HABER MERKEZİ- Kriz tahminleriyle tanınan yatırımcı Marc Faber, Batılı ülkelerde kamu borçlanmasının yüzdesel olarak endişe verici olduğunu ve bir krize doğru gidildiğini ifade etti. Verdiği röportajda Faber, Türkiye'de 2025 yılında bir alım fırsatı olacağını belirtirken bu tarihten sonra ABD'de satış fırsatlarının ortaya çıkacağını söyledi.
TRUMP'IN ZAFERİ AVRUPA EKONOMİSİNE FAYDA SAĞLAYACAK
"Doktor Kıyamet" olarak bilinen Faber, Çin ekonomisi ve kamu borçlanması hakkında özel açıklamalarda bulundu. ABD seçimlerine yönelik tahmininde, Kamala Harris yerine Donald Trump'ın seçilme ihtimalinin Avrupa Birliği ile ilişkilerine etkisine değinerek, Trump'ın iş dünyasına daha yakın olduğunu kaydetti. Faber, Trump’ın Ukrayna-Rusya savaşıyla ilgili barış getirme niyetinde olduğunu ve bunun Avrupa ekonomisine fayda sağlayacağını belirtti.
Faber, Goldman Sachs ve Citibank gibi Wall Street devlerinin analizlerinin S&P 500'de büyük getiri döneminin sona erdiğini gösterdiğini aktardı. Piyasalarda dalgalı bir seyrin devam ettiğini ifade eden Faber, 2018-2019 yıllarında süren yükseliş trendinin Türkiye'de para basma ile bağlantılı olduğunu söyledi. Merkez bankalarının ileride yapacakları para basma işlemlerinin küresel çapta enflasyonist bir ortam yaratacağını vurguladı.
YENİ KRİZLER KAPIDA
Faber, Batılı ülkelerde kamu borçlanmasının endişe verici olduğunu ve ABD'deki her iki adayın mali açıkları umursamadığını belirtti. 18 Eylül’de Fed’in faiz indirmesiyle tahvil ve uzun vadeli faizlerin yükseldiğini belirterek, bu durumun bir krize işaret ettiğini ifade etti.
Çin’in açıklanan teşviklere rağmen ekonomik dinamizm gösteremediğine dikkat çeken Faber, Çin'in nüfusunun daralmaya gidebileceğini ve bunun ekonomik büyümeyi zorlaştıracağını kaydetti. Faber, Türkiye'de 2025 yılında alım fırsatları doğacağını ve bu tarihten sonra ABD'de satış fırsatlarının oluşacağını yineledi.
TÜRKİYE İÇİN ALIM FIRSATI
Türkiye'deki enflasyonun ana eğilimi henüz para otoritesinin kolayca gevşetebileceğini göstermiyor. Parasal gevşemenin en geç gelecek yılın başında başlaması bekleniyor. 2025'in gelişmekte olan piyasalar için gevşeme açısından uygun olup olmayacağını değerlendiren Faber, “Değerli metallere yatırım yapılması gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla burada değerlemeler epey düşük. Türkiye’de 2025’te bir alım fırsatı olacak. O noktadan sonra ABD tarafında satış fırsatları oluşacak” dedi.
