"SANATÇILARIMIZ VE YAZARLARIMIZLA 20 SORU"

Varlık sözcüğü sizde neyi çağrıştırır?

Varlığın türüne bağlı biraz. Para pul ev araba vs ise kastedilen, hayatım boyunca hiç derdim olmadı. Ancak edinilen bir kitap kulağıma hoş gelir. Dostlarım, yoldaşlarım VAR cümlesi de öyle.

Geçmiş, şimdi ve gelecek dersek…

‘Geçmiş’ şimdiyi hazırlayandır. ‘Şimdi’ ise Geleceğe biçim verme anı...

En çok etkilendiğiniz roman, film ve tiyatro.

Direnişi, kavgayı ve ihaneti çok iyi resmettiğinden olsa gerek Ehrenburk’un Paris Düşerken adlı romanını hiç unutamadım. Gadjo Dio ve Sarhoş Atlar Zamanı filmlerini ikişer kez izledim, Tiyatroya dair bir şey söylemesem daha iyi, ya da tiyatro cahiliyim demek daha doğru olur...

İlk gençliğinizde kime öykündünüz, kahramanınız kimdi?

Benim gençliğim ‘Olaylı Yıllar’ diye tabir edilen döneme denk geldi. O yıllarda tanıyıp kıyaslayama yapacak kadar çok okuyamadım, devrimci liderlere öykündüm, kahramanlarım ise halkları uğruna kendilerini feda edebilen tüm dünya devrimcileri oldu genellikle. Edebiyata dair, Ahmed Arif’in şiirlerini ve Mıgırdıç Margosyan’ın öykülerinin tadı hep beynimde...

Nerede yaşamak isterdiniz? Coğrafya kader midir?

İstediğim her yerde yaşayabilirdim. Avrupaya rahatça sığınabilirdim, ancak halkıma dair sorumluluklarım ve yapmam gerekenlerden dolayı, farklı bir parçasında dahi olsa ülkemde kalmayı tercih ettim. Coğrafya kader değil, koşulları yaratan ya da yaratılmasına seyirci kalanlardır ‘Kaderi’ yaratanlar.

Yeniden doğsaydınız hangi mesleği seçmek isterdiniz?

Yaşadığım iyi ya da kötü her şey bana kattı diye düşünüyorum. Birkaç yanlışımı telafi etmek adına aynı yaşamı ve işleri tercih ederdim.

En sevmediğiniz ve en sevdiğiniz yanınız?

Altmış üç yaşına kadar devrimci kalabilmiş yanımı sevdiğimi söyleyebilirim. Sevmediğim yanım ise yazma başlığındaki tembelliğim.

Aşka inanır mısınız? Aşk mı özgürlük mü?

Aşka inanmamak, sevmemek olur mu? Aşkla Özgürlüğü hayatım boyunca hiç ayrı düşünmedim.

İnsan sözcüğü sizde neyi çağrıştırır?

Her şey İnsan için, tüm çektiklerimiz, ölmelerimiz, zindanlarda yıllarımızı geçirmemiz İnsan için. Tabi diğer canlıları ve doğayı ihmal etmeden.

Dayanamadığınız insan tipi?

Benciller ve gözü doymayanlar... İnsanlık ilk döneminden bu yana ne çektiyse onlardan çekti.

Koku dersek; kentlerin kokusu nedir sizin için?

Kent kokusu bende on binlerce İnsanla paylaşılabilecek çok çok şey anlamına gelir. En güzel parfüm yani...

Şimdinin kokusu?

Yarına dair Umut...

En çok dinlediğiniz müzik?

Arabesk hariç hepsi...

Şu an neler okuyorsunuz?

İşlerim ve uğraşlarımdan kaynaklı olarak daha çok haber, biraz da Öykü ve Roman. Baş ucumda da her zaman şiir kitapları. Şu an elimde bir öykü kitabı var, Van’dan yollanmış.

Pişmanlıklarınızdan üçü…

Ankara’dayken Kızım Kocaeli’nde üniverside’de öğrenciydi. Aradı ve o hafta bana gelmek istedi, çok sevindim. Bir saat sonra ‘baba, bu hafta anneme gideyim, sonraki hafta sana gelirim’ dedi. Kabul ettim. 0 hafta sonu, annesine giderken trafik kazasında yaşamını yitirdi. Hala niye ısrarcı olmadım, hayır haftaya annene gidersin demediğim beynimi kemirir durur. En büyük pişmanlığım budur. Ardından yeteri kadar üretmediğim gelir. Sonuncusu da herkesin dönem dönem yapabileceği bazı yanlışlar...

Ölümden ve yaşlılıktan korkar mısınız?

Ben kendimi Diyarbakır Zindanından sonra beleş nefes alan biri olarak görüyorum. Orada ölmüş olabilirdim. Korkmuyorum galiba. Yaşlılık dediğiniz yaşanılan yıllarla sınırlı bir kavramsa 63 yaşındayım. Şu an 25 gibi hissettiğime göre zamanı gelsin, onu da o zaman düşünürüm.

Yalnızlık?

Yalnızlık; olabilecek en kötü şey... Bana, hücrelerde bir başına tutulan dostlarımı hatırlatır.

En büyük hayaliniz?

Devrim ve halklarımızın özgürlüğü...

Hayatınızda olmazsa olmaz dediğiniz üç şey!

Dostlar, yoldaşlar, arkadaşlar, mücadele, aşk ve özgürlük tutkusu olmazsa olmaz...

Evrene neyi fısıldamak istersiniz?

Bağıra bağıra yaşasın özgürlük derim...

20 SORU KÖŞEMİZE DAİR"

Bir ülkenin gerçek gelişmişliğini o ülkenin yazarları, sanatçıları ve filozofları belirler. Savaşlar biter,  devri devran değişir, geriye yazı kalır ve yazılan romanlar, şiirler ve öyküler ve resimler toplumların gerçek tarihini oluşturur. 

Hep klasikleşen  “20 soru” gibi bir köşede ısrarcı olmamızın nedeni, yazarlarımıza ve sanatçılarımıza, dünyayı güzelleştirmek için emek harcayanlara ve direnenlere selam ederek, onların soluğunu duyurmak, kısacık kelimelerle onların dünyasını anlayabilmek ve anlatabilmek. Birbirinden değerli sanatçılarımızla, gazeteci, politikacı ve aktivistlerimizle yüreklerinize ve bilinçlerinize dokunmak istiyoruz. Bu köşeyi seveceğinizi umuyoruz. Hepinize sevgi ve saygılarımızla

Bundan sonraki konuğumuz sürpriz...