Yeni akademik yılın açılışı Saray’da yapıldı. Artık Saray’a bağlanmış bir ülkenin tebaası sayılıyoruz.
Yeni akademik yılın açılışı Saray’da yapıldı.Artık Saray’a bağlanmış bir ülkenin tebaası sayılıyoruz.
Dünyanın ilk 500 üniversitesi sıralamasında kendisine ancak son sıralarda bir yer bulabilirken, 2018-2019 akademik yılını Saray’da görkemli bir törenle açan bir ülkeyiz.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan 2018-19 Akademik Yıl Açılış Töreni vesilesiyle Saray’da uzun bir konuşma yaptı. Konuşmanın ayrıntılarına girmeyeceğiz, ne de Saraya bağlanan bir birimden söz ederken, “Artık savaşlar konvansiyonel değil, dijital olacak” söylemine…Ancak Saray’da açılışın yapıldığı vakitlerde İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde üniversite hocaları yargılanıyordu.
Barıştan söz ettikleri için…
2016 Ocak ayından bu yana mahkemeden mahkemeye koşturuyorlar.
“Bu suça ortak olmayacağız” diyerek, Cizre’de, Sur’da, Silvan’da, Nusaybin’de, Silopi’de ve her nerede olursa olsun, şiddete son verilsin dedikleri için…
Kürt sorunu barışla çözülsün, ölümler olmasın bildirisinden yargılanıyorlar…
OHAL kararnameleriyle üniversitelerdeki kürsülerinden alınan, bir kısmı hapse atılan bilim insanları…
Saray’da akademik yıl açılışı töreni, Adliye Sarayında akademisyenler…
O gün, sabahın erken saatinde üniversiteye gider gibi, bilime, insanlığa, barışa, eşitliğe hürmet eder gibi hazırlanarak Çağlayan Adliyesi’ne giden hocalar vardı…
Akademik yıl açılışının Saray’daki şaşaası sürerken, akademisyenler cephesinde başka bir şey yaşanıyordu.
Çoğu, yürüyerek durağa kadar gidecek, oradan otobüse, metrobüse binerek Çağlayan Adliyesi’ndeki duruşmaya katılacak, savunma yapacak ya da dayanışmada olacak akademisyenler...
1128 akademisyen imzalamıştı o bildiriyi… Daha sonra “Benim haberim olmadı, barış istemek suç değil, ben de imzalıyorum” diyerek 2212’ye ulaşmıştı imzacı akademisyen sayısı…
Ömrünü üniversite kürsülerinde geçirmiş; bilime, insanlığa, geleceğe, aydınlığa adanmış kocaman ömürler… Henüz yolun başında olup, akademik çalışmaya heyecanlı katkıları ellerinden zorla alınmış genç beyinler...
Çoğunu üniversiteden attılar. Pasaportlarına el konuldu, yurtdışına çıkışları engellendi…
O gün Saray’da akademik yıl açılışı yapılırken, üniversite hocaları mahkeme kapılarında basın açıklamasındaydı.
Cumhurbaşkanı sarayı gibi değil Adliye Sarayı…
Ne kapıda karşılayanı ne de düğmesini ilikleyeni…
Sonbaharın soğuğuna karşı kabanlarına sarındılar yargılanan hocalar, sonra adliye kapısında kuyruğa girdiler, arama noktalarından geçtiler birer birer. Mahkeme koridorlarında beklediler uzun süre…
Sarayın birinde yenilip içilen dillere destan, ihtişam göz alıcı…
Adliye sarayı soğuk…
Avukatlarıyla, dostlarıyla sarıldılar. Tüm medya Saray’a kitlenmiş olduğundan, Adliye Sarayı’nda her zamanki gibi birkaç basın emekçisi vardı…
Sonra mübaşir isimlerini anons edince salona alındılar, kimliklerini ibraz ederek, bazıları içeri girmekte bile zorluk çekti…
Saray’da üniversitelerden söz edilirken, ders verirken parti başkanı olan Cumhurbaşkanı…
İşte o saatlerde, İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde hocalar yargıç karşısındaydı.
Beş ayrı Ağır Ceza Mahkemesi’nde…
İki yıldan bu yana mahkeme kapılarında onlar…
‘Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması’ yoluyla 5 yıl için düşünce açıklamaları esaret altına alınarak iki yüzden fazla üniversite hocası cezaya çarptırıldı bu iki yıl içinde.
Bazıları, doğrudan hapis cezalarına çarptırıldılar.
Saray’da, 2018-2019 Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Töreni yapılırken; insani sorumluluğunu ve bilimin onurunu üstte tutan üniversite hocaları Kürt sorununda barış dedikleri için mahkemede ayakta bekletiliyorlardı...