Galatasaray Lisesi’nin 118. dönem mezunu Prof. Dr. Daron Acemoğlu, “Kurumların oluşumu ve refaha etkileri” üzerine yaptığı öncü çalışmalar nedeniyle, 2024 Nobel Ekonomi Ödülü’ne layık görüldü…

Ülkemiz için çok büyük bir onur kaynağı olmasının yanı sıra, bu değerli bilim insanını yetiştiren ve bilime dayalı eğitimden ödün vermeyen Galatasaray Lisesi’nin duyduğu gurur ve mutluluğu, bir “Galatasaray Liseli” olarak sizlerle paylaşmak istedim…

Bilim dünyasında büyük yankı uyandıran ve Türkiye’nin 3. kez sahip olduğu “Nobel Ödülü", kötü günler yaşayan ve ekonomisi iflas etmiş bir ülke yurttaşları için büyük moral kaynağı oldu…

Bu ödül gerçek ekonomisti tescil etti…  Böylelikle, “Ben ekonomistim” diyerek devletin tüm kaynaklarını sömüren, ülkenin değerlerini yandaşa aktaranlara herhalde kapak oldu! Acemoğlu gibi değerler varken Nebati gibilerini bulmak doğrusu takdir edilmesi gereken bir başka beceri!

Daron Acemoğlu ödül aldı, Nebati işlettiği 7 dükkânı zarar ettirdiği için kapattı!  Aslında sözün özü bu herhalde…

Prof. Dr. Daron Acemoğlu, 2000 yılında Ekonomi Profesörü unvanını almış,  2019 yılındaysa dünyanın en önemli ve itibarlı üniversitesi olan Massachusetts Institute of Technology’nin (MIT), bir öğretim üyesine verilebilecek en yüksek unvan olan “Enstitü Profesörü” olarak atanmıştı. Kötü günlerimizde bizi sevince boğan Acemoğlu, iyi ki varsın!

∗∗∗

Kadın cinayetleri hiç durmuyor… Hafta başından beri 4 kadın cinayeti haberini izledik… Van gölünde şüpheli ölüm sonucu naaşı bulunan Rojin son kurban…

“Kadın erkek eşit değildir” diyen bir iktidar, kadınların çalışmasını istemiyor, ekonomik bağımsızlığına razı değil, kadını namus objesi yapıyor ama kız çocuklarına tasallut ediyor…

Ahlakı yitiren bu sapkınlar, aynı zamanda insanların inancını da sömürüyor…

Diyarbakır’daki vahşete kurban giden 8 yaşındaki Narin’in cesedini parçalayarak çuvala koyan ve dere kenarına gömen katil zanlısı, tüm bu katliamın sonrasında namazını kılabiliyor!

Nasıl bir toplumsal bunalım yaşıyoruz ki, çocuklar ve gençler göz kırpmadan öldürülüyor…

İktidarın 22 senede Türkiye’yi getirdiği durum bu…

Bu süreçte 8 bine yakın kadın katledildi… Bir o kadar da şüpheli ölümler var… Sokakta ölümle burun buruna iken, onları korumakla görevli olan polis, vahşetleri durdurma yerine “ölmek istemiyoruz” diye haykıran kadınları susturuyor!… Oysa kadınlar, yaşamın varlık nedenidir…

Erkeğin arkasında değil, yanında yürüyerek insanlığı büyütür, doğayı korur, kültürel gelişmeyi sağlar…

Kadın barıştır. Kadın güzelliğin, doğrunun görülmesini sağlayan bir güçtür…

“Erkek kadınla eşit değildir” diyen fanatik yobazlar, sadece kendilerini değil, dünyayı, çevreyi, insani değerleri ve ahlakı da yok etmektedir…

∗∗∗

2024 Nobel Ekonomi Ödülü’ne layık görülen Daron Acemoğlu’nun eşi de dünya çapında bir bilim insanıdır…

Asu Özdağlar, "oyun ve optimizasyon” teorisi üzerine yaptığı araştırma ve çalışmalarıyla dünyada tanınır…

MIT’nin Elektrik Mühendisliği ve Bilgisayar Bilimleri Bölümü Başkanlığı yapmakta…

Kadın bağımsız olursa, dünyaya katkısı ve başarısı daha çok olur…

Maalesef ülkemizde kadına düşman bir iktidar, 22 yılda yanında yetiştirdiği “havuz yobazlarıyla” kadını “kolay öldürülen canlı” konumuna koydu…

∗∗∗

İktidar, yurttaşın can ve mal güvenliğini yok etti…

Çünkü evrensel hukuktan vazgeçti. Ülkeyi hukuk devleti olmaktan çıkardı…

Yargı tam bağımlı…

Tek adam talimat veriyor, dava açılıyor ve istediği karar alınıyor…

∗∗∗

"Zina tartışmalarında asıl hedef kadınlar" "Zina tartışmalarında asıl hedef kadınlar"

Oysa, hukuk yaşamın temelidir! Yargı bağımsızlığı insanlığı geleceğidir! Taraflı yargı, hukuk dinlemez ve yaşamın değerini bilmez! Bağımsız olmayan yargı, yaşam hakkını da tanımaz…

Yaşamı yok eden bu çürümüş yargı düzeni, dünyanın tüm değerlerini, özgürlüğü, eşitliği, barışı, insan ve yaşama sevincini de yok sayıyor… Bu nedenle şimdi, eski ve yeni hukuk adamları, savcılar, yargıçlar örgütlenerek hukukun üstünlüğünün değerini topluma anlatmaya çalışıyorlar…

Bu örgütlenmenin bir örneği de Tarsus’ta hafta başı oluştu!

Yargı bağımsızlığı ve adaletin tesisi adına önemli bir adım atıldı, “Özgür Yargı Derneği’” kuruldu! Kurucu Başkanı Cumhuriyet Savcısı Kurtuluş Tayanç Çalışır oldu… Çalışır; “Adalet halkın nefesidir” diyerek, bağımsız bir yargı ve adil bir hukuk sistemi oluşturma hedefi için çalışacağız” dedi…

Bu örgüt, adalet ve özgürlük hareketi olarak değerlendirilmeli! Böyle örgütlenmeler, “Hukuksuzluktan, haksızlıktan, adaletsizlikten, korku ve sindirilmekten kurtulma, tek adam rejiminden çıkma hareketi” olarak görülmeli… Tek adamı sultanlaştıracak, toplumsal barışı yok edecek, yeni anayasa oyunlarına müdahale edecek, yurttaşı uyaracak, halktan yana bir güç olarak değerlendirilmeli!

Kaynak: https://www.birgun.net/makale/mucadele-icin-yeni-guc-odaklari-gerekir-568075