ANKARA ÖTEKEİLERİN GÜNDEMİ- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Kezban Konukcu, eğitim dışında kalan çocuk sayısındaki artış hakkında Meclis’e araştırma önergesi sundu.
Eğitim Reformu Girişimi'nin Millî Eğitim Bakanlığı'nın 2023-24 eğitim-öğretim yılı verilerine dayanarak hazırladığı rapor, Türkiye’de eğitimin karşı karşıya olduğu büyük sorunu ortaya koydu. Rapora göre, zorunlu eğitimde olması gereken 200 bine yakın çocuğun yanı sıra, eğitim dışında kalan toplam çocuk sayısı 612 bin 814’e ulaşarak bir önceki yıla kıyasla yüzde 38,4 oranında arttı. Bu çarpıcı tablo, Türkiye’de eğitime erişimdeki eşitsizliklerin her geçen yıl daha da derinleştiğini gösteriyor.
Yoksulluk, cinsiyete dayalı ayrımcılık, etnik köken, dil bariyerleri ve altyapı eksiklikleri, eğitime erişimdeki başlıca engeller arasında yer alıyor. Özellikle kırsal bölgelerde okulların yetersizliği, ulaşım sorunları ve eğitim materyali eksiklikleri çocukları eğitimden uzaklaştırıyor.
Taşımalı Eğitim Sorunu
2024-25 eğitim-öğretim yılı başında “tasarruf tedbirleri” kapsamında taşımalı eğitimden yararlanan bir milyonu aşkın öğrencinin yüzde 30’u kapsam dışı bırakıldı. Bazı bölgelerde ise taşımalı eğitim tamamen kaldırıldı. Bu durum özellikle kız çocuklarının eğitim hakkına erişimini büyük ölçüde olumsuz etkiledi.
Çocuk İşçilik ve Eğitimden Kopuş
Ekonomik zorluklar nedeniyle aileler çocuklarını düşük ücretlerle çalıştırmaya yöneltiyor. Mesleki Eğitim Merkezleri’nde (MESEM) stajyer adı altında çocuklar ucuz iş gücü olarak kullanılıyor. Bu durum, çocukların eğitim hakkından mahrum kalmasına ya da örgün eğitime tam erişim sağlayamamasına neden oluyor.
Çocuk Cezaevlerinde Eğitim
Cezaevindeki çocuklar da eğitim hakkından yoksun. Araştırmalar, çocuk kapalı ceza infaz kurumlarında tutulanların örgün eğitime erişimlerinin olmadığını ortaya koyuyor.
Velilere Binen Yük ve Artan Eşitsizlik
Devlet okullarında eğitimin niteliğinin düşmesi ve özel öğretimin teşvik edilmesi, eğitimi mali bir yük haline getirdi. Açlık sınırının 21 bin 83 TL, yoksulluk sınırının ise 68 bin 675 TL olduğu bir ortamda, aileler çocuklarının eğitim ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. Bu durum, eğitimi erişilmesi zor bir lüks haline getiriyor.
Çözüm Önerisi
Eğitimin anayasal bir hak olarak parasız, nitelikli ve eşit bir şekilde sunulması, bütçeden eğitime ayrılan payın artırılması, cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi ve altyapı sorunlarının çözülmesi gerektiği vurgulanıyor. Bu kapsamda, eğitim dışındaki çocuk sayısındaki artışın nedenlerinin araştırılması ve çözüm önerilerinin geliştirilmesi amacıyla bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulması talep edildi.
Bu sorun, yalnızca bireylerin değil, ülkenin geleceğini etkileyen bir kriz niteliği taşıyor. Eğitimde eşitlik ve erişim sağlanmadıkça, toplumsal kalkınmanın mümkün olmayacağı bir kez daha ortaya konmuş durumda.