HABER MERKEZİ - DEM Parti, Amed'de gerçekleştirdiği etkinlikle belediye eşbaşkan adaylarını açıkladı.
#DEMParti 96 merkezde göstereceği adayları açıkladı #ÖtekilerinGündemi@huseyin_olan @Semra_caglar_
Video devamı 📹 https://t.co/CqMsu9fuQt @YouTube
⬆️ pic.twitter.com/MsXVs82ZJW— Ötekilerin Gündemi (@OtekilerinG) January 29, 2024
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), bugün Amed'de gerçekleştirdiği etkinlikle belediye eşbaşkan adaylarını açıkladı. Bazı eşbaşkan adaylarının daha sonra netleşeceği öğrenildi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), 31 Mart yerel seçimleri için çalışmalarının startını Amed'de verdi. Kadın belediye eşbaşkan adayları için yapılan tanıtım etkinliği sonrası karma adaylar için benzer bir etkinlik yapıldı. Amed'de bulunan bir otelde yapılan etkinliğe belediye eşbaşkan adaylarının yanı sıra binlerce kişi katıldı.
SOLMAZ VE SÖNMEZ UNUTULMADI
Demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına yapılan saygı duruşunun ardından Kürt siyasetçi Edip Solmaz'ın ailesinden Hasan Solmaz konuştu. Edip Solmaz'ın "yerel dinamiklerin kendi inisiyatifiyle oluşturduğu kollektif anlayışın ifadesi" olduğunu söyleyen Solmaz, "Diğer ifade de özellikle Kürt özgürlük hareketinin demokratik yöntemlerle mücadelesinin, kitleselleşmesinin sonucudur. Kürt halkının kitlesel duruşları Edip Solmaz gibi yoldaşların yarattığı değerlerin sonuçlarıdır" dedi.
Ardından "Terzi Fikret" namıyla da bilinen Fatsa Belediye Başkanı Fikri Sönmez'in oğlu Naci Sönmez konuştu. Sönmez, "Bugün benim Amed'de bulunuyor olmam, Fatsa'nın yaşadığını, Terzi Fikri'nin tarihe bıraktığı önemli izlerin takip edildiğini gösteriyor. Rojava'daki yerel yönetimlerde bunun yaşandığını görüyorum" dedi.
'KAYYIMLARI GÖNDERECEĞİZ'
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü talebiyle devam eden açlık grevi eylemlerini hatırlatarak konuşmasına başladı. Seçimlerde kayyımları göndereceklerini vurgulayan Hatimoğulları, "Bizim davamız Kürt halkının kendi sorunlarının çözümü için verdiği hak mücadelesidir. Alevilerin, farklı halkların bu ülkede eşit yurttaşlık mücadelesidir. Kadınların, gençlerin, doğa savunucuların mücadelesidir. Bizim mücadelemiz işçinin, emekçinin, yoksulun mücadelesidir. Önümüzdeki yerel seçimleri bunlardan bağımsız görmüyoruz. Mutlaka kazanacağız. 31 Mart'ta bütün halklara bu zaferi hediye edeceğiz" dedi.
DOĞRUDAN DEMOKRASİ
Kayyımların kentlerde yarattığı tahribatlara değinen Hatimoğulları, “Mutlaka kayyımları göndereceğiz. 31 Mart yerel seçimleri demek, yerinden yönetimin demokraside yer bulması demektir. Halkın iradesinin tecelli etmesi demektir" dedi.
Heskîf (Hasankeyf) ve Sûr ilçelerinde yaşananları anımsatan Hatimoğulları, şunları söyledi: "Doğrudan demokrasiyi belediyelerde hayata geçireceğiz. Belediye ile halk arasına beton bloklar kuruldu. Bizler onları darma duman edeceğiz. Halk aynı şekilde belediyelere gelecek ve o yönetimin ortağı olacak. Kürt, Türk, Alevi, Ermeni, Süryani kimseyi dışarıda bırakmadan hizmet edeceğiz. Kayyımları süpüreceğiz. Tek süpürge yetmez; her yurttaşımız eline süpürgesini alacak, 31 Mart’ta kayyımları süpüre süpüre alacağız. Kayyımların saldırıları Kürtçeye olduğu kadar kadınların kazanımlarına dönük de oldu. Belediye eşbaşkanlarını, meclis üyelerini hapishanelere koydular. Kadın danışma merkezlerinin yerlerine erkek müdür atadılar. Kadın politikaları, daire başkanlıklarını ortadan kaldırdılar.
MUTLAKA KAZANACAĞIZ
Coğrafyamız acılarla dolu ve savaş çığırtkanlığıyla baş başa kalmış dönemden geçiyor. Savaş yorgunu bu coğrafyamızda halklar, başarı haberi bekliyor. Bunlardan biri 31 Mart'ta bütün başarıyı halklara armağan ediyoruz. Amed'deki bir başarı bütün bölgeyi, ülkeyi etkiler. Bizler sandıktan DEM Parti'yi çıkardıkça, haritayı mora boyadıkça, mutlaka başaracağız. Hep beraber ev ev gezerek, bu tarihi başarıya sizlerin ortak olması önemli. Bizim mücadelemiz seçme ve seçilme mücadelesi değildir. Ezilen ve sömürülen bütün emekçilerin, kadınların, işçilerin özgürlüğü için mücadele ediyoruz. Her birimiz kendimiz adaymışız gibi çalışmalara katılacağız. İl, ilçe örgütlerimizle hep beraber eli taşın altına koyacağımız bir dönem. Ben değil, biz anlayışıyla yönetmeliyiz belediyelerimizi."
Ev ev dolaşarak seçim çalışması yürüteceklerini belirten DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, eşbaşkanlık gibi dünya demokrasisine örnek bir uygulama kazandırdıklarını ve kayyumları bin odalı Saray'a göndereceklerini söyledi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Amed'de partisinin gerçekleştirdiği belediye eşbaşkan adayları tanıtım toplantısında konuştu. Bakırhan, aday belirleme sürecine dikkati çekerek, "Eşbaşkanlığa yasal statü kazandırdık. Dünyanın birçok yerinde Kürtlerin kendi bağrından çıkardığı esbaşkanlığın nasıl uygulandığını gösterdik" dedi.
Aday adaylarının partinin genel merkezi yerine halka gittiğini ve çalışma yürüttüğünü vurgulayan Bakırhan, "Genel merkezi kapatıp, ön seçim yaptık. Bize değil, halklarımıza gidin, sokaklara gidin, Kürt halkından onay alın, sonra bize gelin dedik. Emin olun bunu da başardınız. Sıkıştığımız her dönemde yardımımıza koşan sizler büyük bir demokrasi örneği vererek, bu halk oylamasını da başarıyla sonlandırdınız. Bugün ortaya koyduğunuz demokrasi örneği de Kürtlerin dünyaya hediye ettiği bir model olacaktır" diye konuştu.
Bakırhan'ın devamla şunları söyledi: "Zor dönemden geçiyoruz. Sistem irademizi yok saymak için elinden geleni yapıyor. Kayyımlar atıyor, irademize el koyuyorlar. Sanıyorlar ki belediyeleri iki dönem kayyım atadıklarında Kürt baş eğecek. Selahattin Demirtaş'ları, Gültan Kışanak'ları içeri alınca Kürtler vazgeçecek sanıyorlar. Onlara 31 Mart’ta Kürdün her şeye rağmen direndiğini, iradesine sahip çıktığını bir kez daha göstereceğiz. Kayyım hırsızlık demektir, yolsuzluk ve usulsüzlük demektir. Mardin kayyımının yaptığı usulsüzlükler buradan Ankara'ya yol olur. Amed kayyımlarının yaptığı usulsüzlükler; La Casa De Papel dizisi vardı, onun senaristlerini bile şaşırtacak niteliktedir. Eminim o diziyi çekenler bu kayyımların usulsüzlüklerini görselelerdi bu dizileri yapmazlardı. Kayyım ismimize düşman. Kayyım Kürdün varlığına ve iradesine düşman. Ne yapacağız? 31 Mart’ta bunları Ankara’ya göndereceğiz. Saray'ın bin odası var. Hepsi orada kendisine yatacak yer de bulur, iş de bulur. Biz kendi işimize bakarak, Kürt toplumunun halklarımızın daha özgür, daha şeffaf, daha demokratik bir anlayışla yönetilmesini hep birlikte sağlayacağız.
EV EV DOLAŞACAĞIZ
Burada sizlere büyük görevler düşüyor. Değerli barış annelerim, barış mücadelesinde örnek olan anneler, ev ev dolaşacağız, gitmediğimiz kapı bırakmayacağız. Bunların kaçak seçmenlerine karşı biz iki tane seçmen kazanacağız. Bunların bütün polisleri, askerler ve kolluk kuvvetlerini taşıyarak irademizi gasp etme girişimi karşısında durmayacağız, dinmeyeceğiz. El birliği ile çalışacağız. Bunlara Kürdün nasıl bir çelik iradeye sahip olduğunu hep birlikte göstereceğiz. Buna inanıyorum, sizler yoktan var ettiniz. Sizler adı dili ağızlara alınmayan bir halkın mücadelesini gerçekliğini ortaya koydunuz. Sizler Rojava'da milliyetçiliğin, muhafazakârlığın, dinciliğin hüküm sürdüğü kadınının, Kürdün yok sayıldığı bir coğrafyada büyük bir devrim yarattınız. Şimdi emin ki hep birlikte Kurdistan coğrafyasındaki halklarımızla birlikte bizim bağrımızdan çıkmayan, bize ait olmayan her şeyimize yabancı olan bu kayyımları göndereceğiz.
KAYYIMLAR GİBİ AKP’Lİ BELEDİYELERDE YÖNETEMİYOR
Sadece kayyımlar değil AKP’nin belediyeleri de iyi yönetemiyor. Ağrı Belediyesi’nin ne halde olduğunu Ağrılı hemşerilerimiz çok iyi bilir. İnanın köstebek yuvası çamur içerisinden yürünmüyor. Bingöl Belediyesi deprem bölgesi olmasına rağmen depremin ne olduğunu bilmiyor. Deprem hattı üzerinde iskan veriyor, imar izni veriyor. Sanıyor ki deprem oradan es geçecek. Bingöl Belediyesini batırmış, bitirmiş, borçlandırmış. Dersim Belediyesi’nde ‘Tunceli’ zihniyetini ortadan kaldırarak, Dersim’in gerçek evlatlarını iktidara taşıyarak, demokratik yerel yönetimlerimizi oraya da götürmek durumundayız. Kars kayyımı namaz kılıyor ama vallahi yapmış olduğu yolsuzluklar yol olur. Yani bunların namazı ibadeti bir yere kadardır. Mesele rant olunca, mesele Kürdün iradesi olunca mesele Kürdün inkarı olunca bunlar her şeye karşı çıkarlar, takiye yaparlar. AKP yönetemiyor, ülkeyi yönetemediği gibi belediyeleri de yönetemiyor. Bize kayyım atamasının sebebi örnek modeller ortaya koyduğumuzdandır. Siirtli arkadaşlarımız bilir bir dönem biz de orada belediye eş başkanlığı yaptık. Emin olun suyu kesilen tek bir hane yoktu, parası olmadığı için okula gidemeyen tek bir öğrenci yoktu. Kadın kooperatifleri kuruldu. Açlığı yoksulluğu önlemek için elimizden gelen her şeyi yaptık, halkın belediyesi olduk. Sadece Kürtlere değil orada yaşayan Araplara, Türklere de eşit hizmet götürerek, ciddi bir model ortaya koyduk. Şimdi 25 yıldır büyük bedellerle yaratmış olduğumuz bu modeli batıya taşımaya AKP belediyelerini alarak oralara götürme gibi bir sorumluluğumuz olduğunu belirtmek istiyorum. Bunları başaracağımıza inanıyorum.
HALKIMIZ KAZANDI
Değerli arkadaşlar evet yeni bir model uyguladık, kimi eksikliklerimiz olabilir, kimi yetersizliklerimiz olabilir. Yeni uygulanan her şeyde ufak tefek kimi arızalar ortaya çıkabilir. Eminim ki önümüzdeki dönem şimdi ortaya çıkan bu eksiklikleri de birlikte gidereceğiz. Şimdi aday adayı olan bütün arkadaşlar bizim arkadaşlarımız yoldaşlarımızdır. Dosyasını aldığımız yarışa giren bütün arkadaşlar bizim için eş değerdedir. Sadece seçilen eş başkanlar değil seçilemeyenler de bizim yol arkadaşlarımızdır. Bizim değerlerimizdir. Bizim birlikte yürüyeceğimiz birlikte mücadele edeceğimiz birlikte bu zorlukları göğüsleyeceğimiz arkadaşlarımızdır. Dolayısıyla çağrım onlara; siz yenilmediniz, kaybetmediniz. Hep birlikte halkımız kazandı, modelimiz kazandı, önümüzdeki dönem seçilen arkadaşlarımızla beraber birebir daha güçlü daha çok çalışarak, bu halkın hizmetinde olduğumuzu kanıtlayalım. Biz bir seçim partisi değiliz. Kimin nereye seçildiğinin bir yere kadar önemi var. Önemli olan Kürt halkının geleceğidir, mücadelesidir. Önemli olan bu mücadele için kaybettiğimiz binlerce insanın onuruna layık olmaktır. Cezaevinde bizim başarımızı bekleyen direnen açlık grevine giren Kürtlüğünü dilini kimliğini yaşatmak için mücadele eden bütün arkadaşlarımıza başarı borcumuz var.
Biz birbirimize güvenerek, birbirimize inanarak örgütümüze merkezimize kurumlarımıza sahip çıkarak bu zulüm düzeni ile baş edebiliriz. Ben baş edeceğimize, kazanacağımıza, 31 Martta ezilenlerin, ötekilerin, Kürtlerin tekrar demokratik yerel yönetimler anlayışını yönetime taşıyacağına onan inançla siz emek veren bu demokrasi modelini hayata geçiren halklarımızın önünde saygıyla eğiliyor. Hepimize başarılar diliyorum. Serkeftin.”