Bize kalan Pembe patiği alıp sessizce kitaplığa koydum. Pembe Patik artık kitapların arasındaki sırlara sözlere iz arıyordu . Bir çocuğu patiklerle sevindirmek yerine üzmüşüz meğer....
Seni Bana Getiren Ayaklarındır
Deprem bir yılını hüznüyle, öfkesiyle ,gözyaşlarıyla geride bıraktı. Kadim kentler betonuyla, taşıyĺa toprağa gömülürken Her günü acı bir çığlık, yasla örülü bir duvar,şehrin bir yanını diğerine kapatan, sehirleri birbirinden ,insanları birbirinden ayıran koca bir yıl da geride kaldı.Artik bu şehirler göç şehirleri haline geldi kentlerin hafızası bir kaç günde siliniverdi .
Bugün ne kadar da sessiz Ne kadar da kimsesiz öylece bize bakıyor.
Diliniz sürçer 30.000 den 130.000'e her biri sayıdan ibaret koca bir yılın takvim sayfaları,koca bir yılın eski hatıraları ve mezarlıklar. Bugün artık insanların umudunu hayalini kurdukları, yiyip içtikleri gezip tozdukları şehirlerden değil,kendi yağıyla kavrulmayı ,kendi yaslarını bildikleri gibi tutmayı ,yaralarını bildikleri gibi sarmayı, hakedilmemis bir zamanda bir yenilgide ve hakedilmemis bir acıda öğrendiler.. Bu dayanışmaya bu acılara ortak olmayan kalmadı.
Aydın, Muş Kırıkkale, Trabzon,Samsun'daki başlayan bu yardımlar elden ele uzandı.Biz partide çalışırken öğretmen arkadaşlarımız kaymakamlık izniyle çalışıyor, zaman zaman karşılaşıyor ve Deprem üzerine uzun uzun konuşuyorduk. Bazen bir giyim mağazasından bazen depremzedeleri ağırlayan bir ev ya da otelde karşılaşıyoruz.Ta ki bize yasak konana kadar ,bir süre sonra kaymakamlık depremzedelere tecrit uyguluyor ve otellere girmemiz yasaklanıyor.
Artık yardımlarımızı parti aracılığıyla yürütüyoruz. Batttaniyeler,kazaklar ,ayakkabılar botlar özenle kolilere yerleştiriliyordu.Elimde bir çift pembe patik vardı,toplanan giysiler hızla paketleriyle ve arabalara konuyordu.Bir süre pembe patiğin eşini bulamaz olsuk. Arayıp durduk botun teki diğer kolilerden biriyle yola çıkmış olmalıydı.Koli açıldığında bu tek bot elbette üzüntü yaratmıştır. Tek bot ısıtmaz insanı giyilmez ki ! Bu botlar kimbilir hangi çocuğu ısıtacaktı, hangi ayakları sevdiklerine ulaştıracaktı. Olmadı "Seni bana getiren ayaklarındır" O ilk adımlar unutulmaz ilk ayakkabılar unutulmaz. Bir ayakkabı bir bot belki bir patik içinde en görkemli karşılaşmaları ve ayrılmaları temsil eder..Seni bana getiren ayaklarındırAyakkabilarin talihsiz seferi vardi birde yarım kalmış hatıraların arasında .Bir hatırdan uyandım yine kasabada 6 yaşındaki bir çocuk panzer kazası nedeniyle hayatını kaybetmişti evde bırakacak kimse olmadığından 7 yaşındaki kızımı da taziye evine götürmüştüm kızım bahçede çocuk ayakkabısını görünce artık olmayan bir kızı oyun oynaması için çağırıyordu.Sank anlamış gibi feryat figan ağlıyordu.Başka çocukları içeri davet etti acılı anne kızım oyuna daldı ve ağlamayı bir kenara bıraktı. Ama biz uzun bir süre daha ağladık.Ayakkabıların böyle derin bir hikayesi vardır.O son ayakkabı kapıya konan son ayakkabı artık dönüşü olmayan bir yolu anlatır eve dönmeyecek birinin vedasıdır..Son hatırasıdır..
Bize kalan Pembe patiği alıp sessizce kitaplığa koydum. Pembe Patik artık kitapların arasındaki sırlara sözlere iz arıyordu . Bir çocuğu patiklerle sevindirmek yerine üzmüşüz meğer....