Yandaşlığı tescilli isimlerden Abdülkadir Selvi, dün köşesinde kaleme aldığı yazıda “Öcalan’a görüş izni verilecek” müjdesini muştuladı! “HDP, tecrit konusunu malzeme yapıyor” diyor. Oysa, yerel seçimlerde Öcalan’ın mektubunun gereğini yerine getirmeyip tecride gömmüşler…
Bu yazı günlerdir konuşulanı doğruladı ve AKP’nin Kürt sorununda hangi hesap içinde olduğunu su yüzüne çıkardı. Erdoğan AKP’sinin “Çözüm, demokratik bir adım, hak hukuk” çabası içinde olmadığı bilinmez değildir, ancak bu böylece açıklık kazandı. Kimsenin bir beklenti içinde olmaması gerektiği görüldü. Zira Selvi de döne döne “Bu bir çözüm süreci değil” diyor.
Görünen o ki seçim yaklaştıkça AKP’nin oyun ve hesapları daha da somutluk kazanacak. Çünkü bir çırpınış içindeler.
Selvi’nin yazısının başlığı, “Öcalan’a görüş izni verilecek” olan yazısı şöyle devam ediyor; “Öcalan yaklaşık 2 yıldır yakınlarıyla görüştürülmüyor. Kulislerden edindiğim izlenime göre Öcalan’ın yakında bir yakınıyla görüşmesine izin verilecek” diyor. Selvi, AKP’nin bu hazırlığını kulislerden edindiğini söylese de ona bu kapsamda bir yazı yazması için bilgilerin verildiğini tahmin etmek hiç de zor değil.
Yine bir yerel seçim öncesi deneme hazırlığı…
Selvi, Öcalan’ın iki yıldır yakınlarıyla görüştürülmediğini yazıyor ancak bu hukuksuzluğu sorgulamıyor. “Her tutuklu ya da hükümlünün hakkı ve hukuku var” diyemiyor.” Bu hukuksuzluk son bulacak diye yazamıyor. Aksine HDP’yi suçlama yolunu seçiyor. Şöyle diyor; “PKK ve HDP Öcalan’ı yeniden keşfetti. Oysa yerel seçimler sırasında mektubunu yayımlamamışlar, Öcalan’ı diri diri mezara gömmeye çalışmışlardı,” diyor.
İktidarın ve istihbarat birimlerinin himayesinde görüşmeye gönderilen bir öğretim görevlisi üzerinden gönderilen o mektubun hikayesini bilmeyen yoktur. Bu köşede o dönem konuyu irdelediğimiz için bugün yeniden konuya girmeyeceğim. Öcalan’dan alınan mektup üzerinden Kürt halkının oy kullanma tercihleriyle oynayabileceklerini düşündüler. Halkın iradesi ve demokratik mücadele geleneğini yok sayarak “seçmen avı”na çıktılar. Aynı süreçte Osman Öcalan’ı da TRT’de bir programa çıkararak AKP’ye oy istettiler. O da hüsranla sonuçlandı. Silah geri tepti.
Kürt sorunu üzerinden sürdürülen ikili bir hesap var. Bir yandan baskı ve şiddet bir yandan bölme parçalama yolu. 17 Nisan’dan bu yana KBY sınırları içinde süren ‘Kilit Pençe operasyonu’na paralel olarak Rojava bölgesine doğrultulmuş namlular ateşe hazır hale getiriliyor. Bu kapsamda ABD ve Rusya ile süren pazarlıkların tamamı iç politikaya endeksli ve bu da önümüzdeki seçimi kazanma hesabına bağlanmıştır. Kürtleri her tarafta kuşatma altına alan bir politika sürdürülüyor. İmralı’daki hesap da bu kuşatmanın bir başka versiyonu. Bir süre önce Erdoğan’ın İmralı’daki ile Edirne’dekini karşılaştırması ve kapıştırma hesabı akıllardadır. Karşı karşıya getirme, kamplaştırma, parçalama etkisiz bir hareket yaratmak istiyorlar.
Şimdiye kadar başarılı olamadıkları hesabı bir kez daha gündeme getiriyorlar. Zira Kürtlerin tutumu, HDP’nin tavrı ve Kürt seçmenin oyu önümüzdeki seçimin kaderini belirleyecek. Tıpkı 2019 yerel seçimlerinde olduğu gibi. O dönem AKP’ye kaybettiren Kürtlerin iradesi olmuştu. İstanbul, Ankara, Adana, Antalya gibi büyükşehirler başta olmak üzere yıllardır, HDP’nin tavrı belirleyici olmuştu. “Seni başkan yaptırmayacağız” dediği için bir operasyonun hedefi haline getirilen ve 5 yıldır Edirne Cezaevinde tutulan Eski HDP Eş Başkanı Demirtaş’ın “Gerekirse bağrınıza taş basın, ama mutlaka sandığa gidip ‘Faşizme hayır’ anlamına gelecek oyunuzu kullanın” çağrısı karşılık bulmuş ve AKP hüsrana uğramıştı.
Selvi, Kürtlere Öcalan ile görüş var müjdesi vererek oy avcılığı yapabileceklerini varsayıyor. Ancak Kadıköy, Gemlik ve Diyarbakır başta olmak üzere birçok yerde “Tecrit kaldırılsın” dedikleri için polis şiddetine maruz kalan ve gözaltına alınanlardan hiç de iyi söz etmiyor. Onları kışkırtıcılıkla, gerilim yaratmakla suçluyor. Ağzına Öcalan ismini alanlar linç edilmekle karşı karşıya kalırken, Selvi, Öcalan ile görüşmenin neden gerekli olduğu üzerine gerekçeler sıralıyor.
Özcesi, AKP’nin kaybettiği Kürt oylarını geri almak için bir arayış içindeler. Dört koldan atağa geçmiş durumdalar. HDP’ye vurarak Öcalan’dan destek alacaklarını sanacak kadar zavallı hale geldikleri görülüyor. Kürt halkı ve Türkiye’nin demokrasi, eşitlik ve özgürlük güçleri bu hesabı da boşa çıkaracaktır.