WAN- Jineolojî Dergisi’nin düzenlediği “21. Yüzyılda Erkek Egemen Sisteme Karşı Mücadele Politikası ve Yöntemleri” çalıştayının açılış konuşmasını yapan Derya Aydın, sömürgeci şiddete karşı yeni bir mücadele hattı örmeye çalıştıklarını ifade etti. 

Jineolojî Dergisinin Wan’da düzenlediği ve iki gün sürecek olan “21. Yüzyılda Erkek Egemen Sisteme Karşı Mücadele Politikası ve Yöntemleri” çalıştayı DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kürt siyasetçi Sebahat Tuncel, kadın milletvekilleri, belediye eşbaşkanları ve çok sayıda kadının katılımıyla başladı. Wan’da bir otelde düzenlenen çalıştayın açış konuşmasını Jineolojî Dergisi’nden Derya Aydın yaptı. 

SAVAŞLARDAN EN ÇOK KADINLAR ETKİLENİYOR

Aydın, konuşmasına Federe Kurdistan Bölgesi’nde katledilen Jineoloji Araştırma Merkezi Üyesi ve Jineoloji Dergisi Editörü Akademisyen Nagihan Akarsel ve Amed’de katledilen Narin Güran’ı anarak başladı. Şiddet ve şiddettin görünürlüğüne ilişkin şuan yoğun tartışmaların olduğunu belirten Aydın, “Dünyanın her yerinde çok çetin bir biçimde savaşlar sürüyor. Bu savaşlardan da en fazla kadınlar etkileniyor. Uzun soluklu kadın mücadelesine rağmen özellikle 200 yıldır kesintisiz bir biçimde devam eden feminist mücadeleye rağmen, dünyanın her yerinde kadın kazanımları tehlike altındadır. Bugün, Avrupa’nın orta yerinde Fransa’da kadınlar toplu tecavüze maruz kalabiliyorlar. Ortadoğu’da bir bahara kaynaklık edebilecek güç kadınlardı. Kadınlar bu baharda en önde mücadele ettiler ama devamında erkek egemen iktidar kadın düşmanı yönetimler bugün kadınların tüm kazanımlarına el koyuyor. Latin Amerika’da kadınlar yıllardır kirli savaşın her türden şiddetine karşı mücadele ediyorlar. Türkiye ve Kurdistan’da kadınların mücadele deneyimleri cumhuriyetten daha eski. Yüz yılı aşkın bir süredir kadınlar mücadele ediyorlar. Kamusal alanda var olmaları, yasada, hukukta haklarının güvence altına alınması, siyaset sahnelerinde varlıkları, hepsi uzun soluklu mücadelenin bir sonucudur” dedi. 

KADIN KAZANIMLARI TEHLİKE ALTINDA’

Ancak bugün kadınların tüm hak ve kazanımlarının büyük bir tehlike altında olduğunu söyleyen Aydın, “Özellikle 2015’ten sonra savaşın tırmanmasıyla beraber, İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere feminist hareketin, Türkiye ve Kurdistan’daki kadınların elde ettiği kazanımları bugün çok büyük bir tehlike altındadır. Kurdistan coğrafyasında çok ciddi yeni bir şiddet sarmalı söz konusudur. Özellikle sömürgeciliğin çok farklı biçimleri ile karşı karşıyayız. Emek, ekoloji alanında bir bütün olarak cezaevlerinde kadınların tüm kazanımları tehlike altındadır. OHAL ilan edildikten sonra kayyımlar eliyle kadınların tüm kurumları kapatılmak istendi ve kadın kazanımlarına saldırdılar. Bu bağlamda Jineolojî Dergisi ve jineolojî bir bütün olarak Kurdistan’daki kadın mücadelesinin birikimlerini miras alarak yeni bir düşünce, yeni bir bilim ve yeni bir mücadele hattı örmeye çalışıyor. Jineoloji hem sınıflı toplum öncesine kadar uzanan kadın mücadele deneyimlerini miras alıyor hem feminist mücadeleyi hem de Ortadoğu’daki kadın mücadelesinin birikimlerini miras alıyor. Bununla beraber yarım asırdır Kurdistan’da kesintisiz bir biçimde süren, Kurdistanlı kadınların mücadele deneyimlerini miras alıyor” diye konuştu. 

25 Kasım’da İmralı’daki tecride karşı ses olacaklar 25 Kasım’da İmralı’daki tecride karşı ses olacaklar

ŞİDDETE KARŞI MÜCADELE

Jineolojî’nin sadece bir mücadele hattını örmediğini belirten Aydın, “Aynı zamanda uzun yıllardır Ortadoğu’da batının epistemolojik egemenliğine, bilgi üretim süreçlerinde bir bütün olarak batı merkezli anlayışa da karşı çıkıyor. Yeni bir bilgi kuramı, yeni bir gelenek, bilgi ve bilim alanında da bir gelenek oluşturmaya çalışıyor. Bilimin üretilmesi her zaman tartışmalı bir süreçtir. Bilimi kimin ürettiği, üretilen bilimin kime hizmet ettiği, ne amaçla kullanıldığı soruları kadınların uzun yıllardır üzerinde tartıştığı bir meseledir. Özellikle üniversite ve akademilerde feminizmin bir kazanımı olarak kadın çalışmaları bölümlerinde çok bilimin üretim süreçleri ile ilgili araştırmalar yapılıyor. Jineolojî bugün 5 bin yıllık sınıflı toplumun ataerkil kodlarını incelerken aynı zamanda bunun karşısında kadın özgürlükçü bir bilimi ortaya koymayı amaçlıyor. Sadece devletin ürettiği bilim değil, aynı zamanda Kurdistan’ı, sömürgeciliği bir bütün olarak buradaki sömürgeci şiddete karşı bir mücadeleyi ortaya koymaya çalışıyor” diye konuştu.

JİNEOLOJÎ DERGİSİ: MÜCADELİNİN BİRİKTİĞİ KAYNAK

Aydın son olarak, “Jineolojî dergisi bugün 10 yaşına girdi. Dergimiz 10 yıldır kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Dört parça Kurdistan’daki kadınların mücadelesine burada yer veriyoruz. Dergi teorik bir dergi değil, dünyanın her yerinde kadınların Kurdistanlı kadınlarla ortak ağlar, ortak mücadele zeminlerini oluşturan, mücadelenin biriktiği bir kaynaktır. Dergi sadece kadın hareketinin değil, aynı zamanda tüm kadın mücadelesinin kesişimsel olarak ele alan, emeği, doğa katliamına karşı mücadeleyi, hayvan hakları, insan hakları ve bir bütün olarak bu mücadelenin içerisinde yer alan ama kadın özgürlüğünü savunan kadınların mücadelesini buluşturuyor” diyerek konuşmasını bitirdi. 

Verilen kısa aranın ardından çalıştay ilk oturumuyla devam ediyor.

Kaynak: https://mezopotamyaajansi40.com/tum-haberler/content/view/253621