BEN 12 EYLÜL! Bugün otuzsekiz yaşındayım ben Doğarken adımı 12 Eylül koydular. Masumum desem kim inanır bana? Doğduğum sabaha küsüm desem? Vallaha inanmazsınız.
BEN 12 EYLÜL! Bugün otuzsekiz yaşındayım ben Doğarken adımı 12 Eylül koydular. Masumum desem kim inanır bana? Doğduğum sabaha küsüm desem? Vallaha inanmazsınız. Ne sözüme ne de samimiyetime. Ben rakamdan ibaretim. Suçluyu itiraf etsem affım olurmu bilmem? Ama haykırarak sesimi duyurmak istiyorum. Suçlu kim mi? Başkomutanım diyen kenan EVREN. Emir verdi zalimce, sadistce, ırkçı duygularla yandaşlarına. Ordusu, askeri, polisi, bekçisi takıldı peşine belki istiyerek belki de istemiyerek. Sormadı ki kimi kime karşı kırıp koruyacağız hiç kimse birbirine. Kana susamış birer cengaver gibiydi hepsi. Öğrencisi, işçisi, emekçisi sağcısı ile solcusuydu hedefinde olanlar. O da yetmedi kadını, erkeği, çocuğu, yaşlısı demeden zindanlara alındı insanlar. Dili olaydı o zindanların, ah dili olaydı diyeydi denilecekleri ben yerine... Yıkılan hayallerin, kırılan onurların, kadın erkek ayırt edilmeden yerde yere sürünen namusun gidişatını. Sesi olaydı o zindanların sesiyle bastırsaydı ben yerine. İskenceden çıkan haykırışları, acıdan inliyen iniltileri, yaralardan akan kanla irimleri. Kalemi olaydı o zindanların kalemi, yazaydı çizeydi ben yerine. Topraga özlemi, vatana özlemi, kardesliğe özlemi. Hele ki anaya özlemi yare yarene özlemi ençok da sebepsiz yere gördüğü işkenceye zalime ahını, aslı olmayan hakka hukuka isyanını. Duvarlara kalem niyetine kanla yazılan vatan şiirleri ve resimlerini. Ah gözü olaydı o zindanların gözü, olaydı da göreydi anlatsaydı ben yerine. Aşağılanan onura, bağırırken hayvani salyası akan zalimin halini, elinde haydar adı takılan jopu, arkasına saklandığı gözlüğünün, maskesinin korkak esiri kahramanlar. Gencecik kızlarla delikanlıların bedenlerine iğrenç şehvetiyle dokunan ellerini gören gözler eminim kör olmuştur . Ah ki bana ah. Ah ki esiri olduğum, şahidi olduğum bu zülme vahşet ve nifak tohumları atılan kardeş düşmanlığana ah. Ah ki adıma sürülen, tarihe yüzkarasıyla geçecek şekilde yazılan bu kara kapkara yazılıp çizilen gerçek yaşanmışlıklara ve kayıplara ah. Özürüm var dünya'ya desem kim inanır bana? Ençok da özürüm 17 yaşında ki idamını bende yaşıyan Erdal'a, erdallara. Tek acım fatura bana takvimden birgün, rakamdan ibaret olan bana 12 EYLÜL'e kesildi. Mukafat ise bu vahşet, idam ve insanlık dışı acıların mimarları olan suçlular yaptıklarına rağmen beylik efelik saltanatında rahatca ölmeleri. Peki benim isyan sesimi kim duyacak....