ANKARA - TMMOB Genel Kurulu’nda konuşan siyasetçiler, sendika yöneticileri ve meslek odası temsilcileri çoklu kriz içinde olan iktidara karşı ortak mücadele vurgusu yaptı. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Gezi adalet nöbetini, Emine Şenyaşar annemizin adalet nöbetiyle birleştirmeliyiz” dedi.
MA'nın haberine göre; Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) 47’nci Olağan Genel Kurul ve seçimleri Kocatepe Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Genel kurula, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın yanı sıra birçok siyasetçi ve TMMOB üyesi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, Sol Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen ve birçok sendika yöneticisi katıldı.
Divan seçimiyle başlayan kurulda Gezi eylemlerine ilişkin sinevizyon gösterildi. Sinevizyon gösterisinin ardından TMMOB Genel Başkanı Emin Koramaz konuştu. Koramaz, konuşmasında Gezi davası nedeniyle tutuklanan TMMOB eski yöneticilerine selam göndererek Gezi eylemleri sırasında hayatını kaybedenleri andı. Koramaz, “İktidar, korkusundan unutamadı onları, bizler hasretimizden” ifadelerini kullandı.
‘GEZİ TUTUKLULARINA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
Koramaz, “Gezi Parkı’na, direnişine nasıl sahip çıktıysak, tutuklanan arkadaşlarımıza da aynı kararlılıkla sahip çıkacağız” dedi. Gezi davasına yönelik toplumsal desteğin olduğunu belirten Koramaz, “Bu destek, Gezi direnişinin, mahkemenin iddia ettiği gibi ‘kökü dışarıda olan bir hükümeti devirme girişimi’ değil, milyonlarca insanın parçası olduğu bir halk hareketi olduğunu bir kez daha gösterdi. İktidar ne kadar büyük yalanlar söylerse söylesin, güdümlü mahkemeleri ne karar verirse versin, yandaş medya ne yazarsa yazsın Gezi direnişi ve bu direnişin parçası olmuş herkes, tarih karşısında ve toplum vicdanında tertemizdir, lekesizdir” ifadelerini kullandı. Koramaz, iktidarın politikalarıyla toplumsal muhalefeti cezalandırmak istediğini söyledi.
İKTİDAR KABUS GİBİ HAKIN ÜZERİNE ÇÖKTÜ
Koramaz, siyasi iktidarın halkın üzerine bir kabus gibi çöktüğünü belirterek “İçerde tek adam rejiminin halk düşmanı politikaları, dışarda emperyalistlerin güç mücadeleleri yaşadığımız hayatı hepimize zehir ediyor. Yirmi yıllık iktidar dönemlerinde uyguladıkları politikalar ülkeyi her alanda krize sürüklemiş durumda. Siyasi iktidar ömrünü tüketti. Ömrünü tüketen iktidar, ülkenin kaderini de kendisine ortak etmeye, ülkeyi de kendisiyle birlikte uçurumun dibine sürüklemeye çalışıyor” dedi Türkiye’de derinleşen ekonomik krizi hatırlatan Koramaz, “Aldığımız hiçbir ürünü ikincisinde aynı fiyata alamaz hale geldik” dedi. Koramaz, devletin garanti verdiği yap-işlet-devret modelinin halkın üzerinde ekonomik bir yük olduğunu belirterek, “Her malın fiyatına saraylıların lüks harcamalarının bedeli yansıyor” ifadelerini kullandı.
‘KAYYIMLAR AKP’NİN UTANCIDIR’
Halkın seçtiği belediye başkanlarının yerine kayyım atanmasını hatırlatan Koramaz, “Seçimlerde kazanamadıkları belediyelerin başkanlarını görevden alarak tutuklayıp yerlerine kayyum atamak AKP’nin utancıdır. Muhalefet partisi başkanlarını ve milletvekillerini hukuksuz biçimde cezaevinde tutmak AKP’nin utancıdır. Kadınlara reva görülen şiddet, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak AKP’nin utancıdır. OHAL KHK’ları ile kamu emekçilerini sorgusuz, sualsiz işlerinden atmak AKP’nin utancıdır. Yıllardır sürdürülen çıkarcı, kavgacı, saldırgan dış politika AKP’nin utancıdır” ifadelerini kullandı. Koramaz, konuşmasını mücadele etmeye devam edeceklerini söyleyerek bitirdi.
‘YARGI SİNDİRME ARACI OLARAK KULLANILIYOR’
Koramaz’ın ardından HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar konuştu. Genel kurul’un Gezi tutuklularına adanmasının anlamlı olduğunu belirten Sancar, “Gezi ortak mücadeleyi ileriye taşımanın nasıl güçlü olduğunu göstermiştir. Bu yüzden iktidara büyük korku salmıştır. Gezi davası bir intikam kumpasıdır. Kararlar dünya adalet ve hukuk tarihine en karanlık sayfalarda geçecektir. Benzer kumpas davaları dünyada ve ülkede sıkça yaşanmıştır ama Gezi bunun en üst sıralarında yer almaktır. Kararlar korkunçtur” diye konuştu. Yargının sindirme aracı olarak kullanıldığını dile getiren Sancar, “Yargı, toplumsal mücadelede güçlü yer edinen herkese karşı bir sindirme aracı olarak kullanılıyor. İktidar kaybetme korkusu yaşadıkça saldırılar artıyor, Kobanê davası ve HDP’ye açılan kapatma davasında da bunu görüyoruz. Bunların nedeni muhalefeti sindirmek korku iktidarını hakim kılmaktır. Bütün adaletsizliklere karşı kararlı ve ortak bir tavır ortaya koymalıyız” ifadelerini kullandı.
‘MÜCADELERİ BİRLEŞTİRMEK ZORUNDAYIZ’
Sancar, iktidarın uygulamalarının durdurulmasının yolunun ortak mücadele olduğunu belirterek, “Gezi adalet nöbetini, Emine Şenyaşar annemizin adalet nöbetiyle birleştirmeliyiz, farklı kentlerde adalet yürüyüşü yapan annelerin mücadelesiyle birleştirmek zorundayız. İktidarı değiştirmek istiyorsak kan, yalan ve talan üzerine kurulan bu iktidara karşı ortak mücadele etmek zorundayız, ortaklaşmak tarihsel sorumluluktur. Herkesi bu kirli oyuna karşı birlik olmaya bir kez daha çağırıyoruz, herkesi savaş karşıtlığına davet ediyoruz, şimdi emek demokrasi ve barışı birlikte savunma zamanıdır. Eşit yurttaşlık, büyük barış önümüzdeki ortak hedef budur, tek yol birlikte yürümektir” şeklinde konuştu.
‘ASIL TERÖR BERKİN’İN ÖLDÜRÜLMESİNDEDİR’
Sancar’ın ardından söz alan eli Ağbaba Gezi eylemlerinin Türkiye’nin dünyaya verdiği önemli bir mesaj olduğunu vurguladı. Ağbaba, “Gezi’ye terör, darbe diyorlar. Bir terör var, terör aranıyorsa, İbrahim Korkmaz’ı, Ethem Sarısülük’ü, Berkin Elvan’ı öldürenlere bakmak lazım. Bir darbe aranıyorsa, bu kararları verenlere bakmak lazım” dedi. Ağbaba, Türkiye’de demokrasinin kâğıt üzerinde kaldığını aktararak, “Bir sivil darbe var” dedi. Muhalif düşünen herkesin bastırılmaya çalışıldığını belirten Ağbaba, “Müzik susturulmaya çalışılıyor, adete Türkiye tek renge mahkum edilmek isteniliyor. Türkiye çeteler tarafından yönetiliyor. Bundan kurtulmak isteyenler tekrar bu ülkede hep birlikte bir araya gelecektir. Bu mücadelede hep beraberiz” dedi.
Sol Parti Başkanlar Kurulu üyesi Önder İşleyen, halkın siyasal iktidara karşı mücadele edeceğini belirtti. İşleyen, “Türkiye çok zorlu, çetin geçecek bir mücadeleyle kazanacağımız bir eşiğe gelmiştir. Baskıları, yasaklamaları, tutuklamaları, hileleri bir kez daha deneyecekler. Bunlara karşı toplumsal muhalefetin ortak mücadelesiyle hareket edeceğiz. Bu karanlık tek adam rejimine son vereceğiz” diye konuştu.
PAYLAŞIM SAVAŞLARI
EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan ise, davalarda AKP milletvekili adayı hakimlerin karar verdiğini hatırlatarak “Bu kararlar arkadaşlarımıza leke getirmeyecektir” diye belirtti. Gürkan, Orta Doğu’daki savaşları “paylaşım savaşları” olarak nitelendirerek “Biz ne Amerikan emperyalizminin yanında ne de eskiye özlemle Rusya’nın yanında yer alırız” dedi. Türkiye’nin bölgedeki savaş politikasının bölgeden kar kapma yarışı olduğunu belirten Gürkan, “Başta Suriye, Irak halkı olmak üzere bölgedeki halklarla birlikte mücadele etmeliyiz.” dedi.
Gürkan’ın konuşmasının ardından farklı siyasi partilerinin temsilcileri Türkiye gündemine ilişkin konuşmalar yaparak iktidarın ekonomik, sosyal ve siyasal politikalarını eleştirdi. Siyasi partilerin ardından sendika ve meslek odaları temsilcileri konuştu. Sendika ve meslek odaları temsilcileri, ortak mücadele vurgusu yaptı.
Yapılan konuşmaların ardından genel kurul, komisyonların seçimi, kurulların raporlarının okunması, kurul adaylarının açıklanmasıyla sürecek. 29 Mayıs’a kadar sürecek olan görüşmelerin ardından son gün seçim yapılacak.