BİR ÖZ SAVUNMA HİKAYEMDİR. Gençliğimde otobüste, yolda, mahallede her an karşıma çıkacak bir sapığın arzusunu boğazına tıkmak için çantamda daima bir ucu sivri makas taşırdım.

 

 

 

BİR ÖZ SAVUNMA HİKAYEMDİR.

Gençliğimde otobüste, yolda, mahallede her an karşıma çıkacak bir sapığın arzusunu boğazına tıkmak için çantamda daima bir ucu sivri makas taşırdım. Eğer otobüste nefesini ensemde hissettiğim biri ile karşılaşırsam hemen sivri uçlu makasımı avucumun içine sıkıştırıp sivri ucunu dışarıda bırakacak şekilde bana değmeye çalışan herifle arama bir delici mesafe olarak koyardım. Bu savunma her zaman işime yaramıştır.

Gene bir gün İşten çıktım akşam sıkıştıkış otobüse binip eve gitmeye çalışıyorum. Her zamanki gibi eğer oturacak yer bulamadıysam ayakta makası kavradığım elimi çantamın yanında sotalarken diğer elimle de ayakta durabilme mücadelesi veriyordum. Neyse o gün otobüse binenler namuslu insanlarmış sataşan olmadı. Otobüs oturduğum mahalle durağına gelince indim. Benimle beraber bir kaç kişi daha indi. Hava da soğuk keskin bir tipi var. Hızla yürüyorum, eve yürüme mesafem on dakika filan. Otobüsten inenlerden olmalı arkamda iki kişinin ayak seslerine takıldı kulağım. Ben yavaşlayınca yavaşlayıp, ben hızlanınca hızlanıyorlardı. Bir kötülük olacağını hissederek daha hızlı yürümeye başladım, arkamdakiler de hızlarını artırdılar. Sonra koşmaya başladım onlarda koşmaya başladılar. Baktım ki bunların pes edeceği yok...

Akşam vakti hava sislenmeye de başlamıştı. O yıllar sokaklarda lamba filanda olmazdı pek. Aniden arkaya dönüp ''Yaklaşmayın lan, kim yaklaşırsa deşerim!'' dedim. Birisi uzun boylu diğeri kısa olan tipler oldukları yerde durdular. Ama benim kalbim yerinden çıkacak gibi, kalbimin sesinden heriflerin ne dediğini duymuyorum bile. İçimden dua ediyorum, yaklaşmasalar keşke, yaklaştıkları anda sallayacağım makası. Makas da ne büyük, ne küçük orta boylu keskin ve sivri. Birini öldürecek kadar işlevi var yani...

Tipler önce benimle alay ettiler bir adım attılar bana doğru. Vahşi kurtlar gibi bakışıyoruz. Ellerinde delici kesici alet var mı bilemiyorum da. Ama her ne olursa olsun kafaya koydum bana değmeye çalıştıklarında sallayacağım makası nerelerine gelirse... Onlar bana bakıyor ben onlara, belki bir kaç saniyelik bir an ama bana çok uzun, geçmiyor bir türlü...

Kafamda hesaplar hızla akıyor. Birine dalsam öbürünü nasıl etkisiz hale getireceğim? Uzun boylu olan pis bir kahkaha attı ve ''Kız lan bu bi bok yapamaz dalalım!'' dedi. O anda tüm evren karardı, sadece üstüme gelen heriflere makası sallıyorum gözüm hiç bir şey görmüyor. Kalbim yerinden nasıl çıkmadı ona şaşarım hala. Ben makası sallıyorum makas boşa gitmiyor bir şeylere takılıyor çiziyor yırtıyor. Herifin birinin böğürtüsünü duydum ''Yandım allah!' dedi. Artık her şey koptu gözlerimi kapatıp ha bire sallıyorum makası. Kolum yerinden çıkacak sanki. Bir süre ses soluk duymayınca açtım gözlerimi. Bir de baktım herifler tabanı yağlayıp kaçmaya başlamışlar. Ama ben epey bir süre yerimden kımıldayamadım. Şuursuzca karanlık yoldan eve gitmeye çalıştım. Eve geldim ama sanki şehirler arası yol yürümüş kadar yorgundum.

Anam sordu ''Ne oldu gız betin benzin niye sarardı böyle?'' Hiç dedim, hiç bir şey olmadı. Olayı anlatsaydım ailemin ilk tepkisi '' bundan sonra çalışmayacaksın!'' olacaktı çünkü...