Büyük Adamlar da Yalnız Beni bunca üzen, çileden çıkaran bir dünya varken, bu b. ktan işlerle ne diye uğraşıyorum.
Büyük Adamlar da YalnızBeni bunca üzen, çileden çıkaran bir dünya varken, bu b.ktan işlerle ne diye uğraşıyorum. Bilen biri söylesin. Yaka paça polis araçlarına doluşturulup sözde “kabahatler kanunu”ndan işlem yapılıp ceza yazılmasına, insanın aşağılanmasına ne denir!
Yürüyenlere gözaltı yapmak, yürümeyenlere sus demek, konuşanları yaka paça işlemlere tabi tutmak… İnsanın olmadığı yerde haklar da yoktur, hakların olmadığı yerde insan da yok. İnsan yok!
Yürüyenler, susanlar, sorularımıza cevap alamadıklarımız, soru soramadıklarımız hayatımızın her yerini işgal edenler, bize ait bir şey bırakmadınız. Kimiz, neyiz biz bu topraklarda, saçma sapan varlıklarız dedim, az önce, kendi kendime.
Bizi sevenler neden sevdiklerini bilmiyorlar, sevmeyenler de nedenlerini söyleyemiyorlar. Bir kaos, anlamsız, sözsüz, konuşmasız, diyalogsuz bir kaosun ortasındayım.
Ortası da yalnızlık!
Herkes kendisi için bir başkasını arıyor, herkes bir başkasının yalnızlığını sulayıp büyütüyor, bir başkasının acısı oluyor, bir başkasının yalnızlığı… durmadan yalnızlık!
Bir yazı çıkarttım diyor adamın biri, biz bir yazgı olduk hep yaz’ı çıkartırken, onlar; susanlar, hayatın mutluları, müdavimleri, tasasız müdavimleri yani hep güllerini topladılar, yaz’larımızın yazgılarımızın arasından… Yaz bir fiil olmaktan çoktan çıktı ve bir mevsimin özlem ve yalnızlık yüküne sarılı adamların düşleri oldu, yol kenarlarında, parklarında, kaldırımlarında, polis otolarının arka camlarında kurşun geçirmez, söz geçirmez bir hayatın mevsimi… mevsim yalnızlık!
Açık açıp sevemiyorsan, sevemiyorsan mutluluğu yutuyorsundur, mutluluğu yutma! sağla mutluluğu, diyor adamın biri, mutluluğun bahçıvanı olurdum açsaydınız yolumu…
"Başka bir biçimde yaşayabileceğini düşünmeye cesaret edemiyorsun: Koyun gibi güdülmek yerine özgür yaşamak, taktikler uygulamak yerine açık davranmak, bir hırsız gibi gecenin karanlığında sevmek yerine açık açık sevebilmek düşüncelerine yer vermiyorsun kafanda. Kendini küçümsüyorsun, Küçük Adam." diyor Wilhelm Reich.
O şımarık toplumcu hallerinizden, ben kokan, ben yazarım, benim yazgım, benim yaz’ım diyen dillerinizdeki harfler çaresizliğimi yolsa da… Yollarda yolunabilecek, size vereceğim düşlerim kalmadı artık. Küçük adamları sevmedim, sığınmadım küçük adamların gölgesine hiç. Ama küçük adamlar da yalnız!
Başka bir biçimde yaşayanlar da, düşleri de, düşlerinde düşen büyük adamlar da yalnız.
Büyük adamlar da yalnız!