İZMİR - İktidarın politikaları nedeniyle havası, suyu ve toprağı kirlenmiş kentlerin oluştuğunu söyleyen Çevre Mühendisi Helil İnay Kınay, yaşam alanlarını tehdit edecek projelerin durdurulması gerektiğini vurguladı. 

İzmir'de ekolojik tahribat büyürken, bu durum yaşam alanlarını da tehlikeye sokuyor. Çeşme ve Kiraz ilçelerinde maden ve enerji şirketlerine verilen ruhsatların ardından Aliağa ilçesine getirilen Raymond Croze gemisi gündem oldu. Fransa'dan getirilen ve içerisinde 50-100 ton arası asbestin bulunduğu belirtilen telekomünikasyon gemisi, 27 Aralık'ta Aliağa'ya geldi. Uzmanlar, gemideki asbest ve kimyasal atıkların hava, deniz ve toprak kirliliğini arttıracağı uyarısında bulundu.  

KOZAK YAYLASI HEDEFTE  

Bergama ilçesinde yıllardır altın madenleri ve taş ocaklarıyla tahrip edilen Kozak Yaylası'nda granit ocağı açılmak isteniyor. Yukarıcuma köyünde 58 Yapı İnşaat isimli şirketin yapmak istediği ocak için, 4 Ocak 2024 tarihinde halkın katılım toplantısı yapılmasına karar verildi. 

Söz konusu maden ocağının yapılmak istendiği yer, çevre düzeni planına göre “orman alanı” ve “tarım arazisi” sınırları içerisinde yer alıyor. Orman Genel Müdürlüğü'nün dijital haritasına göre ise, buradaki alan, arazi örtüsü bakımından “orman”, “ağaçsız orman alanları” ve “özel orman ve ağaçlandırma” bölgesi. 

Maden sahası, Kuzey Ege Havzası içinde kalıyor. Madenin etki alanında kuru dere ve akar dere yatakları bulunuyor. 

YENİ PROJELERİN ÖNÜ AÇILIYOR

Menemen ilçesinin Yanık mahallesinde, 381 bin metrekarelik bir alanda Sovilar İnşaat tarafından Güneş Enerji Sistemi (GES) kurulmak isteniyor. 8 Şubat 2024 tarihinde, halkın katılım toplantısı düzenlenmesine karar verildi. GES kurulacak alan, çevre düzeni planına göre “çayır-mera alanı” olarak tanımlanıyor. 

Ekolojik tahribatın önünü açacak projeler bunlarla da sınırlı değil. Aliağa bölgesinde kurulacak yeni kimya fabrikaları ve atık tesisleri için "ÇED gerekli değildir" kararı çıktı. Torbalı'dan Karaburun'a, Bergama'dan Gaziemir'e kadar tüm ilçelerde de ekolojik talanın önünü açan projelere tek tek onay veriliyor. 

GEMİ SÖKÜM TESİSLERİNİN TAHRİBATLARI

Çevre Mühendisi Helil İnay Kınay, İzmir genelinde yaşanan ekolojik tahribatı ve projeleri değerlendirdi. Aliağa'ya getiren gemiye dikkati çeken Kınay, gemi söküm tesislerinin yıllardır hem çevre hem de insan sağlığı için büyük tehlike yarattığını söyledi. Raymond Croze gemisinin de bu sürecin devamı olduğunu kaydeden Kınay, "Söküm işlemlerinin özel koşullarda gerçekleşmesi, iş sağlığı ile ilgili tedbirlerin alınması, denetimlerin yürütülmesi gerekiyor. Bu işlemlerin hiçbirinin yapılmadığı örneklerle karşı karşıya kaldık. Otopan, Ethan, Kuito, Sao Paolo gemileri gibi birçok örnek, sektörün karanlık karnesini büyüten örneklerdi" dedi. 

Köy halkını kandırıp jeotermal aradılar Köy halkını kandırıp jeotermal aradılar

'HAVA, SU VE TOPRAK KİRLETİLİYOR'

AKP iktidarının yürüttüğü politikalarda ekonomiden tarıma, madencilikten sanayiye kadar tüm projelerde çevre tahribatı yaratacak çalışmaların öne çıktığını söyleyen Kınay, İzmir'in de bu projelerden nasibini aldığını kaydetti. Kınay, "Kentlerimizde hava, su ve toprak kaynaklarımızın kirletildiği, tarım alanları ve ormanların ortadan kaldırıldığı bir manzarayla karşı karşıyayız. Enerji, madencilik ve kirletici vasfı yüksek sanayi tesisleri, kentlerimizde yaşam alanlarımızın ortasında kurulmaya çalışılıyor. Bunlara karşı çıkan bilim insanları, meslek odaları, toprağını savunmaya çalışan yurttaşlar, ötekiler olarak hedef haline getirilmeye çalışılıyor. Aliağa'dan Bergama'ya, Gaziemir'den Efemçukuru'na kadar kentin yaşam alanlarını ve sağlığını tehdit edecek tüm projelere karşı duracağız" diye belirtti.

'NEFES ALAMIYORUZ'

Kentin havasının, suyunun ve toprağının kirletildiğini belirten Kınay, şunları söyledi: "Gediz, Büyük Menderes ve Küçük Menderes'in kirlendiği, su kalitesinin kullanılamayacak hale geldiği, kentlerimizde hava kalitesinin nefes alınamayacak duruma geldiği gerçeğiyle karşı karşıyayız. Tüm bunlar yanlış politika ve uygulamaların yaşamımıza yansıyan gerçeği. Nefes alamadığımız, musluktan su içemediğimiz, tarlamızdan ürün alamadığımız bir durum yaşanıyor. Yapılan yanlışların tüm faturasını da bizler ödüyoruz. Kaybettiğimiz sağlımızla büyük bir fatura ödüyoruz. Bu kente dair mücadele edenler olarak, halk sağlığı, iş sağlığı ve emeğimize yönelen tüm olumsuzluklara karşı sesimizi büyütmeye devam edeceğiz."

MA / Tolga Güney  

Kaynak: https://mezopotamyaajansi.net/tum-haberler/content/view/228562