AKP yönetimi çırpınıyor. Krizi derinleşip bunalımı arttıkça muhalefete saldıracak, hukuksuzluğu daha da derinleştirecektir. Bir süre önce AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın Mersin’de miting yaptığı alanın CHP’ye yasaklanması da bu çırpınışın bir yansıması. Ancak bugün Güney’in nasıl bir mitinge sahne olduğunu göreceğiz ve geleceğe ilişkin birçok şey daha da görünür olacak. Ancak bugün HDP vekilleri hakkında hazırlanan fezlekelerdir söz konusu olan...
Bilindiği gibi, kasım ayı içerisinde aralarında HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın da bulunduğu 26 milletvekili hakkında 38 fezleke hazırlandığı basında yer aldı. HDP’li milletvekilleri, adeta içtikleri sudan, soludukları havadan dolayı fezleke konusu oluyor. Katıldıkları etkinliklerden panel konuşmalarına, demeçlerinden attıkları tweetlere kadar takip ediliyorlar.
Mezopotamya Haber Ajansının haberine göre milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için Meclise gönderilen fezlekeler, 1402’ye ulaştı. Haklarında en fazla fezleke düzenlenenler ise hemen tahmin edilebileceği gibi HDP’li vekiller. Partileri hakkında kapatma davası sürerken, Eski eş genel başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ ile birlikte onlarca vekil, görevi başındayken uyduruk gerekçelerle kayyum atanıp tutuklanan belediye başkanı, parti yöneticisi ve üyesi hapis tutulurken HDP’li 56 milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması için bugüne kadar bin 65 fezleke hazırlanarak Meclise gönderilmiş bulunuyor.
Aslında AKP yönetiminde hiçbir şey şaşırtıcı değil! Başta Erdoğan ve Bahçeli olmak üzere her AKP’li ve MHP’li dilediği gibi konuşma, bağırma, çağırma, hedef gösterme hakkına sahiptir, ancak HDP’li bir milletvekilinin deprem tweetinin “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik ve aşağılama” kapsamında değerlendirilerek fezlekede yer alacağı akıllara gelmezdi. HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç’ın, Van’ın Başkale ilçesinde yaşanan 5.9 şiddetindeki depremin ardından yardım çağrılarına yanıt verilmemesiyle ilgili yaptığı sosyal medya paylaşımı fezleke konusu oldu. Sarısaç, hakkındaki bir diğer fezleke ise 18 Kasım 2020’de Diyarbakır’da Federal Kürdistan Bölgesi’ndeki çatışmalara dikkat çekmek ve ulusal birlik çağrısı amacıyla yapılan basın açıklamasına katıldığı gerekçesiyle hazırlanmış. Yine, DBP tarafından düzenlenen basın açıklamasına katılan Sarısaç hakkında “Örgüt propagandası yapmak” ve “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçlamalarıyla soruşturma başlatılmış.
Daha önce de yazdık, bir kez daha belirtelim, HDP’li vekiller hakkında ne hırsızlık ne rüşvet ne yolsuzluk fezlekeleri var. Oysa haklarında hırsızlık, yolsuzluk ve rüşvet iddiaları bulunan AKP’li vekiller var. Haklarında onca yolsuzluk dosyası bulunan vekil ve yine boğazına kadar yolsuzluğa batmış belediye başkanları varken, savcılar, hakimler iktidar mensupları karşısında sus pus haldedir. HDP’li vekiller ise attıkları tweetten, yaptıkları konuşmalardan dolayı soruşturmaya uğruyor; hapisle tehdit ediliyorlar.
Federal Kürdistan Bölgesi’ndeki çatışmaları eleştiren, barıştan söz edilen aynı basın açıklamasına katılan DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, HDP Sözcüsü Ebru Günay, Milletvekilleri Fatma Kurtulan, Nuran İmir, Hüseyin Kaçmaz, Hasan Özgüneş, Mehmet Rüştü Tiryaki, Kemal Bülbül, Dersim Dağ ve Şevin Coşkun’un da açıklamaya katılması fezleke konusu yapılmış. Öyle sonuçlara vardırıyorlar, öyle iddialar ileri sürüyorlar ki akıllara durgunluk verici. Mesela milletvekilleri hakkında “Sessiz bir şekilde katılım sağladıkları, herhangi bir tepki veya itirazda bulunmayarak sessiz kaldıkları” gerekçesiyle atılı suçlamayı işledikleri bile savunulabiliyor. Kürtçe konuşma yapılmasının soruşturma konusu edildiği fezlekelerde dikkat çeken başka bir yan ise kes yapıştır yapılarak aynı cümlelerle hazırlanan belgelerdir.
Kadın vekiller 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliklerine katıldığı için hedef yapılıyor. HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir hakkında 8 Mart 2020’de düzenlenen Dünya Kadınlar Günü mitinginde yaptığı konuşma gerekçesiyle fezleke düzenlenmiş. Taşdemir, “…Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel ve geleceğimizi aydınlatan kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun” demiş. “Biz bedeni ile emeği ile canı ile geleceğimizi aydınlatan emekçi kadınlara çok şey borçluyuz” biçimindeki sözleri propaganda gerekçesi yapılmış.
Taşdemir hakkında hazırlanan 8 sayfalık fezlekede savcılık, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın da dokunulmazlığının kaldırılması istenmiş. HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü hakkında ise 2019 yılında yapılan belediye başkanlığı aday tanıtım toplantısına katılması fezlekeye gerekçe yapılmış. Önlü’nün konuşma dahi yapmadığı etkinliğe katılması suç sayılıyor. Kapatma davası sürerken hazırlanan fezlekeler HDP’yi kriminalize etme çabasından başka bir şey değil. Ancak bu hesap da çökecektir…
Gelişmekte olan güçlü öfke ve büyüyen demokratik halk muhalefeti karşısında durmak kolay olmayacak, sadece bu hesap değil, sömürü, baskı ve şiddeti egemen kılarak ayakta kalma çabasındaki bu yönetim de çöker.