Devlet Bahçeli’nin Meral Akşener’e çağrısı vardı. “Evine dön!” diyordu.
Devlet Bahçeli’nin Meral Akşener’e çağrısı vardı. “Evine dön!” diyordu. Meral Akşener MHP’nin başına geçecek diye korkudan ne yapacağını bilmeyen Bahçeli’nin bu çağrısı ilk anda ilginç görünse de tükenişi hızlanmış olan Saray yönetiminin ömrünü uzatmanın yollarını arıyor olduklarından, oldukça anlaşılır bir durum.
Erdoğan da Bahçeli’nin “Evine dön” çağrısına destek atmıştı.
Aslında bu partilerin türünü ve liderlerinin karakterlerini göstermesi bakımından hiç de şaşırtıcı değil. Zira Meral Akşener’i etkisiz kılmak için MHP içinde türlü oyunlar, entrikalar düzenlendiğini bilmeyen yok. Kazanılan kongre iptal edildi.
Sonuçta Devlet Bahçeli, yapıştığı koltuk elden gidecek diye Meral Akşener’i partiden attı.
Bir süre önce AKP’ye laf söyledi diye kulağından tutulup MHP’den ihraç edilen Cemal Enginyurt da “Meral Akşener’in kazandığı kongreyi iptal ettik” dedi. MHP’den atılmak gücüne gitmişti, “Bizzat ben mahkeme kararı aldırttım” mealinden sözler etti.
Devlet Bahçeli’nin “Evine dön!” çağrısı Erdoğan’a sorulunca o da bu çağrıyı çok yerinde buldu, Meral Hanım bu makul çağrıya uymalı… “Cumhur İttifakı” denen aslında tek adam yönetimi olan Saray rejimine destek sunmalı…
Meral Akşener ve onun partisinin bir burjuva düzen partisi ve hem de milliyetçi, “tekçi” bir parti olarak nerede ne yapacağı ne zaman nasıl tutum alacağı bilinemez. Pragmatizmin bu parti liderlerinin bir nevi kaderi olduğunu söylemek de yanlış olmaz. “Memleket Masası kuralım” diyen Akşener’in rolünü arttırmak istediği de sır değil.
Devlet Bahçeli de bunun farkında ve aslında bir yanıyla da Erdoğan’ın Meral Akşener’i ve partisini muhatap alarak onunla bir masaya oturmanın yollarını arıyor olmasından korkuyor. Bahçeli, “Eve dön” çağrısıyla bir nevi Erdoğan’a “O bizim zaviyemiz” demiş oluyor, Akşener’in rolünü küçültüyor! Erdoğan’a Meral Akşener ile ayrıca yapılacak hesapları bozmanın bir yolu da bu olsa gerek…
Nihayetinde Erdoğan, Bahçeli’nin çağrısı üzerinden konuşma ihtiyacı duydu. Erdoğan’a göre Devlet Bahçeli’nin çağrısı makul bir çağrıydı…
Erdoğan’ın işi de zor! Akşener’in desteğini almaya çabalarken eldeki bulgurdan da olabilir korkusu içinde.
Diğer yandan AKP’nin içi de rahat değil. Davutoğlu ve Babacan faktörü hiç de küçümsenecek gibi değil. Dolayısıyla muhalefet blokunu parçalamak için her yolu deneyecekler.
Yine, AKP-MHP birlikteliği yer yer sorunlar yaşasa da MHP içinde rahatsızlıklar, tabanında dağılma, moralsizlik giderek yayılsa da derin bir suskunluk var ve nereye varacağını kestirmek zor.
Ancak AKP’nin bir koltuk değneği haline gelmiş olan MHP’nin hem kendi tükenişini hem de AKP’nin duvara toslamaya uygun gidişatını durdurması olası değil.
Ve bunu bilmekte olan Erdoğan başka kartlar da masaya sürüyor.
Bir yandan “Millet İttifakı”nı dağıtma hesabı olmasa muhalefetin içine oynamaya bakıyor. Karşı ittifak cenahının başını çeken CHP’nin içine oynamaktan tutun, ortaya çıkabilecek olası seçenekleri kullanmak için de pusuda beklemektedir. Aylar önce “Saray’daki CHP’li kimdi?” tartışması ile CHP’nin içinde bir dalgalanma yaratan Erdoğan, bu tür hesapları her dönem gündeme getirmek isteyecektir. Ancak bu defa Muharrem İnce faktörü ortaya çıktı ve Erdoğan bunu değerlendirmek istiyor!
Zira Muharrem İnce’nin “yeni hareket” çıkışı hem Erdoğan hem de Bahçeli tarafından sevinçle karşılanmış görünüyor. Henüz Erdoğan, İnce için yeni güzellemeler sıralamamış olsa da ellerini ovuşturup krizin derinleşmesini beklediğinden kuşku duyulamaz. Ancak Bahçeli hızla bir giriş yaptı. Bahçeli’ye göre “CHP’yi kurtaracak isim Muharrem İnce.” İnce Atatürk’ün partisini Millet İttifakından kurtaracaktır… Yine “PKK ile ittifak içindeki CHP’yi İnce doğru yola yönlendirecektir.”
Saray medyası da İnce için bayağı yer açmış görünüyor.
AKP içinde, Erdoğan’a karşı kimse ağzını açamazken, Erdoğan parti içinde tek adam olarak her şeyi belirler durumdayken, yandaş kalemşorlar ve ruhunu saraya satmış medya maymunları CHP’deki tek adamlık üzerine yazıp konuşuyorlar. Ve İnce’nin mağduriyetinden dem vuruyorlar.
Elbette CHP’deki duruma ilişkin çok şey söylenebilir, bunları yazıyoruz, konuşuyoruz, ancak yandaş medya ve onun saray destekli ya da yönlendirmeli kalemşorlarının İnce için yazıp söyledikleri ve CHP’ye dair yorumlarında zerre kadar samimiyet yoktur.
Bu tayfanın tek derdi tükenen AKP’nin kötü gidişatını durdurmak için muhalefeti bölüp parçalamak, ittifak güçleri arasına nifak tohumları ekmektir.
Bu işin bir yanı, ancak esas mesele işçi ve emekçilerin, ezilen ve sömürülen halkların bu kötü gidişat karşısında kendi seçeneklerini oluşturmalarıdır.