ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ; TİP, EMEP, Halkevleri ve ÖDP’den kayyumlara karşı emek ve demokrasi güçlerine yönelik ortak bir çağrı yaptı. Kayyum uygulamasının ‘herkesi tehdit eden bir politikanın ürünü olduğu’ belirtilen açıklamada, “Demokrasi ve halk iradesine sahip çıkma görevi için herkese çağrıda bulunuyoruz” denildi.
Gazete karınca'nın haberine göre; 19 Ağustos’ta İçişleri Bakanlığı kararıyla HDP’li Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediye eşbaşkanları Adnan Selçuk Mızraklı, Bedia Özgökçe Ertan ve Ahmet Türk’ün görevden alınıp yerlerine kayyum atanmasına ilişkin tepkiler gelmeye devam ediyor.
Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emek Partisi (EMEP), Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) ve Halkevleri, ortak açıklama yaparak tüm emek ve demokrasi güçlerine çağrı yaptı.
“Demokrasi ve halk iradesine sahip çıkma görevi için herkese çağrıda bulunuyoruz” diyen dört siyasi hareket, yaptıkları ortak açıklamada kayyum uygulamasının, “sadece görevden alınan belediyeler için değil; demokrasi, barış, eşitlik, adalet diyerek hak talep eden herkesi tehdit eden bir politikanın ürünü olarak devrede” olduğunu belirtti.
Sendika.org’un aktardığı ortak açıklamanın tamamı şöyle:
“Kuruluşunun ve iktidarının 18. yılını geride bırakan AKP’nin tek adam yönetimi, son yerel seçim yenilgisini ve baş aşağı gidişini bir kez daha kayyum düzenlemesiyle örtbas etmek istiyor.
“İçişleri Bakanlığı Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir belediyelerine polis eşliğinde, daha önce de atanan ve yönettikleri dönem içindeki yolsuzlukları açığa çıkarılan valileri kayyum olarak atama keyfiyeti gösterdi. Bir önceki kayyumlardan; Mardin’de 1 milyarı aşkın borç, Diyarbakır’da sadece makam odasına yapılan 2 milyon 127 bin 725 TL harcama, Van’daki kayyumun bıraktığı 1,5 milyar liralık borç israfa sadece 3 küçük örnektir. Bu örnekler bile belediye kaynaklarındaki israf, yağma ve rantın boyutunu göstermektedir.
“Hiçbir hukuk normu ile bağdaşmayan ‘terör soruşturmaları’ ve ‘yönetici uygulamaları’ gerekçe gösterilerek, seçim öncesinde bir tehdit olarak açıkladıkları kayyum kararını uygulamaya geçirdiler. Halkoyu, seçim, demokrasi gibi kavramlarla yan yana getirilemeyecek, kaynağını darbeci vesayet rejimi anayasasında bulan bu uygulama otoriter, baskıcı yönetim gücü ve hak, hukuk tanımazlık ile yürütülüyor. Bu uygulama, sadece görevden alınan belediyeler için değil; demokrasi, barış, eşitlik, adalet diyerek hak talep eden herkesi tehdit eden bir politikanın ürünü olarak devrede.
“Suriye açmazları, pazarlıkları içerisinde boğulup kalan; yayılmacı, başarısız ve maceracı politikaları beka sorunu olarak gösteren, sınır ötesindeki ve ülkemiz içindeki Kürt halkını ‘terör ve düşman’ kavramlarıyla özdeşleştiren tek adam yönetimi, demokrasi talepleri ve ülke gündemini böyle boğmak istiyor.Tek adam yönetimini her alanda egemen kılmayı hedefleyen ve bunda ısrar eden AKP, her kenti, birimi, alanı kendisine benzer, sözünden çıkmayan vali, bürokrat, parti başkanı ile yönetmeyi bütün topluma dayatıyor.
“Ancak bu halkı yok saymalar, hak gaspları, bu darbe yöntemleri halk iradesi karşısında sökmeyecektir. Son seçimlerde de görülmüştür ki ülkemiz halkları emeğinin, kardeşliğinin, birlikte yaşamanın, adalet ve demokrasi arayışının, barış ve çözüm talebinin peşini bırakmayacaktır.
“AKP ve tek adam rejimi/yönetimi miadını doldurmuş ancak baskı, yasak ve savaş politikalarıyla ayakta kalmayı denemektedir. Ülkemizin gerçek sahipleri ve geleceğinin temsilcileri emek ve demokrasi güçleri olarak demokrasi ve halk iradesine sahip çıkma görevi için herkese çağrıda bulunuyoruz.
“31 Mart-23 Haziran seçimlerinde gösterdiğimiz demokrasi mücadelesi sürmektedir. Oyumuza, irademize, ortak yaşama ve kardeşliğe sahip çıkmalıyız.
“Kayyumlara, gözaltılara, baskılara, yasaklara, hak gasplarına son!
“Halkın seçtiği belediyelerden elinizi çekin!”