Sokak çocukları; Kiminin hor gördüğü,bazılarının utanarak kaçtığı,bir kesimin potansiyel suçlu görüp yargısız infaz ettiği,kendini bilmezlerin alay ettiği,yaşamsal ortamların dışına itilen sokakların direnen çocuklarıydı. Hepsinin ayrı bir hikayesi vardı.
Sokak çocukları; Kiminin hor gördüğü,bazılarının utanarak kaçtığı,bir kesimin potansiyel suçlu görüp yargısız infaz ettiği,kendini bilmezlerin alay ettiği,yaşamsal ortamların dışına itilen sokakların direnen çocuklarıydı. Hepsinin ayrı bir hikayesi vardı.Yetimhanede gördüğü şiddetten ve cinsel tacizden kaçan mı? desen, ekonomik sorunlardan ötürü ailedeki kaostan uzaklaşan mı? desen,babası ve annesi tarafından terk edilen mi? desen, tüm ailesini kan davasında kaybeden mi? desen tüm bu sistemsel sorunlar onlara yazılmış bir kaderdi diğer bir deyişle böyle gösteriliyordu.
Ve onlar artık sokakların yargıçlarıydı. Ayakta durmaları gerekiyordu ve buna göre bir yasam tarzları olmalıydı.Adaletsiz dünyanın yitik çocukları oldukları için, adalet kavramını en iyi anlayın, içselleştiren ve buna göre temel felsefeleri adil olmaktı. Hayatları incelendiğinde,günlük yaşamlarına bakıldığında sokakların acımasızlığı içinde elde ettikleri ekonomik değerleri yoldaşlarıyla eşit bir şekilde bölüşmek onların olmazsa olmazıdır.
Yine sokaklarda herhangi birine haksızlık yapıldığı zaman korkmadan haksızlık yapılanın yanında durmak onlar için sokakların kanunu gibidir. Bu çocuklara göre insanla paylaşılan her lokma kutsallık atfetmektedir.En nefret ettikleri olgu kendilerine ve yol arkadaşlarına insanlığa yapılacak ihanettir. Yukarıda da bahsettiğim gibi komünal yaşam onların zevk alarak hayata geçirdikleri bir durumdur.
Sokaklarda hayatta kalma mücadelesinde kurtuluşu arkadaşlarıyla birlikte hareket etmekte görmüşlerdir. Bu yönleriyle toplumsallığa yakın duruşları vardır.Kurdukları hiçbir bireysel hayal yoktur. Hayalleri bile arkadaşlarıyla birlikte mutlu olabilme çizgilerindedir. Günlük yaşamlarında nasıl yanımdaki arkadaşım için bir şeyler yapabilirim çabasındadırlar. Onları bu durumlara düşürenlere karşı hep bir dik duruşları vardır,boyun eğmeyi asla kabul etmezler.
Boyun eğmek onlar için bir insanın en utanç duyulacak yönüdür. Dünyadaki bu sisteme entegre olmak akıllarının ucundan bile geçmez, algı düzeyleri hayatta kalma mücadelesinden dolayı hep gelişkin olduğu için dostlarının ve düşmanlarının kimler olduğunu, dünyadaki bu düzenin kirli bir düzen olduğunu esas itibariyle hissetmekte ve bilmektedirler.Sokaklarda yaşamın tüm inceliklerini usta bir şair gibi ezberlemektedirler.
Nefes nefese sokaklarda yaşam şiirleri yazmaktadırlar.Kimsenin dönüp bakmadığı bu çocuklar yolarkadaşlığının romanını yazmaktadırlar.Bu dünyadaki kirli sisteme karşı birliktelikleriyle sokaklarda direnen en yiğit çocuklardır.Tüm sokak çocuklarına en insani duygularımla saygılarımı sunuyorum...