Kent meclisi çalışmalarında bulundum.

Belediyeler açısından 1999 öncesi düzen partilerinin dönemine, belediyelerin kazanıldığı döneme ve kayyum dönemlerine baktığınızda neler söyleyebilirsiniz? Bu dönemleri belediyecilik anlayışları ve yapılan çalışmalar açısından değerlendirir misiniz?

 

99’da partimiz bir devrim yaptı aslında. Açık söylemek gerekirse aday bulma sorunu bile yaşanan o dönemde, baskılar altında yapılan çalışmalarda 37 belediye kazanmak öyle küçümsenecek bir durum değildi. Halkımızın müthiş sahiplenmesi, adeta yeniden filizlenen bir çiçek misaliydi.

O dönem çok zor şartlarda ve kıt imkanlarla yapılan çalışmalar şimdi büyükşehirlerin yaptığı çalışmaların kat kat üstündeydi. Ondandır ki bir sonraki seçimde belediye sayısı 3 katına çıktı. Şunu söyleyebilirim ki kayyum atamaları ile halkın iradesini yok saymaları aslında geçmişin başarılarındandır. Mevcut kayyum atanan, kayyumla yönetilen belediyelerin tümü 99 dönemindeki bir belde belediyesine bile yetişemiyor.

Partinizin zaman zaman bazı il ve ilçelerde önseçim yaptığı dönemler oldu. Ama bu 31 Mart’taki seçimde ilk defa parti olarak önseçim kararı aldınız. Adayların halk tarafından, bütün kentin dinamiklerinin içinde olacağı delegeler tarafından belirlenmesi kararının toplumda karşılığı nasıl oldu?

 

Daha önceki seçimlerde halkımızın yönetime yapmış olduğu ciddi eleştiri ve tepkilerin ardından partimiz yeni dönem çalışmaları ve yerel seçim politikalarını tümden gözden geçirmek zorunda kaldı. Halkımızın asıl talebi, katı merkeziyetçi yönetim anlayışının mahkum edilmesiydi. Yapılan onlarca toplantı ve çalıştayların ardından aslında partimiz radikal bir karar aldı. Demokratik yönetimin ilkesi olan radikal demokrasiyi hayata geçirmek zorunluluk oldu. Daha önce temayül yoklamaları yapılırdı ama bu kez ön seçim uygulamasını hayata geçirmek için çalışmalar başladı. Aslında şunu diyebiliriz; yanlış olsa da halkın yanlışı olsun, bireylerin katı merkeziyetçilik anlayışının olmasın denildi. Bir ayrıntı daha belirteyim; delegasyonun seçimi ile beraber kent uzlaşısı sistemi de uygulanacak aslında. Tüm sivil toplum kuruluşlarının ve kent dinamiklerinin görüşü alınarak yapılacak bu sistem. Bir anlamda riski olan ama hayata geçirilmesi gereken bir sistem olarak başlangıç olacak. Umarız en iyi şekilde bu süreç tamamlanır ve sistem kalıcı hale getirilir.

 

Aday adayı olduğunuz Tuşba’nın sorunları nelerdir? Bu sorunların çözümü sizce nasıl olmalıdır?

 

Sevim Biçici: Ön seçim toplum içinde heyecan yarattı Sevim Biçici: Ön seçim toplum içinde heyecan yarattı

Başvuru yaptığım, aday adayı olduğum Tuşba ilçesinin şuan devasa sorunları mevcut maalesef. Hangi arkadaşımız seçilirse seçilsin resmen bir enkaz alacak, bu bir gerçek. Belediyenin kendi iç tekniği ve hizmet çalışmaları açısından ayrı bir pozisyonda zaten. Gidiyoruz görüyoruz halen dize kadar çamur içinde olan mahalleler var. Teknik çalışma tek olsa tamam diyecek ama hiç bir alanda yeterlilik yok. Kültürel miras ve zenginlik kaynağı olan Tuşba ilçesi her şeyden mahrum bırakılmış, imkanlar ve koşullar nedense hep farklı alanlarda kullanılmış. Bakın Tuşba Urartular’ın başkentidir, ismini oradan alır zaten. Devasa tarım alanları, kültür-sanat diyarı, turizmin beyni olabilecek konumda Tuşba. Tuşba’da bulunan tarihi alanlar ve başta Van Gölü dünyanın başka hiç bir yerinde bulunamaz. Tuşba sınırları içinde bulunan tarihi zenginlik başlı başına bir kente, bir ülkeye yetecek düzeydedir ama maalesef ki gençlerimiz halen çalışabilmek, geçinebilmek için metropollere gitmekte.

Van’da ama özellikle Tuşba’da farklı kimliklerde kesimler yaşıyor, kozmopolit bir yapıya sahip. Her insanın diline, kültürüne yönelik devasa kültürel çalışmalar yapılabilir; bunu başarmak çok da zor olmasa gerek. Tuşba'ya farklı kentlerden insanlar gelerek tarımsal faaliyetler icra ederken Tusba’lı halk bir araya gelemediği için bu potansiyeli kullanamıyor. Biz bu potansiyeli hem üretime hem iş imkanına çevireceğiz. Şunu çok net bir şekilde söyleyebilirim ki, Tuşba'da Urartular döneminde uygulanan tarımsal etkinlik, oran olarak günümüzden daha iyiydi. Kayyum politikası bu derece geriye düşürdü ilçeyi.

Bizler aynı zamanda ilçemizin gelişimi açısından fikir platformları da gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Bu kapsamda gerek turizm, gerek tarım-ziraat ve gerekse de sosyo-kültürel olarak kongreler, sempozyumlar, çalıştaylar düzenleyerek halkın daha müreffeh bir ilçede yaşamasının formüllerini arayacağız.

 

Son olarak neler söylersiniz?

 

Biz Tuşba'da temel olarak şunu hedefleyeceğiz: Tuşba'da yaşayan insanların, halkımızın yaşam standardını nasıl bir nebze olsun daha iyi hale getirebiliriz? Kürt dili, kültürü nasıl geliştirilebilir? Kürt kimliği üzerindeki politikalara karşı nasıl durulur? Bunların üzerinde duracağız; temel motivasyon kaynağımız bu olacaktır.