Erdoğan’ın Trump ile bir biçimde kotardığı işler sarpa sardı. CAATSA, yani “Amerika Bileşik Devletleri’nin Hasımları ile Yaptırım Yoluyla Mücadele Yasası” devrede. 12 maddelik yasanın 5 maddesi uygulanacak. Bununla, Savunma Sanayi Başkanlığı hedefe konuldu. Silahlanmaya ihracat ve kredi engeli getirildi. SSB, Milli Savunma Bakanlığı (MSB) devre dışı bırakılarak, tartışmalı silah alımlarını aracı yandaş şirketler üzerinden yapan bir birim. Erdoğan’a yakın Albayraklar ve Sancaklar gibi semiren onlarca yandaş patronun alım ve satım alanı.

Daha önce Rusya, Çin ve İran’a uygulanan CAATSA bu defa Türkiye’ye uygulandı. Yasa ilk defa bir NATO ülkesi bir ‘müttefik’ ülkeye uygulanıyor. Erdoğan henüz “Heyy Amerika” diyemedi. Bahçeli kükrese de Erdoğan yeni hamle için arayış içinde. Dışişleri Bakanı ise “ABD isterse işler yoluna girer” gibi şeyler söyledi.

Peki CAATSA ne anlama geliyor?

ABD, seçilmiş Başkan Biden’ın göreve başlayacağı 20 Ocak 2021’den önce bir hamle yaptı. Hem devrik Başkan Trump’a ve onun destekçilerine bir ders verdi hem de yönetimi devralacak gelecek olan Biden’in işlerini kolaylaştıracak bir hamle yaptı.

Görünen o ki, ABD, Türkiye ve ABD için yeni bir süreç başlatmak istiyorlar. “Trump dönemi bitiyor” diyor…  “Bu sevdadan vazgeç… Ne olduysa oldu, maliyetini sineye çek ve S-400’leri bırak, yüzünü bize dön, değilse perişan ederiz seni…”

Rusya’ya S-400’ler için az para verilmedi. Saraylar arası ticaretin büyük maliyeti var Türkiye’ye. Halkın ekmeğinden kesildi bu paralar. Ankara’da hangara çekilen S-400 hava savunma sitemleri için, bir ara ABD’yi rahatlatmak için “Aldık ama aktive etmeyeceğiz” gibi çözüm yolları arandığı konuşulsa da ekim ayında Sinop’taki hava üssünde deneme atışları yapılıp yeniden dinlenmeye çekildi.  

Erdoğan yönetimi işsizliğin ve sefaletin hat safhaya vardığı halkın ekmeğinden keserek Putin Rusya’sına 2.5 milyar dolar verdi S-400’ler için. Bu pazarlık aynı zamanda F-35’lere verilen tüm paraların da çöpe gitmesi demek oldu. Türkiye, parasını verdiği F-35’ler projesinden çıkarıldı, alamıyor. F-16’ların modernizasyonu suya düştü. Kısa vadede 9 milyar dolar kazanacaklarını düşündükleri F-35 parça üretimi de elden gitti. Yani ne S-400’ler kullanılabiliyor ne de F-35’ler alınabiliyor ne de F-16’ların modernizasyonu yapılabiliyor.

CAATSA ile birlikte “yerli ve milli” diyerek övündükleri, ancak Kanada, ABD, Avusturya gibi ülkelerden aldıkları parçalarla kullanıma sürdükleri İHA ve SİHA’ların üretimi de tehlikeye girebilir.  

12 maddeden oluşan CAATSA yaptırımlarından 5’inin uygulanmış olmasını, “İyi ya ne güzel. Ekonomik yaptırımlar yok, hafif atlattık” diyenler var. Oysa hiç de öyle değil. Yine SSB’ye uygulanan ambargonun MSB üzerinden yapılacak ithalat ile aşılacağını düşünenler de var. Bakalım… Ancak ne olursa olsun, AKP yönetiminin içeride ve dışarıda sıkıştığı bir döneme girildi. ABD, CAATSA’yı uygulayarak, “Biz Türkiye dostuyuz, ancak Erdoğan yönetiminin yaptığı işler yanlış” demek istiyor. “Değilse farklı ekonomik ambargolar uygulayabilirdik” diyebileceği bir yaptırım uyguladığını düşünüyor. Ve böylece Trump dönemi kapatılırken, onun imzasıyla yaptırım uygularken, yeni Başkan Biden için de olanaklar yaratmış oluyor. “Türkiye Biden için kötü düşünmesin” mesajı da vermiş oluyor. Ve aslında Türkiye’yi yeniden Rusya karşısında yer alacak, Ortadoğu ve Asya’daki askeri olarak kazanmak istiyor. Bunu Erdoğan ile yapabilirse ne ala, olmazsa yeni yollar arayacak.

Emperyalist güçlerin bilindik taktiği bu. Yani mesele Trump ve Biden meselesinden çok, ABD’nin kadim hesapları meselesi… Bir süreliğine rayından sapmalar olsa da kişilerin rolü öne çıkıyormuş gibi görünse de, bir bölüm aktör öne çıkarak ABD çıkarlarından çok kendi çıkarları ve egosu üzerinden bir ilişkiler manzumesi örse de bu geçiciydi, “Trump yılları geçti, artık uyanın” demek istiyor.

Biden’ın bu gelişmeden çok memnun olduğu ve daha Trump yönetimi devretmeden işlerinin kolaylaştığını görüyor elbet.

Ve Türkiye 20 Ocak 2021’de yönetimi devralacak olan ve yine AB’nin yaptırımları mart ayına ertelediği AB zirvesi öncesi yeniden yürümek üzere Erdoğan’a bir şans tanımış oluyorlar.

Biz ve elbette Türkiye’nin bağımsızlığından yana olanlar, demokratik bir Türkiye mücadelesi verenler için bu dayatmalar kabul edilemez. Emperyalistlerden birini tercih etmek de kitabımızda yazmaz! Açık net olanı, bu gelişmeler karşısında Erdoğan’ın ve AKP’nin arkasında sıra olmamaktır.  

Dolayısıyla hedefe konulup, kin ve nefretle söylenseler de HDP’nin, TBMM’deki diğer tüm partilerden farklı davranarak ortak bildiriye imza atmaması yerinde bir tutumdur. CHP ve İYİ Parti bir kez daha yanlış yapmıştır. Hem Erdoğan’ın dış politikasını eleştireceksin hem de böylesi bir durumda arkasında duracaksın. Hem S-400 alımına karşı olacaksın hem de şimdi yanında saf tutacaksın. Bu kadar tutarsızlık olmaz. HDP iki yüzlü davranmamış, olması gereken tutumu almıştır.

( Kaynakhttps://www.evrensel.net/yazi/87773/caatsa-yaptirimlari-cikmazdaki-akp-ve-basiretsiz-muhalefet )