Gazeteci Hamza Özkan, bugünkü köşe yazısında, 'Amed 8. Kitap Fuarının eksileri, 9. Fuar için öneriler' başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Amed 8. Kitap Fuarının eksileri, 9. Fuar için öneriler
Amed 8. Kitap Fuarı bu yıl 30 Kasım ile 8 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirildi. En son 2018 yılında DTSO ve TÜYAP iş birliğiyle düzenlenen fuar, kitapseverler tarafından büyük bir heyecanla bekleniyordu. Kitap fuarları, derin bir tarihi ve kültürel iz bırakarak toplumsal gelişime öncülük etmektedir. Bir toplumun ya da bireyin entelektüel birikimi, okuduğu kitaplar ve kitaplarla kurduğu diyalog üzerinden anlaşılır.
Geçmişte kitap, dergi ve gazete okurları, bulundukları yerlerde bilgiye dayalı tartışmalar yapar, kahvehane ve çay bahçelerinde ya da farklı mekânlarda bir araya gelerek bu yayınları okurlardı. Dolmuşta, otobüste, yolda yürürken hatta alışverişte dahi kitap ve gazete okumak oldukça yaygındı. Özellikle ceketlerinin yan ceplerine yerleştirdikleri gazeteleri, logoları ve isimleri görünecek şekilde taşıyan insanlar, hem ideolojik duruşlarını gösterir hem de okuma kültürünü teşvik ederdi. O dönemde her görüşün okurları bu şekilde bir dayanışma ve saygı içinde hareket ederdi. Yayınlar elden ele dolaşır, böylece paylaşımın anlamı derinleşirdi. Böyle bir okur kitlesi, kitap fuarlarını heyecanla beklerdi. Fuarlar çok kalabalık geçerdi, festival ve şölen havasında olurdu. Fuar bittiğinde değerlendirme yaparlar ve bir sonraki fuarı heyecanla beklerlerdi. Ayrıca fuarların dışında düzenlenen imza günleri ve söyleşilere de ilgiyle katılım sağlanırdı. Okuyan toplum ve bireyler, düşüncelerini daha çok derinleştirirken daha paylaşımcıydılar. Bugün bir derinlik varsa bireylerde, geçmişin edindiği okumalar sayesinde vardır.
Günümüzde ise bu kültür, yerini daha çok sosyal medyaya bırakmış durumda. Zamanın telefonda harcanması, genel kültürden uzaklaşmayı ve bireysel yozlaşmayı beraberinde getiriyor. Ne yazık ki, düşünmeyen ve bencil bir kuşağın ortaya çıkmasına neden olan bir gidişat söz konusu.
2018 yılında TÜYAP Diyarbakır Kitap Fuarı’nın onur konuğu, 80. yaşını kutlayan yazar Mıgırdiç Margosyan’dı. Ermeni yazar, Gavur Mahallesi kitabına atıfta bulunarak Ermeniler ve Kürtler arasındaki tarihsel ve kültürel bağlara şu sözlerle dikkat çekmişti: “Biz Ermeniler ve Kürtler yüzyıllardır aynı coğrafyada, yan yana yaşadık. Aynı sofrayı paylaştık, aynı acıları birlikte çektik. Bu topraklarda birbirimizi anlamaya ve yaralarımızı sarmaya ihtiyacımız var. Geçmişte yaşanan acılardan ders çıkararak barışı, kardeşliği ve dayanışmayı inşa etmeliyiz. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Edebiyat, halklar arasında bir köprüdür. Yazdıklarım sadece benim hikâyem değil; bu toprakların hikâyesidir.”
Margosyan, bu mesajlarıyla hem tarihsel yüzleşmenin hem de halklar arasındaki bağların güçlendirilmesinin önemine vurgu yapmıştı.
2019-2021 yılları arasında Covid-19 pandemisi nedeniyle fuar düzenlenemedi. 2023 yılında ise DTSO ve TÜYAP’ın anlaşamaması nedeniyle fuar, DTSO, Mezopotamya Yayınları ve yerel yayınevlerinin öncülüğünde gerçekleştirildi.
2024’te düzenlenen 8. Kitap Fuarı, DTSO ve TÜYAP arasında yapılan 15 yıllık yeni bir iş birliği anlaşması ile hayata geçti. Ancak zaman darlığı nedeniyle bu yıl onur konuğu belirlenemedi. Fuara 216 yayınevi katılırken, 400’ün üzerinde yazar, sanatçı ve eleştirmen çeşitli panel ve söyleşilerde yer aldı.
Ötekilerin Gündemi olarak birçok kitap fuarını ve yapılan kitap imza ve söyleşilerini takip etmekteyiz. Amed 8. Kitap Fuarı’nda okurlar, yayınevleri ve yazarlarla söyleşilerimiz oldu, gözlemlerimiz oldu. Katıldığımız etkinlikleri objektif bir şekilde analiz etmekteyiz. Eleştiri ve önerilerimizi gözlemlerimizle edindiklerimiz doğrultusunda kalemimizle sizlerle paylaşmaktayız.
Kitap fuarı beklediğimiz gibi olmadı. Eksiklerle başlayan, heyecansız bir fuardı. Yeterince tanıtım yapılmadı ve sahiplenilmedi; adeta oldu bitiğe geldi. Yapılan söyleşi salonlarının çoğu boş geçti. Moral yok denecek kadar azdı. Yayın evleri ve yazarlar arasındaki bağın kopuk olması, ekonomik krizin getirdiği bunalım, yayınevlerinin bazı yazar ve yayınevi kimliklerinden uzaklaşması ve maliyete dayalı, içi boş yazarların kitap tanıtımı yapması okurlar üzerinde olumsuz etkiler bırakmaktadır.
Herkes kitap yazabilir; ancak her yazılan kitap kitap değildir, her yazan da yazar değildir. Bu durum okurlar üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Okurlara yapışarak kitap reklamı yapan birçok kişi, kendine "yazarım" dese de entelektüel okur, bu kişileri ne yazar ne de yayınevlerini yayınevi olarak görmemektedir. Bu yanlıştan vazgeçilmelidir. Kitap yazmak için emek verilmelidir; emek vermeden derinleşmek olmaz. Aksi takdirde kimse onları yazar kategorisinde görmez. Kendilerine yazık etmesinler; saygınlıklarını da yitirmesinler. Buna müsaade etmeyen yayınevlerini ve derinliğiyle yazan yazarları tenzih ederek bunu belirtmek isterim.
Amed Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere tüm belediyeler, resmi kurumlar, odalar ve STK’lar yeterince destek sunmadılar. Örneğin, günlük yapılan panellere ve söyleşilere nöbetleşe temsili katılım sağlanabilirdi. Tüm yayınevi ve dernek stantları ziyaret edilebilirdi. Özellikle politik bir kentin dil ve kadın konusundaki hassasiyetine dikkat edilerek, dil alanındaki MED-DER, Kürt Edebiyatçılar Derneği ve SÖZ-DER gibi derneklerin panelleri ve stantları daha çok ziyaret edilmeliydi. Ayrıca, tarih boyunca hep erkek yazar isimlerinin ön planda olduğu bir dönemde. Edebiyat, bilim, sanat gibi farklı alanlarda çalışan 27 kadın yazarın biraraya gelerek oluşturduğu dernek "yeni bir dilin oluşması için emek veren; ırkçılık, sömürü ve savaşa karşı çıkan kadınların" buluşacağı bir nokta olmayı amaçlayan Merkezi İzmir Kadın Yazarlar Derneği (KYD) 27 Ekim 2011 yılında kuruldu. Toplumsal cinsiyet bilinci için mücadele eden kadın kimliği ve toplumsal derinlikteki kalemlerin bir araya geldiği Kadın Yazarlar Derneği’nin fuara katılması dikkat çeken derneklerden biri olmasına rağmen
Ne yazık ki, kentte bulunan kadın kurumları ve kadın aktivistleri panellere katılım sağlamadıkları gibi sosyal medya paylaşımlarında da yeterince yer almadılar. Fuara yerel ve ulusal basın da yeterince yer vermedi. Soruyoruz: Amacınız reklam mı, yoksa fuarın sönük geçmesini mi istiyorsunuz? Peki, size ne kazandırdı? Fuara emek veren meslektaşlarımı tenzih ederek bunu belirtmek isterim.
Fuar alanı çok iyi; park sorunu yok. Kitap fuarı başta olmak üzere tüm fuarlar için dışarıdan gelen konuklar için fuar yanında bir otel veya apart yapılabilir. Böylece misafirlerimizi daha iyi ağırlamış oluruz.
2025 Amed 9. Kitap Fuarı’nın daha görkemli geçeceğine inanıyorum. Eleştiri, öz eleştiri ve öneri kültürüne inanarak bugüne geldim; bugün de yarın da temel ilkelerim bunlar olacaktır.