Gazeteci Hamza Özkan bugünkü köşe yazısında "Gerçek Aşk ve Eşitlik: Eril Zihniyete Karşı Özgür Bir Toplum İnşa Etmek" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

"Gerçek Aşk, Sevgi ile Özgürlük"

Gerçek aşk, koşulsuz sevgi ve özgürlüğü içtenlikle barındırır. Bu özgürlük, duyguların hiçbir beklenti ya da şart olmaksızın var olmasıyla anlam kazanır. Gerçek aşk, iki ruhun birbirini tamamlayarak, karşılıklı değer ve anlam katmasıyla derinleşir. Sevgi, birlikte gelişip, hayatın zorluklarını el ele aşarak anlam kazanan bir yolculuktur. Bu yolculukta, her iki tarafın da birbirine alan tanıyarak özgürlüğü ve mutluluğu inşa etmesi, ilişkiyi daha da güçlendirir.

Romantik anlar, ilişkinin en unutulmaz hatıralarını oluşturur. Örneğin, yağmur altında el ele yürümek, kalplerin uyumla attığı, duyguların yoğunlaştığı bir anı yaratır. Bu küçük ama anlamlı anlar, aşkın evrensel doğasını derinleştirir. Göz göze gelindiğinde oluşan kıvılcımlar, paylaşılan her duygu, aradaki bağı daha da güçlendirir. Sinema izlemek, tiyatroda gülmek, kitapların özünü paylaşmak gibi basit ama özel anlar da, sevgi bağını pekiştirir.

Ne yazık ki günümüzde birçok ilişki maddi temellere dayandırılıyor. Bu da sevginin saf doğasını gölgeliyor ve ilişkilerin kısa ömürlü olmasına yol açıyor. Maddi beklentilerle şekillenen ilişkilerde, sevgi hızla tüketime dönüşüyor. Oysa gerçek bir ilişki, her iki tarafın da özveri ve emek vermesini gerektirir. Sevgi, sürekli bir yenilenme ve büyüme sürecidir. İlişkinin zayıflaması ise, genellikle hatanın yalnızca karşı tarafta aranmasından kaynaklanır.

Ancak sevgi ve saygı çerçevesinde sonlanan ilişkiler, bu tablonun dışında tutulmalıdır. Sevgi, gelişim ve yenilenme süreciyle derinleşir. Bireysel özgürlüklere saygı gösterilen ilişkilerde sevgi kökleşir ve güçlenir. Bu ilişkilerde özgürlük, sevginin temeli olup, her iki tarafın da kendini özgürce ifade edebilmesiyle ilişki sağlıklı bir şekilde büyür. Özgürlük, sadece bireysel alan yaratmak değil, aynı zamanda karşılıklı anlayış ve empatiyi içerir.

Bu romantik ve duygusal anlar, aşkın ve özgürlüğün güzelliğini daha belirgin kılar. Küçük ama anlamlı eylemler, ilişkideki bağı güçlendirir. Gerçek aşk, bu anların toplamında şekillenir; her bir deneyim, aşkı daha da derinleştirir.

Eril Zihniyet ve Toplumsal Dönüşüm DEVAMI YARIN...