BİTLİS ÖTEKİLERİN GÜNDEMİKürt siyasetçi-esnaf Orhan Bezirganoğlu ve HEDEP Bitlis Miletvekili Hüseyin Olan ile, “"Dereüstü Islah Projesi"ni, Bitlis'in tarihi dokusunu ve esnafın proje aşamasında neler yaşadığını konuştuk.

 

 Binlerce yıllık geçmişiyle birçok medeniyetin izlerini barındıran Bitlis’te hayata geçirilen proje çerçevesinde ilk olarak kent merkezinden geçen derenin üzerindeki yapılar yıktırıldı. Dere üzerinde bulunan yaklaşık 750 yapının yıktırılmasıyla birlikte gün yüzüne çıkarılan tarihi 10 köprü ile Behiye Cami, Paşa Hamamı ve Hazo Hanı gibi eski yapılar hala tarihi dokusunu koruyor mu?

2014 yerel seçimlerinde Barış ve Demokrasi Parti'den (BDP) Bitlis Belediye Eş Başkanı seçilen 25 Kasım 2016'da tutuklanan ve yerine kayyım atanan Hakkında Bitlis Ağır Ceza Mahkemesi'nce 7 yıl 6 ay hapis cezası verilen 7 Temmuz 2022'de cezasının infazı bitti ve tahliye edilen. Tahliyesinden sonra Anayasa Mahkemesi (AYM) hakkında yeniden yargılama kararı verilen 2023 erken seçiminden Yeşil Sol Parti'den milletvekili adayı olan. 28. dönem Bitlis milletvekili olarak meclise giren Hüseyin Olan kentin belediye eş başkanıyken ve şuan  Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Bitlis milletvekili olarak "Dereüstü Islah Projesi" 'ine ilişkin sorularımızı yanıtladı. 

Olan; “Bitlis Dereüstü İslah Projesi ilk kez 2000’li yıllarda gündeme geldi. 2009 yılından sonra bir ihale yapıldı; ihale şartlarında, sadece deri üstünün ve derenin her iki kenarından 7 metre içeride olmak üzere bir alanın açılması vardı. İhaleyi Bitlis Belediyesi, Bitlis Valiliği ve Kültür Müdürlüğü üstlenmişti. Biz belediyeyi kazandığımızda henüz proje ile ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştı. 

Seçim çalışmaları esnasında esnafla buluştuk, dere üstündeki bütün esnafı gezdik, dereüstü projesi ile ilgili görüş ve önerilerini aldık; en sonunda da Mermer Otel’de esnaflarla bir toplantı yaptık. Toplantıdan çıkan sonuç şuydu; esnafın %95’i dereüstü projesinin gerçekleştirilmesini istiyordu ancak bir şartla, kendilerinin mağdur edilmemesi şartıyla. Bunun üzerine biz de, esnafın mağdur olduğu noktada biz belediye olarak yokuz, dedik. Esnaf asla mağdur edilmeyecek, esnaf mağdur edildiği zaman biz de bu projenin karşısındayız, diye söyledik, söz verdik. Daha sonra belediye yönetimine gelince, belediyeyi kazanınca o proje o şekilde askıda kaldı. Birkaç kez müteahhit geldi, bana “ihaleyi iptal et” dedi. Ben de “ihaleyi iptal etmiyorum, ödenek gelsin, esnafı mağdur etmeden dereüstü projesini yürütelim” dedim. Bizim o dönemde amacımız, daha doğrusu yaptığımız çalışmalar, dereüstü projesini gerçekleştirirken esnafı mağdur etmeden, yerinde dönüşümü sağlamaktı. Biz ilk önce eski Sanayi Sitesi’nin olduğu yerden başlayacaktık ve peyderpey dönüştürecektik. Onun için de eski Sanayi Sitesi’nde bulunan şehiriçi minibüs durağını Aşağı Arap Köprüsü dediğimiz kesime, İtfaiye’nin oraya taşıdık.

Ancak bizden sonra gelen kayyum o eski projeyi iptal etti. Yeni bir projeyle ve hiç esnafın görüşünü, mağduriyetini göz önüne almadan, adeta bir filin züccaciyeci dükkanına girdiği gibi girdi ve esnafı perişan etti. İstimlak yaptıklarında dahi kendi yandaşlarına çok yüksel bedeller biçtiler ama kendilerinden olmayanlara, muhalif olanlara daha düşük bedellerle istimlak yaptılar. Yaklaşık 750 esnaf yerinden oldu, bu esnafların yaklaşık %50’si il dışına gitmek zorunda kaldı; diğer esnaflar yer bulmakta güçlük çektiler, dükkan fiyatları arttı, kiralar arttı. Kısacası 3-4 yıldır esnaf korkunç bir sıkıntının içindedir. Çalışmaları olabildiğince de yavaş yürüttüler,  taa ki bugün işte yerel seçim arifesi yetişene dek. 

Biter:Xızır senin yüreğindedir. Bundan güzel felsefe olabilir mi? Biter:Xızır senin yüreğindedir. Bundan güzel felsefe olabilir mi?

Bugün yaptıkları o doku yenileme de asla ve asla aslına uygun olarak yapılmamıştır. Bir defa kalenin etrafındaki surları toprağa gömdüler, surları hiç meydana çıkarmadılar. Asıl Bitlis Çarşısı’nın tabanı Ulu Cami avlusunun tabanı seviyesindedir ancak hem surları kaybettiler, toprağa gömdüler hem de o yaptıkları ucube duvarlarla yeni bir şekil ortaya çıkardılar. Köprüler ve köprü ayakları aslına uygun yapılmadı. Önceden köprü ayaklarına gelen duvarları sert taşlar ile yaptılar, tepki alınca bu defa yıkıp yerine normal kesme taş kullandılar. Hiç tarihi dokusuna uymayan bir şekilde tekrar restore ettiler. 

Kısacası Bitlis Çarşı Merkezi projesi gerçekten hiç aslına uymayan, tarihi dokusuna uymayan, arkeolojik yapısına uymayan bir şekilde, bilinçli bir şekilde geciktirilerek bugüne kadar getirildi ve bugün de bunu seçim malzemesi yapmak istiyorlar. Bütün halkımızın da bunu bilmesi gereklidir.” dedi.

Kürt siyasetçi Orhan Bezirganoğlu'nun Bitlis'e ilişkin şiiri:

Dünyanın en mükemmel projesi bile insan-toplum odaklı değilse...

Varsın pislik akan derelerden altın suyu aksın,

Ne fayda...

Bırakalım toplumu sadece bir insanın ömrü boyu telafi edemeyeceği maddi ve manevi yıkım dururken...

Varsın derelerinden baldan sular aksın ne fayda...

Mülkiyete ve hakka;

Rızaya dayanmayan, ikna ve çözüm odaklı olmayan yaklaşımlar,

Benim göz yaşlarıma ve çaresizliğime yol açmışsa...

Varsın bir uçtan bir uca asma bahçeler altında gezinsin,

Ne fayda...

Haklı sesini duyuramayıp

Kör olan gözler

Sağırlaşan kulaklar

Lal olan diller

Çürüyen vicdanlar orta yerde dururken

Varsın ağalar beyler ayrıcalıklı sınıflar...

Akan çaylarda

Sandal sefası sürse...

Ne fayda...

Ne birey için toplum

Ne de toplum için birey kurban edilmemeli.

Her şey insan odaklı planlandı mı,

Çözülmeyecek hiçbir sorun yoktu...

Senin, onun, şunun, bunun yaşamı tarihten günümüze masalsı kurgulansın diye...

Sadece bir kişinin yaşamı bile hiçe sayılıyorsa...

AKLA KARANIN yer değiştiği noktadayız

Haydi gelin Bedlis'e...

                             29.08.2021