AMED- Narin Güran davasının ilk duruşması başladı. Sanık Nevzat Bahtiyar, suçu üstlenmesi halinde kendisine para teklif edildiğini anlattı. Duruşma, ağabey Enes Güran'ın savunmasıyla sürüyor. 

Amed'in merkez Rezan (Bağlar) ilçesinin Çûlî kırsal mahallesinde 21 Ağustos'ta kaybolan ve 8 Eylül'de cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran'ın ölümüne dair açılan davanın ilk duruşması bugün görülüyor. Tutuklu yargılanan amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar, sabahın erken saatlerinde duruşmanın görüleceği Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi. Tutuklu sanıklar hakkında "İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. 

Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma öncesi adliyenin önü polis bariyerleriyle kapatıldı. Ayrıca adliyenin iç kısmına da bariyerler kuruldu. 

Yüzlerce avukatın yanı sıra çocuk ve kadın örgütleri, milletvekilleri ve sivil toplum örgütü temsilcileri, duruşmayı izlemek için erken saatlerde adliyeye geldi. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş da duruşmayı izlemek için gelenler arasında yer aldı. Yoğun kalabalık nedeniyle adliye önünde ve içinde uzun kuyruk oluştu.  Bazı avukatlar duruma “Sadece başkanlar alınacaksa duruşmaya neden çağrı yapıyorsunuz" sözleriyle tepki gösterdi.

DURUŞMA BAŞLADI 

Duruşma, kimlik tespitiyle başladı. Tutuklu sanıklar askerler eşliğinde duruşma salonuna alındı. Narin Güran’ın babası Arif Güran da duruşmada hazır bulundu.

TTB'DEN DAVAYA KATILMA TALEBİ  

Kimlik tespitinin ardından konuşan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, yargılama sürecine katkıda bulunmak istediklerini belirtti. Davaya katılma talebinde bulunan Sağkan, "Soruşturmanın adil bir şekilde yürütülmesini istiyoruz" diye kaydetti. Tahir Elçi davasında katılma taleplerinin kabul edildiğini hatırlatan Sağkan, "Gerçekten insan haklarını savunmak TBB’ye görev olarak verilmişse böyle bir yargılamaya katkı sunmak için katılma talebimize izin verirseniz sevinirim” dedi. 

GÜLEÇ: BULGULAR KARARTILDI 

Amed Baro Başkanı Abdulkadir Güleç, "Narin Güran cinayeti vahşice işlenmiş cinayet, toplumun adalet duygusunu örseleyen vahim bir durum" dedi. Güleç, "Bizim toplum olarak Narin gibi çocukların ya da kadınların katledilmemesi için ne yapabilirizi tartışmamız gerekiyor" diye kaydetti. 

Güleç, "Kamera kayıtlarına göre, Narin’in daraltılmış baz istasyonu çalışmasında, huzurda bulunan sanıkların 4’ü Narin Güran'ın evinde. Bu soruşturmada belli eksiklikler var. Bunu şuna bağlıyorum. Adli kolluk yok, idari kolluk var. Olayın başından itibaren Narin’in kaybolma ihtimali üzerinde duruldu. Son görülme anı 15.15. İhbar yapılan saat akşam 20.00. Yani 5 saat sonra ihbar yapılıyor. 8 yaşında kız çocuğunun 5 saat bulunmaması akıllara başka şeyler getiriyor. Ben hukukçu olarak ilk duyduğumda Narin’in katledildiğini düşündüm. ‘Köyde herkes akraba ve kız çocuğu 5 saat bulunmuyorsa katledilmiştir’ dedim. 19 gün boyunca Narin’in cesedi tespit edilemedi, bedenine ulaşılamadı. Narin’in cenazesinin saklandığı için, bütün bulgular ve DNA bulguları karartıldı. Bu bağlamda iddianamenin o tespitini önemsiyoruz. Baz istasyonu çalışmaları bizce de çok önemli. Toplumda bu tespitten kaynaklı siz ve mahkeme heyetinden toplumun vicdanını belirleyen hakkaniyetle karar beklemektedir” ifadelerini kullandı.

SANIK AVUKATLARI: KATILMA TALEBİNE ESNEK YAKLAŞILSIN

Sanık avukatları, cinayetin aydıntılması için kendilerinin de çaba sarf ettiklerini ileri sürdü. Katılma taleplerine karşı mahkemenin esnek davranmasını istediklerini belirten avukatlar, "Biz şu dengenin korunmasını istiyoruz. Sanığın AİHS 6’ncı madde kapsamında adil yargılanma hakkı vardır. Sanığın yeterli imkânı elde edebilmesi ve bu kolaylığın sağlanması gerektiği kuşkusuzdur. Bu denge de gözetilerek biz baronun ve hukuk örgütlerinin katılma talebinin daha esnek yapılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı. 

BAROLARIN TALEBİNE RET

Baroların taleplerini değerlendiren mahkeme başkanı, Amed Barosu'nun katılma talebini kabul etti. Diğer baroların katılma talebi reddedildi. 

SANIK BAHTİYAR OLAYI ANLATMAK İSTEMEDİ 

Sanık Nevzat Bahtiyar, "Olay günü Salim’i (amca) su için aradım. Suyumuz kesilmişti” dedi. Bahtiyar, “Susma hakkım da var mı?” diye sordu. Mahkeme başkanı, “Var” dedi. Bahtiyar, mahkeme başkanının olayı anlatıp anlatmak istemediğine dair soruya "Yok” yanıtı verdi. 

Mahkeme başkanı, Bahtiyar’ın verdiği iki ifade olduğuna işaret ederek, hangi beyanının doğru olduğunu sordu. Bahtiyar, “Son verdiğim beyanım doğrudur” dedi. 

Bahtiyar, "Narin Güran’ın evine yaya olarak çıktım. Arabam aşağıdaydı. Salim Güran da o zaman yukarıdaydı, bizim evimizin üstündeydi. Burası ahırın orasıydı. Salim ve ben tek vardım. Salim dışında kimseyi orada görmedim.  Salim Güran yukarıdaydı, ben aşağıda sulama yapıyordum. Salim Güran açıkta bekliyordu, arabası yoktu” dedi. 

BİRÇOK SORUYA ‘YOK’ YANITI VERDİ

Mahkeme başkanı, daha önce Salim Güran’ın “Bana hemen arabaya bin ve beni takip et“ dediği yönündeki beyanlarını sordu. Bahtiyar, "Böyle bir şey yok” diye kaydetti. Mahkeme başkanı, "Peki savcılıkta niye böyle bir beyanda bulundu” diye sordu. Bahtiyar, “O zaman ben korkmuştum. Beni silahla tehdit ettiler” diye kaydetti. 

Bahtiyar'ın birçok soruya sadece “Yok” şeklinde yanıt vermesi dikkati çekti. 

'İLİŞKİ' İDDİASI 

Bahtiyar, “Salim sana gel işin var dedi, sen oraya gittin. Sen o esnada evin içinde bağrış, çağrış, çocuğun ölümüne dair ses duydun mu?” sorusunu “Yok” şeklinde yanıtladı. Bahtiyar, “Eve girdim. Bir odaya gittim baktım Narin yatıyordu. Bana söyledi. Böyle bir olay var. Annesi ile ilişkim olduğu için. 'Ben ilişkideydim, Narin gördü, öldürdük' dediler bana” iddialarında bulundu. 

Bahtiyar, evde Narin’in cansız bedenini gördükten yaşananlara dair “Bana bunu götürüp kaybettireceksin. Bunu götür bir yere at dedi Salim” dedi. 

‘YÜKSEL, NARİN’İ ARABAYA KOYDUĞUMDA AĞLIYORDU’

Bahtiyar, “Daha önce ceset gördün mü” sorusunu “Hayır” şeklinde yanıtladı. Bahtiyar, ölümle tehdit edildiğini ekledi. Salim Güran’ın evden dışarıya çıkarak battaniye getirdiğini belirten Bahtiyar, "Battaniyeye sardıktan sonra ben Narin’in cesedini evimin ahırına getirdim. Kimse görmedi. Sonra torbaya koyduk” diye kaydetti. 

Bahtiyar, “Yüksel Narin’i arabaya koyduğumda tepede ağlıyordu” dedi. Cenazeyi torbaya koymak için ahıra neden götürdüğü sorusuna cevap veren Bahtiyar, “Bunu ben düşündüm. Ahıra götürdüm baktım çuval içindeydi. Narin’in kıyafeti üzerinde vardı" dedi. 

'PARA TEKLİF EDİLDİ'

Salim Güran’in çuvalı alarak “Göl” diye tarif ettikleri yerde parçalanmasını istediğini söyleyen Bahtiyar, "Fakat ben cenazeye karışmadım” dedi. Bu esnada baba Arif Güran ağlamaya başladı. 

Bahtiyar, Salim Güran’ın korkusundan dolayı olayı anlatamadığını öne sürdü. Narin’in nasıl öldürüldüğüne dair soruya, “Bilmiyorum, bağlayarak öldürmüş olabilir diye düşünüyorum” yanıtı verdi. 

CENAZENİN GÖTÜRÜLME BİÇİMİ

'Türkiye demokrasinin yok edilmeye çalışıldığı bir süreci yaşıyoruz' 'Türkiye demokrasinin yok edilmeye çalışıldığı bir süreci yaşıyoruz'

Enes Güran müdafi avukatı, “İlk başta Yüksel Güran’dan bahsetmediniz. Şimdi ise bahsetmenizin gerekçesi nedir?” sorusunu sordu. Bahtiyar, bu soru ve birçok soruya, “Hatırlamıyorum”, “Görmedim” yanıtını verdi. Kolluk ifadelerinde herhangi bir baskı görüp görmediği sorusuna da Bahtiyar, “Görmedim” dedi.

Bahtiyar, cesedi nasıl götürdüğüne dair soruyu da, şöyle yanıtladı: "Kimse beni görmesin diye ahıra yukarıdan cesedi koydum, bende pencereden girdim."

Bahtiyar, mahkemenin neden itirafta bulunduğu sorusuna, “Vicdanım kabul etmediği için itirafta bulundum” dedi. 

Bahtiyar, kardeşinin geçen hafta görüşüne geldiğini, kendisine suçu üstlenmesi halinde para teklif edildiğini aktardığını söyledi. Bahtiyar, “Ben kabul etmedim” dedi.

'HATIRLAMIYORUM' YANITLARI 

Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi'nin (SEGBİS) kaydının yapılması için duruşmaya ara verildi. Ardından Amed eski Baro Başkanı Nahit Eren, Bahtiyar’a bazı sorular yöneltti. Bahtiyar, “Salim’i ne zamandan beri tanıyorsun” sorusuna “30 yıldır tanıyorum. Çok yakın dostuz. Birbirimizi aradık, kahvede en çok buluşurduk. Olaya yakın onun evine gitmedim” yanıtı verdi. 

Narin’i odada cansız gördüğü anda bir tepki göstermediğini belirten Bahtiyar, birçok soruyu “Görmedim” ve “Hatırlamıyorum” şeklinde yanıtladı. Bahtiyar, “Cesedi battaniye sararken bir ucunu Salim, bir ucunu ben tuttum.  Sonra cesedi ben aldım. Salim terliği de al deyince onu da alıp, battaniyeye koydum” dedi. 

Bahtiyar, Salim’in battaniyeyi kime verdiğini sorusuna “Bilmiyorum” şeklinde yanıtladı. Nahit Eren, "Siz yer tespitinize gittiğinizde Narin’in bulunduğu çukurda su vardı. Sen Narin’i götürdüğün gün su altında mıydı?" diye sordu. Bahtiyar, buna dair önce "Su altında değildi” dedi, sonrasında “Su vardı” dedi.

Bahtiyar, “Salim’in telefonundaki sildiği tüm kayıtlar geri getirildi. Özellikle WhatsApp mesajları. Bir bilgin var mı?" sorusunu, “Bir bilgim yok”; "17.46’da onu aramışsın?" sorusunu “Bilmiyorum. Sadece 15.08’de aradım”; “17.46’da konuşunca Salim sana ne dedi? 41 saniye ne konuştunuz?" sorusunu ise “Hatırlamıyorum” diye yanıtladı. 

Hatay’da çalışan akrabaları "Vecdi" adlı kişiyle yaptıkları görüşmeye dair soruya yanıt veren Bahtiyar, "Beni aramış olabilir de bilmiyorum. Ne konuştuğumuzu bilmiyorum” diye kaydetti. 

'SALİM BOĞDU'

Amed Barosu avukatlarından Aydın Özdemir, "Narin’i siz mi boğdunuz" diye sordu. Bahtiyar, "Yok, Salim boğdu, kendisi söyledi” dedi. 

Avukat Aydın Özdemir’in “Narin’i siz mi boğdunuz” sorusuna Bahtiyar, “ Yok Salim boğdu, kendisi söyledi” dedi. 

Bu sırada ayağa kalkan baba Arif Güran, "Seni Allah’a havale ediyorum” dedi. Mahkeme baba Arif Güran’ın sakinleştirilmesi için dışarı çıkarılmasını istedi. Baba Güran, "Beni öldürün artık" dedi. Baba Güran, salondan çıkarıldı. 

Bahtiyar, Aile Sosyal Politikalar Müdürlüğü avukatlarının sorularına “Bilmiyorum” şeklinde yanıtladı. 

CENAZENİN GÖTÜRÜLME BİÇİMİ

Enes Güran müdafi avukatı, “İlk başta Yüksel Güran’dan bahsetmediniz. Şimdi ise bahsetmenizin gerekçesi nedir?” sorusunu sordu. Bahtiyar, bu soru ve birçok soruya, “Hatırlamıyorum”, “Görmedim” yanıtını verdi. Kolluk ifadelerinde herhangi bir baskı görüp görmediği sorusuna da Bahtiyar, “Görmedim” dedi.

Bahtiyar, cesedi nasıl götürdüğüne dair soruyu da, şöyle yanıtladı: "Kimse beni görmesin diye ahıra yukarıdan cesedi koydum, bende pencereden girdim."

'CENAZENİN BULUNACAĞINI BİLİYORDUM' 

Ardından söz alan anne Yüksel Güran'ın müdafileri, Bahtiyar'a "Salim Güran’ın evine gitmek istediğinizde önce Arif Güran mı Salim Güran evi mi gelir?” diye sordu. Bahtiyar, “Arif Güran” dedi. Bahtiyar, Salim’in arabası varken neden cenazeyi battaniye ile taşıdıkları sorusuna “Bir bilgim yok” yanıtı verdi. 

Bahtiyar, cenazenin bulunduğu odanın boş olup olmadığı sorusuna “Hatırlamıyorum” şeklinde yanıt verdi. Bahtiyar, aramaların olduğu zaman neden polislere yardımcı olmadığına dair soruya ise şu yanıtı verdi: "Yerini biliyordum. Ben de cenazenin bulunmasını istiyordum. Bulununca yakalanacağımı biliyordum, kaçmadım. Cenaze bulunsun diye onu yola çıkaracaktım."

ENES GÜRAN’IN İFADESİ 

Duruşma, tutuklu sanık Enes Güran'ın beyanlarıyla devam etti. Güran, olayın yaşandığı güne dair, “Malatya Arguvan'dan geldim. Gurbette çalışıyordum. Gece eve geldim, babam beni otogardan aldı. Ben yemek ısıtmaya çalışırken, annem geldi. Annem dama çıktı. Sabah uyandığımda annemleri gördüm. Sonrasında babam Arif Güran ve abim aşağıya indi. Yemek yedik. Muzaffer Güran da yemeğe geldi. O ve babam Batman’a gitti. Narin geldi. Narin anneme, ‘Ben camiye gideceğim’ dedi ve gitti. Ben de uyudum. Saat 16.00 gibi evden çıktım. Bakkala gittim, enerji içeceği aldım. Süleyman Kaya adlı engelli çocuğa da enerji içeceği aldım… Muhammet Yağmur ve Şevket eve gitti benle Muhammet Kaya çeşme tarafına gittik. Saat 17.30 gibi eve geldim. Telefonuma baktım, telefonumun kapandığını gördüm. Annemin okuma yazması olmadığı için abim ve babamı aradım yemeğe gelmeyeceklerini söyledi. Sonra arkadaşlarımla sigara içiyordum” dedi. 

Mahkeme başkanının çelişen beyanları olduğunu söylemesine karşı Güran, “Bir şey atladığımız için değil, olayın şokunda olduğumuzdan kaynaklı” yanıtı verdi. 

ENES GÜRAN: AMCAMDAN ŞÜPHELENDİM

Enes Güran’ın ahıra hiç gitmediğini söylemesi de dikkat çekti. Güran, “Olayın ikinci günü jandarma ile aramaya gittik. Nevzat Bahtiyar’ın küçük penceresine ben girdim” diye konuştu. 

Annesi ve Salim Güran arasındaki ilişki ile ilgili soruya da Enes Güran, “Bu soru bana sorulmaz sonuçta annem” diye yanıt verdi. Mahkeme başkanı ise özür dileyerek, failin ortaya çıkması için söylediğini belirtti. Kolundaki ısırık ve dişlemeye ilişkin konuşan Güran, “Bir erkek güruhu kadınların sesini kapatma peşinde” diye konuştu. 

Neden burada olduğu sorusuna Enes Güran, “ Bilmiyorum” yanıtını verdi. Mahkeme başkanın, “Kardeşin Narin öldükten sonra kimden şüphelendin” sorusuna ise Enes Güran, “İlk başta ben Salim Güran’dan şüphelendim” dedi. İddialar çıktığında annesiyle gözaltına alındığında hiç bu ilişki meselesini annesine sorup sormadığı sorusuna ise “Bir şey sormadım” dedi.

Mahkeme başkanının, "Salim Güran’ın öldürme ihtimali var mı?" sorusuna da Güran, "Onu bilmiyorum", "Nevzat’ın öldürme ihtimali var mı?" sorusuna ise "Araba satışından olabilir. Büyüklerin olduğu cemaatte, babam kendisine 'o parayı nereye getireceksen getir' dedi” diye yanıtladı. 

Mahkeme başkanının, "Peki Enes, babanın basın açıklamalarında 'Nevzat kim ki' diyor. Zaten Nevzat kim ki… Böyle bir insanın plan yapabileceğine kanaatin var mı?" sorusuna da Güran, "Nevzat para verip kendisini Narin’e alıştırmış olabilir” diye belirtti.

Savcı, Enes Güran’a arama saati ile ilgili çelişkili ifadelerini sordu. Enes Güran, “Kafam karışıktı” dedi. Enes Güran'ın avukatı, savcı soru sorduğu zaman araya girerek, müvekkiline düşünmesi için ara verilmesini istedi. Mahkeme başkanı, "Nevzat Bahtiyar için de bu hassasiyeti gösterseydiniz, samimi olduğunuza inanırdım” dedi.

AMED – Narin Güran cinayeti davasının görüldüğü adliye önünde açıklama yapan kadınlar, failler bulununa kadar mücadele edeceklerini vurguladı. 

Amed'in Rezan ilçesine bağlı Çûlî Mahallesi'nde kaybolduktan 19 gün sonra cesedi bir derede üzerine taşlar bırakılmış şekilde bulanan Narin Güran'ın (8) faillerinin yargılandığı davanın ilk duruşması sürerken, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin kadın temsilcileri Diyarbakır Adliyesi önünde açıklama yaptı. Açıklamada, ilk olarak konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kadın Kolları Başkanı Asu Kaya, sürecin başından beri etkin bir soruşturma yürütmediğine dikkat çekti. Kaya, "İlk gün de buradaydık, ilk Narin'in mezarının başındaydık. İlk günden beri avukatlarımızla süreci burada takip ediyoruz. Savcıların hazırladığı iddianameye incelediğimizde şikâyetçi olarak aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve sadece Amed Baro Başkanlığı'nın haricinde Narin'in diğer aile fertlerinden hiçbirinin şikâyetçi olmadığını da maalesef ki tespit etmiş olduk. Buradan anlıyoruz ki Narin'in haklarını cesurca arayacak hiçbir aile ferdi yok. Narin'in annesi, babası, ailesi yok. Narin'imiz sahipsiz değil. Biliyorsunuz bütün bir köy sustu, ama CHP susmayacak, bu halkın vicdanı susmayacak. Biz çocuklarımızın adlarının mahkeme salonlarında anılmasını istemiyoruz" ifadelerini kullandı. 

ELÇİ: BAZI GÜÇLER FAİLLERİ KORUYOR

İHD Amed Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu üyesi Berfin Elçi, belge ve delillerin iktidara yakın medya organları tarafından cımbızlanarak kamuoyu algısının çarpıtılmaya çalışıldığını belirterek, soruşturma evresinde faillerin lehine bir süreç işletildiğini kaydetti. Elçi, "Bu durum devlet içerisinde bazı güçlerin bilinçli olarak failleri korumaya çalıştığına yönelik adımlar attığına dair şüphe uyandırıyor. Nitekim dosyada 4 fail hakkında bir çocuğu kasten öldürmek suçundan kamu davası açılmış olması da bu durumu doğrular niteliktedir. Soruşturma kapsamında yer alan diğer kişiler hakkında da çocuğu kasten öldürmek suçundan kamu davası açılmasının ve cezalandırmalarını talep ediyoruz. Kutsallaştırılmaya çalışılan aile kurumu Narin'in ölümüne sebep olmuştur" diye konuştu. 

BUCAK: DOSYANIN TAKİPÇİSİYİZ

Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak, "Bugün burada bu dosyanın peşinde olduğumuzu, şeffaf, adil ve bağımsız bir yargılama açığa çıkana kadar ve sonuçlanana kadar, failler cezalarını bulana kadar bu davanın peşinde olduğumuzu açıklamak geldik. Narin şahsında katledilen tüm çocuklarla, öldürülen tüm çocuklarla, genç kadınlarla, kadınlarla dayanışma içinde olduğumuzu onların yaşam hakkını savunduğumuzu söylemek için, haykırmak için burada bir aradayız. Elbette bu cinayetler Narin'le son bulmadı maalesef Narin'den sonra Rojin Kabaiş'i kaybettik, daha sonra Şirin Elmas katledildi. Bunun devamının gelmemesi için bizlerin bir araya gelmesi tüm sivil toplumun, kent dinamiklerinin, yerel yönetimlerin, çocuk alanında eşitlik özgürlük alanında, toplumsal cinsiyet alanında birlikte çalışmalar yürütmek lazım. Bizler toplumun yarısıyız, kadınlar toplumun yarısı, toplumsal cinsiyet eşitliği, kadına yönelik şiddetle mücadele, kadın cinayetlerini durdurma bunların hepsi hem yerel yönetimlerin hem seçilmiş milletvekillerimizin aktivistlerin en büyük sorumluluğu. Önümüzdeki süreçte bu sorumlulukla hep birlikte hareket edeceğiz, eylem planlarımızı açığa çıkartacağız. Bizler burada dışarıda bu mücadeleyi büyüterek, şiddetsiz bir toplum yaratmak için mücadele edeceğiz" şeklinde konuştu.

GÜNEŞ: SİYASETEN FAİLLER KORUNUYOR

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Çocuk Komisyonu Eşsözcüsü Beritan Güneş, "Her yerin mücadele alanına çevrildiği bir dönemden geçiyoruz. Demokrasi, adalet, hak ve barış en çok da çocuklar için gereklidir. Çocuk alanı da ne yazık ki AKP-MHP iktidarı tarafından istismar edilmeye devam ediliyor. Bizler Narin'i Enes'ten, Davut'tan, Ceylan'dan ayrı ele alamayız. Bizler DEM Parti Çocuk Komisyonu olarak, Türkiye ve tüm Kürdistan'da çocuklar için mücadele etmeye devam edeceğiz. Çocuk kazanımlarını korumaya ve büyütmeye çalışacağız. Siyaseten failler korunuyor. Daha failin kim olduğu bilinmeyen bu dava çok önemli bir yerde duruyor" diye belirtti. 

BEŞTAŞ: DOSYANIN KAPATILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ

Açıklamada son sözü alan HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, şunları kaydetti: "Çocuk yararının olduğu bir yerde hiçbir şeyin önemi yoktur. Narin katledilen bütün çocukların temsilidir. Gözaltında telefonu vermeyen emniyet, suç delilli olan arabayı inceleme yapmadan geri vermiştir. Bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız. Bu ülkeyi karanlığa terk etmeyelim. O delilleri bizler de didik didik inceledik. Bunu savcının insafına bırakmayacağız. Narin dosyasının kapatılmak istenmesine izin vermeyeceğiz."

Kaynak: https://mezopotamyaajansi40.com/tum-haberler/content/view/257850