TOPRAK DAHA ŞEREFLİ. .








TOPRAK DAHA ŞEREFLİ...











Ben küçük EYLÜL; Sonkez sesime kulak verin...
Bugün herkes çocukları bir hayat sınavına girecek diye heyecanlı ve birbirlerine şans diliyorlar. Ya benim annemle babama nasıl bir şans, bir dilek, bir teselli dilenecek. Bir Sapığın birkaç saniyelik hazzı için bedenime dokunuşunumu, beni kendi yaptığı kahpece şerefsizliğini örtpas etmek için katledişimimi konuşacaksınız? Belki de sapığın jesti olan sözüm ona küçük bedenimi gömdüğü yer yumuşakmış ama bedenime sağok olan toprağı birtek ben bildim. Hisettiklerimin yanında gömüşüm de dahil hangisini konuşacaksınız? Biliyorum; bir kaçgün ahlayıp vahlayıp herkes kabuğuna çekilecek ve sırada ki başka Eylül, Leyla, Özgecan, Ayşe, Fatma belki de Samed Can ya da Ahmet sırada olacak. Eylül sonbahardır yaprak dökümü zamanıdır. Ama ben Eylül olarak 5 yaşındaydım. Daha hayatımın tomurcuk denilen baharın başındaydım. Kaçgündür bu soğuk toprakda küçücük bedenimle yanlız yapayanlızdım. Toprak bile İnsanım diyen şerefsiz kadar zalim olmadı. Kıyamadı beni temenni içine almaya. Ama biliyorum siz o caniye kıymayıp içinize tekrardan alabilirsiniz.. Belki de bir anlık şeytana uydu pişmandır af edelim diyip af kanunu bile onun içinde çıksın diye onaylarsınız. Duyulmayan birsey degil! Onu Eylül tahrik etti de diyebilirsiniz. İşte o zaman yani hakkımı insan olarak sorup sorgulamaz o şerefsiz cani katilimi yargılamazsanız vebalim tüm insanlığa ve hakkımı size helal etmem. Artık beni insanlıktan daha şerefli ve namuslu olan toprağa teslim edin o beni daha çok korur kollar...