Celalettin Can Independent Türkçe için yazdı
Celalettin Can Independent Türkçe için yazdı
Bu dönem 1994 ve 2001 krizleri ve Avrupa Birliği ile imzalanan Gümrük Birliği Anlaşması ile belirleniyor.
1994 ve 2001 krizlerinin sebebi dönemin koalisyon hükümetlerinin ekonomi politikasının hataları sonucu olduğundan ziyade, 1989 sermaye hesabının serbestleştirilmesinin sonucu olduğu biçimindeki görüş daha doğru ve gerçekçi bir görüş olarak görünüyor.
Çünkü sermaye hesabının serbestleştirilmesinin yol açtığı kısa vadeli fon giriş çıkışları bu krizlere neden olmalıdır.
DAHA FAZLA OKU
Neoliberalizmin 24 Ocak Kararları karnesi kötü (1)
1980'li-90'lı yıllar; neoliberalizm yerleşiyor, sınıfsal mücadele de var (2)
1995-2001 döneminin bir diğer önemli olayı, Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği Anlaşması imzalamasıydı.
Bu olayı iki farklı açıdan değerlendirmek gerekir.
Bunlardan birincisi, AB üyelik sürecinin bir adımı olarak Gümrük Birliği'dir.
Bugünden bakıldığında, aradan geçen yirmi yıldan fazla süreden sonra, AB sürecinin Türkiye toplumunun iç hayatına bağlı olduğu ortaya çıkıyor.
O zamanın koşulları açısından bakıldığında ise Gümrük Birliği, AB üyelik sürecinde bir adımdı.
İkincisi, Gümrük Birliği'ne ekonomik açıdan bakmak anlamına geliyor.
Şimdi görülüyor ki Gümrük Birliği ekonomi bakımından bir açıdan sorunlu olsa da sonuç olarak Türkiye’nin AB ile ticaretinin önemli ölçüde artmasına neden olmuş.
Türk rejimi, Gümrük Birliği'nin şartları konusunda başka türlü davranabilir miydi, üzerinde düşünülebilir.
2001’den sonra: AK Parti hükümetinin ilk on yılı
2001’de başlayan dönem, 2008 dünya finansal krizine kadar sürdü.
Bu dönemin başlangıcında, yani 2001 krizi sırasında önemli kurumsal düzenlemeler yapıldı ve IMF’nin ileri sürdüğü şartlar yerine getirildi. Bunun sonucunda ekonomiye önemli miktarda döviz girdi.
Bütün bunlara o dönemde dünya koşullarının uygun olması sonucu ucuz dış finansman sağlanabilmesi eklenince, hızlı bir büyüme dönemi yaşandı.
Bilindiği gibi 2001 krizi üzerine ekonomide gerekenlerin yapılması için Kemal Derviş, Türkiye’ye davet edildi.
Derviş, ‘şirketlerin üretimi artırmak, piyasalarını geliştirmek ve teknolojisini değiştirmek için kullanabilecekleri zaman ve kaynağın önemli bir kısmını rantları ele geçirmek için harcadıklarını, hükümetlerin verebileceklerinden daha fazla kaynağı dağıtmaya söz verdiğini ve ortada bir rant peşinde koşma sistemi’ olduğunu belirtiyordu.
Ecevit'in başbakanlığında DSP-ANAP-MHP koalisyon hükümeti ekonominin küçülme koşullarını aşma noktasına gelmişti...
Bu bakımdan Bahçeli'nin koalisyonu bozarak ülkeyi seçime götürme koşullarını yaratması manidardı.
Bunun sonucu AK Parti hazır bulduğu ekonominin büyüme koşullarının üzerine oturarak on yıl hükümet edecekti.
2001-2008 hızlı büyüme dönemi 2008 dünya finansal krizi ile sona erdi.
Aslında bu kriz şimdiki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın o zaman dediği gibi Türkiye’yi “teğet geçti”.
Nitekim krizi izleyen iki yıl içinde Türkiye ekonomisi çok yüksek büyüme hızları gösterdi.
O nedenle 2008 istisnai bir yıl olmak üzere bu hızlı büyüme dönemi 2001-2011 olarak da okunabilir.
Devam edecek...
* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.