24 Haziran seçimlerinin sonuçları üzerine yirmi dört Hazirun!!! siz bizim gözümüzde bir enkazsınız artık, temizlenmesi imkânsız bir enkaz… sizinle aynı topraklarda yaşamak zorundayız biliyoruz ama bir daha ki çöp kamyonu gelene kadar. siz bir en kazsınız artık, hangi kuyu temizler sizi bilmiyorum! baktığınız deniz deniz değil, baktığınız toprak toprak değil, sizin karanız karamız, akınız ak’ımız değil! gök yüzünüz başka sizin… bütün köprüler sizin, bütün yollar, tüneller, karanlık bütün tüneller sizin.
24 Haziran seçimlerinin sonuçları üzerine yirmi dört Hazirun!!! siz bizim gözümüzde bir enkazsınız artık, temizlenmesi imkânsız bir enkaz… sizinle aynı topraklarda yaşamak zorundayız biliyoruz ama bir daha ki çöp kamyonu gelene kadar. siz bir en kazsınız artık, hangi kuyu temizler sizi bilmiyorum! baktığınız deniz deniz değil, baktığınız toprak toprak değil, sizin karanız karamız, akınız ak’ımız değil! gök yüzünüz başka sizin… bütün köprüler sizin, bütün yollar, tüneller, karanlık bütün tüneller sizin. üst geçitler, raylı ve raysız tüm sistemler, beton binalar, hastaneler, okullar, satılmış bütün fabrikalar sizin…siz nasıl birşeysiniz ya! ne yersiniz de böyle düşünürsünüz, bunca acımasız olursunuz, bunca çaresizliğin üstüne tüm gücünüzü sürerken kahkahalarınız susmaz, susmaz da her şeyin yaratanı sanırsınız kendinizi. tepeden tırnağa “şirk” kokuyorsunuz...
Ama unutmayın, umudunu yitirenler siz de unutmayın, ki gelenler hep gider oluyor! sonunda…Bu topraklar bu denli aşağılamamıştı insanı, bu denli öteki yapmamıştı, bu denli kibir görmemiştik nemrut’tan bu yana…
Ama siz, enkaz yığını siz! unutmayın ki “sabahın bir sahibi var”. kibrinizi kuşanıp başı önde gideceksiniz bir gün. bir gün suyunuz kaynayacak, kuyunuz kapanacak elbet… bu ne derin kuyudur ki dolmaz bir türlü bunca zulme rağmen, bunca şeyi kaldıramaz hiç bir köprü, hiç bir halk…
Binlerle korunan, siz ey yüce adam! günü geldiğinde, gerçekten o gün geldiğinde bu topraklar unuttuğu sese, unuttuğu umuda, ışığa, güneşe, sımsıkı kollara kavuştuğunda, içimizdeki merhamet sokaklara aktığında bir sabah ama bir sabah sizi düşünemiyorum. binlerin ahı var yeryüzünde, unutulmaz binlerin ahı, o gün sizi hiçbir şey kurtaramayacak. zulmü yaratan insansa, zulme son veren de insan olacak. en dip insanlar en dip dalganın sesi olacak…
Eyyy kibir, eyyy zulüm, gömleklerimiz üstünde bu kan kurumadıkça, bu kuyu dolmadıkça, bu leke gitmedikçe, bu göz yaşı dinmedikçe uyku haram olmalı bize, uykuyu haram kılmalıyız. direnç taşımız, umudumuz, ahımız, inancımız durmadan taşacak, taştıkça zulüm boğulmaya mahkûm…