HABER MERKEZİ - Birçok kentte Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırılar ilişkin yapılan açıklamalarda, uluslararası kamuoyuna, bölgede yaşayan halklarla dayanışma çağrısında bulunuldu. 

Kuzey ve Doğu Suriye'ye dönük saldırılar birçok kentte yapılan açıklamalarla kınandı. 

AMED 

Amed’te Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad -TJA) Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) öncülüğünde Kuzey ve Doğu Suriye ile Halep’e yönelik saldırılar protesto edildi. Peyas (Kayapınar) ilçesinde bulunan Rojava Parkı’nda bir araya gelen kitle, “Savaşlara, işgallere hayır, barış hemen şimdi” pankartı açarken, sık sık, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi” sloganları attı. 

DEM Parti Amed İl Eşbaşkanı Abbas Şahin, “Ortadoğu’daki çatışmaların Suriye’ye sıçramasıyla birlikte Şehba, Tel Rıfat ve Halep’te halklar ciddi bir tehdit altındadır. IŞİD’in yöntemlerini sürdüren silahlı gruplar, Kürtler, Araplar, Süryaniler ve Suriye’deki bütün halklara karşı katliam ve insanlığa karşı suçlar işlemektedir. Bu saldırılar, özellikle Tel Rıfat gibi Türkiye destekli grupların işgalinden kaçan on binlerce insanın sığındığı bölgeleri hedef alarak yeni felaketlere yol açmaktadır” dedi. 

DAYANIŞMA ÇAĞRISI

İsrail Kabinesi, Lübnan ile ateşkesi onayladı İsrail Kabinesi, Lübnan ile ateşkesi onayladı

Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınların öncülük ettiği devrimin hedef alındığını kaydeden Şahin, “IŞİD’in uzantısı olan HTŞ ve SMO iş birliğiyle demokratik bir yapıya sahip olan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi tasfiye edilmeye çalışılmaktadır. Ancak Kürt halkı ve halkların ortak yaşamını savunan direniş dinamikleri bu saldırılara sessiz kalmayacaktır. Bu saldırılar, sadece Kuzey ve Doğu Suriye’yi değil, tüm bölgenin geleceğini tehdit etmektedir. Herkesi, Ortadoğu’da barış ve halkların ortak yaşam umudunu savunmak için demokratik tepkisini göstermeye davet ediyoruz. Çetelere sırtını dayayanlar, halkların demokratik direnişi karşısında mutlaka yenilgiye uğrayacaktır. Barış içinde bir Ortadoğu ve insanlık değerlerini koruma mücadelesinde tüm kesimleri Rojava’yla dayanışmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı. 

‘ÇETELER HALKLARA SALDIRDI’

Ardından konuşan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, Suriye’de halkların hedef alındığını kaydederek, “27 Kasım’dan sonra bu savaş derinleşti. Bu tarihten sonra çetelerin nasıl halklara saldırdığını gördük. Bu nedenle savaşa karşı sesimizi yükseltiyoruz. Bu çağrımız bütün dünya halklarınadır; Ulus devletlerin oluşturduğu kapitalist modernite bütün halklara saldırı olarak geri dönüyor. Bir yandan diktatörler kendi ülkelerinde halklara yönelik savaşı büyütürken aynı zamanda bir ulus devlet, başka ulus devlete karşı mücadele ediyor” dedi. 

‘DAYANIŞMAYI BÜYÜTMEK LAZIM’

Tüm dünya halklarına çağrıda bulunan Halide Türkoğlu, “Rojava’da yeni bir yaşam inşa ediliyor. İŞİD ile mücadele ile başlayan bu yeni yaşam modeli saldırıların da hedefi olmuş durumda. Ulus devletler ve emperyal güçler halkların bir arada yaşamasını istemiyor. Bu iktidarlar savaşı derinleştirerek bu toprakları sömürge yapıyorlar. Bu savaşların öyle sonuçları var ki insanlık boyutunu aşıyor. Özgürlük eşitlik ve barış mücadelesi bu savaşların hedefi halindedir. Mülteci ve göçmen olma hali var. Bugün yapılan açıklamaya göre yaklaşık 5 bin Êzidî Kürdü yaşamı tehdit altında. İŞİD saldırısından biliyoruz; Êzidî toplumu pazarlarda satıldı, katledildi, başka ülkelere gitmek zorunda kaldı. Bizler İŞİD’in nasıl bir örgüt olduğunu biliyoruz. Suriye’de bugün cihatçı çetelerin halkları ve kadınları hedef haline getirmesini biliyoruz. Orada muhalif gibi olarak anılsalar da halkların ortak yaşamını saldırı var. Bizler Kobanê’de Rojava’da nasıl mücadele ederek kazanımlarımızı büyüttüysek bugün de bu dayanışmayı büyütmeliyiz” diye konuştu. 

‘SAVAŞ KARŞI BARIŞ HEMEN ŞİMDİ’

AKP-MHP iktidarına seslenen Halide Türkoğlu, “Bu savaş politikasından vazgeçin. Çünkü her çeteye verilen destek halkların emeğinden, bütçesinden çalınıyor. Bu savaşta kaybeden halklar oluyor. Derinleşen bu savaş politikalarıyla, 3’üncü Dünya Savaşıyla iktidarlar kendilerine cephe açmak istiyorlar. Bizler bir yandan yeni yaşam modeli olan kadın özgürlükçü paradigmayı savunduğumuz gibi halklara da çağrımızdır; herkesin bulunduğu yerde sesini yükseltmesi gerekiyor. Dünyanın dört bir yanında herkesin demokratik ulus fikriyatını savunmalıdır. Savaş politikalarına karşı tek çaremiz demokratik ulusu savunmak ve büyütmektir. Bu durum daha çok aciliyetini gösteriyor. Her an gelişecek soykırım politikalarına karşı, savaş karşıtlığında buluşmamız lazım. Başta kadınlar, sosyalistler, özgürlük, eşitlik savunucuları olmak üzere bu modelin savunması için herkesin sesini yükseltmesi gerekiyor” dedi. 

Açıklama sloganlarla son buldu. 

HUKUKÇULARDAN AÇIKLAMA 

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Amed Barosu, Kuzey ve Doğu Suriye ile Halep'e dönük 27 Kasım’da başlatılan saldırılara ilişkin Amed Baro Binası’nda açıklama yaptı. Açıklamaya ÖHD Eş Genel Başkanı Ekin Yeter, İHD Amed Şube Başkanı Ercan Yılmaz ve Amed Baro Başkanı Abdulkadir Güleç ve çok sayıda avukat ile insan hakları savunucusu katıldı. Açıklamayı yapan Amed Baro Başkanı Abdulkadir Güleç, Suriye’nin Halep ve Tel Rıfat kentlerinde çeteler eliyle sivil halka yönelik saldırılar başladığını ve bu kentlerde yaşayan Kürt, Arap, Süryani ve diğer etnik inançsal kimliğe sahip halkların bir gecede savaş ortamına uyandığını söyledi. 

Sanal medya platformlarında paylaşılan videolardan kadınların esir alındığı, sivillerin zorla yerinden edildiği, işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı açıkça görüldüğünü belirten Güleç, “Biz, aşağıda imzası olan kurumlar olarak insanlığa karşı işlenen suçlar bağlamında evrensel yargı yetkisi çerçevesinde Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Birleşmiş Milletler yetkililerini sorumluluklarının gereğini yerine getirmeye;  Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararları dahil olmak üzere uluslararası hukuka aykırı gayri insani ve hukuk dışı uygulamalarına karşı uluslararası tüm kurumları, engelleyici yaptırımları derhal gündeme almaya çağırıyor, uluslararası kamuoyunu Suriye halkı için harekete geçmeye davet ediyoruz” dedi.

COLEMÊRG

DEM Parti Gever ilçe örgütü, kayyım atamaları, Kuzey ve Doğu Suriye kentlerine başlatılan saldırıları protesto etti. Açıklama öncesi kitle DEM Parti Gever İlçe binasından çarşı merkezine kadar, “Direne direne kazanacağız”, “Bijî berxwedana gelê Kurd”, “Berxwedan jiyan e” ile “Kayyımlar gasptır gaspa geçit yok” sloganları, alkış ve zılgıtlarla yürüyüşe geçti. 

Yürüyüş ardından basın metnini okuyan DEM Parti Yöneticisi Resul Temel, halkının temel hak ve özgürlüklerinin yok sayıldığını ve inkar edildiğini söyledi. Temel, “Kuzey ve Doğu Suriye’de IŞİD türevi cihatçı çeteler diriltilmek isteniyor. HTŞ’nin, SMO’nun öncülük ettiği çeteler Halep’e yönelik saldırılar düzenliyor. Bu saldırıları AKP-MHP iktidarının beslediği paramiliter çeteler tarafından gerçekleştiriyor. Halep ve Şehba’da yaşayan Kürt ve Arap halklarına yönelik saldırılar bu çetelerin iktidardan bağımsız hareket etmediğini doğrulamaktadır. Bu saldırılar buradaki demokratik yapıya, Kürt halkının elde ettiği statüye ve Rojava halklarının inşa ettiği ortak yaşama yönelik tahammülsüzlüğün göstergesidir. Paramiliter cihatçı çeteleri yeniden dirilterek Kuzey ve Doğu Suriye’yi hedef alan iktidarın yayılmacı ve Kürt düşmanı politikaları karşısında bütün emek ve demokrasi güçleriyle birlikte duracağız” dedi. 

Açıklama slogan ve alkışlarla son buldu.

ŞIRNEX

Tevgera Jinên Azad-Özgür Kadın Hareketi (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şirnex İl örgütleri, Şirnex'in Silopiya ilçesinde Türkiye güdümündeki paramiliter grupların Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılarını protesto etti. 

DEM Parti ilçe binası önünde yapılan açıklamaya DEM Parti Şirnex Milletvekili Newroz Uysal Aslan ile çok sayıda kişi katıldı. Açıklamada , "Rojava rûmeta me ye" pankartı açılırken sık sık, "Bijî berxwedana Rojava" sloganları atıldı. 

Burada konuşan DEM Parti Şirnex İl Eşbaşkanı Nurcan Altürk, yapılan saldırılarla halkların kazanımlarının hedef alındığını belirterek, “Buradan bütün dünyaya sesleniyoruz; bugün Rojava'yı korumak sadece Rojava halklarının değil bütün dünya halklarının sorumluluğudur" dedi.  

'ROJAVA'YA SAHİP ÇIKALIM'

Newroz Uysal Aslan, Halep'e dönük saldırıları gerçekleştiren grupların DAİŞ'in bir devamı olduğunu anımsatarak, bu saldırılarla Rojava Devriminin boğmak istendiğini söyledi. Newroz Uysal Aslan, “Rojava ve Suriye'de yaşanan olaylar doğrudan 3’üncü Dünya Savaşı ile ilgilidir. 3'üncü Dünya Savaşı Ortadoğu'da yaşanıyor. Bu savaşa karşı çıkanlar da Rojava Devrimi gibi  hedef alınıyor. IŞİD Musul'da başlayıp Kobanê'ye ilerlemişti. Bugün de bu gruplar Halep'ten başlayıp Minbic'e geçmeyi amaçlıyorlar. Bu bir tesadüf değil. Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Konseyi bu krize sessiz kalmamalı. Kürt halkı Halep'in Diyarbakır olduğunu bilmelidir. Kürtlerin kazanımlarını korumak her Kürdün görevidir. Rojava'da Kobanê ruhu ile seferberlik ilan edildi. Rojava Devrimine sahip çıkalım. Rojava'nın kazanımlarını her yerde koruyacağız" diye belirtti. 

Açıklama alkış ve sloganlarla son buldu.  

WAN

Wan Emek ve Demokrasi Platformu, kayyım atamalarına ilişkin kentin Sanat Sokağı’nda basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya DEM Parti kent milletvekilleri Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Kürdistan Komünist Partisi (KKP) Genel Başkan ve milletvekili Sinan Çiftyürek ve çok sayıda kişi katıldı. Açıklamada, “Kayyım idaresi değil halk iradesi, kayyıma ve faşizme geçit yok” pankartı açıldı. Açıklamada sık sık, “Bijî berxwedana Rojava” ve “Bijî berxwedana gelê Kurd” sloganları atıldı.

Açıklamaya dair basın metnini platform adına Engin Işık okudu. Işık, “Kayyım ataması, seçmen iradesini bertaraf eden antidemokratik bir uygulamadır. Yerel yönetimler özerklik şartıdır. İçişleri bakanlığının antidemokratik uygulamalarına derhal son vermesi gerektiğini buradan söylüyoruz” dedi. 

DÜNYA HALKLARINA SESSİZ KALMAMA ÇAĞRISI

KKP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek Kuzey ve Doğu Suriye kentlerine yönelik yapılan saldırılara dikkat çekerek, “Ortadoğu’da, başta Kürdistan olmak üzere bir kez daha kan, savaş ve acı devreye girdi. Bu uygulamaları devreye sokanlar ise işgalci ve emperyalist devletlerdir. Bu güçler Kürdistan ve Ortadoğu'yu kan gölüne çevirdiler. Bu siyaseti en sert şekilde kınıyoruz. Eğer geçmişte Efrin’in işgal edilmesinde Esad rejimi ses çıkarmış olsaydı bugün bunlar yaşanmaz sıra Haleb’e gelmezdi. Başta dört parça Kürdistan bulunan ve tüm dünya halklarına çağrımız bu saldırılar karşısında seslerini daha gür çıkarıp harekete geçmelidir” çağrısında bulundu.

Eylem, sloganlarla son buldu.

Kaynak: https://mezopotamyaajansi40.com/tum-haberler/content/view/260312