MEDYA Karşı medyanın olmadığı yerde dış medyadan haber alma peşine düşüyoruz. Neredeyse Spunik Türkiye, BBC Türkçe, Euronews Türkçe gibi kaynaklardan verilen haberlere muhtaç olduk.

MEDYA
Karşı medyanın olmadığı yerde dış medyadan haber alma peşine düşüyoruz. Neredeyse Spunik Türkiye, BBC Türkçe, Euronews Türkçe gibi kaynaklardan verilen haberlere muhtaç olduk. Bu kaynakların ise ne kadar yanlı haber verdiğini anlamak zor değil. İşin kötüsü İnternet gazeteciliği yapan siteleri deneyimli gazetecilerin kurduklarına güvenerek oraları kurcalıyoruz ama onların haber kaynağının da çoğu dış kaynaklı haber portallerinden veriliyor daha çok. Kısacası habersiz yaşıyoruz bir çok olaydan.

Haksızlık etmek istemem kimi gazeteciler dişini tırnağına takıp olay yerlerine gidiyor, savaş bölgelerine giriyor ve oradan izlenimlerini paylaşıyor. Türkiye’den değil tabi, yurt dışında kurulmuş medya aracılığıyla. Bunların ise çoğu Türkiye’den izlenilmesi okunmasını yasaklanarak bize ulaşmasının önü kesiliyor. Gerçi teknolojide çare bitmez VPN gibi yasaklı sitelere girebileceğimiz uygulamalar var.

Ama bunları halk kullanmıyor gene yazar çizer muhalif takımı kullanıyor.
Dikkatimi çeken diğer bir konu da belli bir kitle okuyucusuna ulaşmış gazeteler, temkinli haberler veriyor. Bir çoğu dış basından aktarmalı. Köşe yazarları temkinli yazıyor çünkü, başlarına gelecekleri az çok biliyorlar. Ayrıca mevcut durumu tespitlerden öte gitmeyen yazarlar ve durum değerlendirmesi yapan yazarların sık sık tespitleri havada kalıyor, çünkü savaşın kirliliği, sürekli algı yanılsaması yapması, emperyalist güçlerin sürekli çevirdiği fırıldaklar, bugün ittifak olduğunun yarın karşısında olması ve hiçbir ahlaki tutarlılığı olmayan her türlü argümanları kullanmaları kafa karıştırıyor. Kaypak bir zeminde tutunmaya çalışmak gibi sadece durabildikleri yerden baka biliyorlar.

Kürtler bu konuda sıkı çalışıyor, internetin, iletişimin her türlü olanağını kullanarak haber aktarmaya çalışıyor.Fakat erişimlere sürekli yasak konularak onlar da engelleniyor. Ayrıca internet üzerinden haber kaynağı o kadar çok ki, çoğu asparagas ve manuplasyona uygun haberlerle ortamı ve kafaları iyice karıştırıyor.
Türkiye’de ki medya ve basının durumu malüm, karşı basın diye bir şey kalmadı, bir kaç mahçup yazan gazete haricinde. Kalana da şüpheyle bakılıyor ”neden kapatılmadı acaba?”diye.
Halkın çoğunluğu evlerinin içinde 24 saat korku yayını izliyor. İç düşmanlar, dış düşmanlar, teröristler, hainler tarafından sarılmışız ve bir kabusun içinden çıkmanın olmazsa olmazı ”tekçiliği” öneren bir adamın naraları… Bunlar yetmezmiş gibi özel bir olaya dikkat çekerek çocukların uğradığı vahşeti, sokakta kadınlara yapılan saldırıları, mahallerdeki kavgaları, özel acıları, özel sıkıntıları, hacı hocaların gündem yaratan sapkın konuşmalarıyla iyice korku delikleri yaratıp oralardan çıkmamaları için her türlü pisliği deniyorlar. Halbuki çocuklara yapılan tecavüzden tutunda hırsızlığın gericiliğin, yobazlığın aslında hep var olduğu ama çeşitli yaptırımlarla bastırılmış olanı, mevcut iktidarın yüz vermesiyle hortlamasıdır. Adaletsizliği, kötülüğü neredeyse suç olmaktan çıkararak, toplumun iyice korkudan hareket edemez hale gelmemesinin karabasanlarını yaratıyor.

Sürekli gözaltıları, tutuklamalar özel kanunlarla insanları işsiz bırakmalar, aydın, düşünür,muhalif kim varsa üstüne çullanıp seslerini boğmalara kadar giden ve gittikçe de kötüye giden bir süreçte, düşündüğümüzü yazamaz, itirazımızı söyleyemez, her türlü sosyal etkinliği ohal, buhal bahaneleriyle yapamaz hale geldik. Hepimiz büyük gözaltındayız.

Artık ne sağlıklı haberler alacağımız bir kaynak var, ne de medya ne de sesimizi duyuracağımız meydan… Şimdi dış basına diktik gözümüzü Spunik Rusyanın, BBC İngilizlerin, Euro News Avrupanın, CNN Amerikanın… Haber mi veriyorlar artık bir yanılsama içinde bizi mi oyalıyorlar belli değil…

Ne yapacağız? Bir yangın dönemindeyiz, yangını söndürmek için su taşıyanları da o yangının içine atan kötü bir dönemden geçiyoruz. Evet ama Almanya’da faşizm dönemini yaşayan aydınlar acı çekti ama gelecek kuşaklara önemli ders notları bıraktılar “Faşizm koşullarında en büyük devrimcilik, işini iyi yapmaktır.” der W. Benjamin, ” kötü zamanlarda Türkü de söyleyeceğiz şiir de, yazı da yazacağız kötü zamanları anlatan” der Brecth Ve korkunun özgürlüğün düşmanı olduğunu bilerek ve korkunun akıl tutulmasına yol açtığını bilerek, ya korku, ya onurlu yaşam, demekten gayri seçenek kalmamıştır …