Serhıldan HÜLAKÜ Anadolu coğrafyasının birer bireyi olarak her zaman misafirperverliğimizle, kadınlara, çocuklara, ezilenlere, sömürülenlere verdiğimiz destekle biliniyoruz. Peki neden yalan söylüyoruz? Elbette bizden yüzyıllar öncesinde yaşamış atalarımızdan öğreneceğimiz çok fazla şey var.
Serhıldan HÜLAKÜAnadolu coğrafyasının birer bireyi olarak her zaman misafirperverliğimizle, kadınlara, çocuklara, ezilenlere, sömürülenlere verdiğimiz destekle biliniyoruz. Peki neden yalan söylüyoruz?
Elbette bizden yüzyıllar öncesinde yaşamış atalarımızdan öğreneceğimiz çok fazla şey var. Gözlerimizi büyüterek baktığımız batı coğrafyasında kadının erkeğin bir malı olarak görüldüğü zamanlarda anadolu coğrafyasının insanları kadını her zaman başlarının üzerinde tutmuşlardı, avrupada kadınlar kazıklara şişlenirken anadolumuzda ilmi ve bilim araştırmalarında önemli roller çizmeyi başarmışlardı.
Peki şimdi neden rolleri değiştirdik?
Dayatılan sistemleri yıkan toplumlardan, boyun eğen toplumlar haline geldik.
Ses çıkarmayan, üç maymunu oynayan, yalaka ve sünepe bir toplum…
Kadın cinayetlerine karşı verilen tepkiler ise çok daha korkunç!
-Rızası vardı!
-Beni tahrik etti!
-Sokakta etekle dolaştı!
ve benzerlerini sizlerde duymuşsunuzdur, belki bu sözler ne kadar iğrenç diye düşünüyor olabilirsiniz ancak korkmayın bundan daha iğrenci mahkemlerinde bu sözleri onaylayıp hiç bir ceza vermeden bunları sokağa salmaları!
Türkiyede adalet sisteminin bozuk olduğu bir gerçek, ancak ahlak sisteminin bozuk oluşunu son yıllarda fark ediyorum.Taciz-tecavüz, zorla evlendirme, aşağılama, hor görne..
Bunların hepsi kadına karşı birer şiddet eylemi.
Cehaleti yıkarak ancak bu olayların kökünün kazılacağını düşünmemiz gerekiyor.
Gerekirse ev ev dolaşıp insanları bilgilendirmek, kamu kurum ve kuruluşlarında zorunlu seminerler düzenlemek, hukuk sistemine kaldırılması yasaklanacak maddeler eklemek gerekiyor.
Çok mu zor geldi?
O zaman neden kendimizden başlamayalım buna!
Oturup bir düşünelim, tayt-etek vb. giyen bir kadına söz söyleme hakkını nereden alıyorum?
Cinsel yönelimleri farklı olan bir insana hakaret etme yetkisini bana kim veriyor?
Toplu taşımalarda insanları taciz etme yetkisini bana kim veriyor?
Okulda öğrencime tecavüz etme yetkisini bana kim veriyor?
Yurtlarda küçücük çocukların hayatlarını karartma hakkını nereden alıyorum?
2015 yılında 303,
2016 yılında 397,
ve 2017 Ekim itibariyle 298 kadın cinayeti işlendi. Neredeyse her gün iki kadın öldürülüyor.
Hiç bir inanış hiç bir hukuk kuralı bizlere insanlara karışma hakkını vermedi. Yarının belli olmadığı bu dünyada kardeşçe olmasa bile dostça saygı ile yaşamayı deneyebiliriz.
Şunu bilmeliyiz ki,
Ahlaklı hiç bir devlet yoktur, bu yüzden yurttaşlarının ahlaklı olması gerekir.
Ahlaklı yurttaş insana değer veren devleti oluşturabilir.
ve devlet bu doğrultuda değer insanını oluşturacaktır.
Dayatmalara ve baskılara karşı başkaldırdığımız, hakkımızı sonuna kadar aradığımız güzel günlerin özlemi ile hoşçakalın.