Sevim BİÇİCİ: Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti)  Silvan Belediye Eş Başkan aday adayı Sevim Biçici, Gazeteci Hamza Özkan’nın sorularını yanıtladı. Biçici, "Bizimle birlikte halkçı, kadın ve gençlerin her alanda kendilerini bulduğu belediye anlayışı açığa çıkmıştır." dedi. 

Biraz kendinizi tanıtır mısınız? Nerede doğup büyüdünüz, siyasete ne zaman başladınız?

 

2011 yılında Peyas mahallesinde BDP komisyonunda yer alarak demokratik siyasetle tanıştım. 2013’de ilçe yönetimi, 2014 ve 2016 yıllarında Kayapınar İlçe Eş Başkanlık görevini yürütüm. 2016-2017 yılları, tüm demokratik siyaset yapmak isteyen Kürt kadınları ve siyasetçileri gibi benim de cezaevi sürecim oldu. 2017 sonrası DBP Genel Merkez’de PM ve MYK üyesi ve kadın sözcülüğü yaptım. Daha sonra Birleşik Kürt Kadın Platformu’nda aktivist olarak çalıştım. Yine 2023’de DBP MYK üyeliğine seçildim.

Belediyeler açısından 1999 öncesi düzen partilerinin dönemine, belediyelerin kazanıldığı döneme ve kayyum dönemlerine baktığınızda neler söyleyebilirsiniz? Bu dönemleri belediyecilik anlayışları ve yapılan çalışmalar açısından değerlendirir misiniz?

Servet Arslan: Tuşba ilçesi her şeyden mahrum bırakılmış Servet Arslan: Tuşba ilçesi her şeyden mahrum bırakılmış

 

Bizden önceki belediyeciliğe baktığımızda başta kadınların ve halkların ihtiyaçlarına faydalı olacak çalışmaların yapıldığını söyleyemeyiz. Rantçı, erkek egemen belediyeciliğin öne çıktığını görebiliriz. Bizimle birlikte halkçı, kadın ve gençlerin her alanda kendilerini bulduğu belediye anlayışı açığa çıkmıştır . Bu yüzdendir ki bu gün belediyelerimize kayyum atanarak gasp edilmiştir. Kayyumların ilk yaptıkları işlere bakarsak; mesela kadın müdürlüklerine erkek atanması ya da müdürlüklerin kapatılması, belediye önlerine betondan duvarların yapılması, kayyumlarla halkın yok sayıldığı anlayışını görebiliriz. Silvan’da ciddi anlamda ara sokaklarda özelikle temizlik sorunu var. Köy ve mahalle yollarının bitmeyen bakımları... Kadın ve gençlerin yararına bir hizmetin olmadığını; sanat, kültür, ekonomik, spor vb. alanların olmadığını; çok dilli belediyeciliğin olmadığını, en önemlisi ise şiddetle mücadele ağının olmadığını ve kadınların sorunlarını çözmek için gidebilecek bir yer bulamadıklarını gözlemledim.

Partinizin zaman zaman bazı il ve ilçelerde önseçim yaptığı dönemler oldu. Ama bu 31 Mart’taki seçimde ilk defa parti olarak önseçim kararı aldınız. Adayların halk tarafından, bütün kentin dinamiklerinin içinde olacağı delegeler tarafından belirlenmesi kararının toplumda karşılığı nasıl oldu?

 

Dönem dönem yapılan önseçimlerden çok daha farklı oluyor. Toplum içinde heyecan yarattı. Aynı zamanda kendilerinin belirleyici olması, daha sonrası beraber yönetmek, sorumluluk hissiyatını da açığa çıkaracaktır. Burada sadece Belediye Eş Başkanlığı seçimi değil partimizin örgütlenme alanına faydası büyük olacak çalışmalar açığa çıktı diye düşünüyorum. Yerelden yönetim demek, seçilecek öncülerin öncesinde o il, ilçe, belde dinamiklerinin oylamasından geçmesi demektir. Önseçimin hem güven hem de gelecekte birbirini sahiplenme adına da olumlu etkisi olacaktır.

Son olarak neler söylersiniz?

 

Genel siyaset için şunu belirtebilirim ki; çıkmaza ve insanları umutsuzluğa sürükleyen politikalar bilerek uygulanıyor. Ekonomik sorunları büyüterek ve çözümsüz kılarak insanları biat ettirmek istiyorlar. Aslında çözüm çok kolay; İmralı tecridini kaldırmak ve sayın Abdullah Öcalan ile görüşmeleri başlatmak, tüm var olan sorunların da çözümüdür. Bu gerçekleşirse peyder pey sorunlar yumağının çözüldüğünü hep beraber göreceğiz ki 2013 bunun somut örneğidir. Savaş değil barış politikaları yaşam bulur…