Ayşe Öğretmen için bugün kritik bir gün. Anayasa mahkemesi tedbir kararı koyup infazı engellerse cezaevine girmeyecek, olumsuz karar halinde cezaevine girecek.
Ayşe Öğretmen için bugün kritik bir gün. Anayasa mahkemesi tedbir kararı koyup infazı engellerse cezaevine girmeyecek, olumsuz karar halinde cezaevine girecek.Ayşe Öğretmen yaklaşık 2,5 yıl önce çok önemli bir konuşma yaptı. Çözüm sürecinin bitişiyle beraber yaşanan çatışmalar onu derinden etkiliyordu. Diyarbakır’da yaşıyor ve yaşanan çatışmalar onu çok rahatsız ediyordu. Toplumun vurdumduymazlığı, patlama sesleri vicdanında derin izler bırakıyordu.
Beyaz’ın programının sürekli izleyicisi olmamasına rağmen kanalları tararken mutluluk içinde gülen, eğlenen insanları görünce vicdanen rahatsız olmuştu. Yanı başında yaşanan çatışma ortamı, ölümler ve aynı ülkede bir başka köşede habersiz, umursamayan, gülen, eğlenen insanlar... Vicdanı ona bu çelişkiyi sorgulamasını emretmişti. Bu böyle olmamalıydı, insanları uyarmak, haberdar etmek, onun için o an en önemli görev haline gelmişti. Sarıldı telefona, numarayı aradı. Biraz sonra onu programa bağlamışlardı.
Ama o samimiyet ve vicdan dünyasındaydı. Ve konuşmaya başladı, çok içten ve net ifadelerle vahim durumu özetliyor, o an nötr durumdaki insanlardan alkış alıyordu. Sonrasındaysa hedef tahtası haline getiriliyor, linç ediliyordu.
İlk önce babasının evine gelmişlerdi, ağır silahlı polisler eve doluşmuş, ardından gece yarısı kendi evlerine de gelmişlerdi. Yaşayacağı maceranın ilk olayı orada başlamış ama o dik duruşunu hiç bozmamıştı, o sözlerinin sadece ve sadece gerçeği resmettiğini söylüyordu.
2.5 yıl boyunca ne iş başvuruları ne de sosyal ortamı onun yüzünü güldürdü. Hedefe konulan ve üzerinden hesaplaşılan Ayşe Öğretmen için taşındığı İstanbul’da da zor günler vardı. Ona yönelik sosyal linçler, dışlamalar devam ediyor ve devam eden mahkemeler sonucu hapis cezası alıyordu. Dünyaya gelen bebeği Deran için de bu ceza bir tehditti zira annesiyle beraber cezaevine o da girecekti, “ Çocuklar ölmesin” diye en içten vicdanlı sesiyle feryat eden bu annenin bebeği de cezaevine girecekti. Ya annesi… 2.5 yıldır üzüntüsünden hipertansiyon atakları geçiren ve kahrolan annesi... Neye uğradıklarını bilemeyen ve ailece cezalandırılan ailesi...
Bugün Ayşe Öğretmen için son gün. Bugün Ayşe Öğretmen yani doğru bildiğini çekinmeden söyleyen bu anne için hasta bebeğiyle birlikte cezaevinde zor günlerin başlangıcı olabilecek bir gün. Vicdanlar bu hali kabul etmiyor. Tüm toplum susarken feryat edecek bir yer arayan bir öğretmen ve karşılaştığı hazin muamele. Bu kabul edilebilecek bir karşılık değildir. Dün onu cezaevine girmeden önceki son gününde ziyaret ettik. Bebeği ve hasta annesi için çok endişeli bir kadını bulduk karşımızda. Sözlerinin arkasında olan ve bedeline katlanan bir insan o. Barışı talep etmenin suç haline getirildiği bir ortamda yaşanan çatışma ortamına itiraz eden bir vatandaşın karşılaştığı akıbet bu olmamalıydı.
Ayşe Öğretmen için bugün kritik bir gün. Anayasa mahkemesi tedbir kararı koyup infazı engellerse cezaevine girmeyecek, olumsuz karar halinde zaten eşyaları hazır, bebeğini kucağına alıp yüzlerce bebeğin olduğu cezaevlerinden bir cezaevine girecek. Ayşe Öğretmen bir milat olmalı ve bebekli annelere yaşatılan bu zulüm bitmeli. Cezaevleri çocuk bahçesine dönüştü, ama bu bahçelerin etrafı dört duvar, ara sıra mavi gök yüzünü görebiliyorlar ve etrafı diken tellerle dolu bir bahçe orası. Ayşe Öğretmen bir vicdan abidesi olarak karşımızda duruyor, o söylediklerini vicdanıyla söyledi ve belli ki vicdanı onu hayatı boyunca zulme karşı sesini yükseltenler safında tutacak. Ayşe Öğretmen için bir imza kampanyası devam ediyor. ( https://www.change.org/p/anayasa-mahkemesi-ay%C5%9Fe-%C3%B6%C4%9Fretmen-ve-bebe%C4%9Fi-deran-hapse-girmemeli-anayasa-mahkemesi-bunu-hala-durdurabilir ) adresinde devam ediyor. Bu onun için yapabileceğiniz son güzel iş olabilir. Zira kampanya şunu diyor. “Ayşe Öğretmen ve bebeği Deran hapse girmemeli, Anayasa Mahkemesi bunu hala durdurabilir.” Son yılların en çok hizla devam eden kampanyası bu. 1.2 günde 10.000 sayısını geçti. Hepimiz buraya destek verebiliriz ve destek isteyebiliriz. Vicdan ehli bu anneye yalnız olmadığını ispatlamak bize düşüyor, bu kararı durdurmak için sivil baskı yapabileceğimiz tek iş şu anda. Anayasa mahkemesi üyelerine de “bize hukukun vicdanın sesini dillendiren bebekli anneler karşısında hatalı kararları düzeltebileceğini gösterin” diyoruz.