Rotterdam’da tam 2 bin 600 karaağaç varmış ve her yıl hastalanmaması için ilaçlama yapılıyormuş. Ancak bu kez ilaçlama fayda etmemiş ve bu ağaç “Hollanda karaağaç hastalığı” olarak adlandırılan bir hastalığa yakalanmış. İngilizcede “Dutch elm” olarak bilinen bu hastalık, Hollanda kökenli olduğunun düşünülmesine yol açabilir; ancak bu isim hastalık araştırmasının ilk önce Bea Schwarz ve Christine Buisman adlı Hollandalı patologlar tarafından yapıldığı için koyulmuş.
Ağacın durumu uzman bir heyet tarafından çok detaylı olarak incelenmiş ve yaşama şansı kalmayan karaağacın kesilmesine karar verilmiş. Ağacın kesilme kararı ve ağaçtaki hastalığın içeriği gibi konuları soracağımız telefon numarası ile bir de mail adresi verilmiş. “Hollanda karaağaç hastalığı” ağaçlardaki en tehlikeli hastalıklardanmış ve hızla diğer ağaçlara da yayılma tehlikesini barındırıyormuş. Ayrıca bu ağacın yaşamına son verilmesi diğerlerini korumak için yasal bir zorunlulukmuş. Bir fidenin bile yokedilmesine razı olmayan Feyenoord mahallesi sakinleri, bu kez durumu anlayışla karşılayarak koca ağacın yok edilmesine razı oldu. Mahalleliler olarak bir araya gelip ağacın kesilmesini üzüntüyle izleyip son görevimizi de yerine getirdik. Belediye ağacı keserken en kısa zamanda yerine bir ağaç dikileceğine de söz verdi. Şimdi karaağacın kütüğü hâlâ yerinde duruyor. Bir süre sonra özel yöntemlerle kütük de yerinden sökülüp yerine yeni bir ağaç dikilecek. Bunun aynı zamanda yasal bir zorunluluk olduğunu da bu olayla öğrenmiş oluyorum.
AĞAÇ KESME YASAĞI
Hollanda’da Doğa Koruma Yasasına göre bir alanda 20’den fazla ağaç varsa, koruma altına alınıyor. Ağaçların bulunduğu alan bir şahsa ya da şirkete ait bile olsa ağaçlara dokunmaları yasa ile yasaklanmış. Belki aşağıda maden vardır, ağaçları keseyim maden arayayım gibi şeyler olamıyor doğal olarak. Ayrıca kişilere ait özel alanlarda 20’den fazla olan ağaçların da yasa kapsamında devlete bildirilmesi gerekiyor. Bildirim zorunluluğu olmayan ağaçlar ise söğüt ve kavak ağaçları olarak belirlenmiş. En az 10 yaşında olması kaydıyla yalnızca söğüt, dişbudak, kavak, kızılağaçlar endüstride kullanılmak üzere kesilebiliyor.
Ancak kesim sonrasında yerlerine yenilerinin dikilmesiyle bu hak kullanılabiliyor.Rotterdam’da tüm bunlar olurken ve Türkiye’de bu ağaç gibi yüzlercesi belki de binlercesini barındıran Akbelen’deki ormanlık alan yok edilirken, köylüler ve minik sayılabilecek bir grup canla başla ağaçların kesilmemesi için mücadele ediyor. İklim krizi çağında ormanların, su kaynaklarının para hırsı nedeniyle yok edilmesini anlamak mümkün değil…