Geçen haftaya tiyatroya giden kadınlar vurdu damgasını. Sanatçı Julide Kural’ın sergilediği okuma tiyatrosu ve onu izlemeye gelen dayanışmacı kadınlar… Demirtaş’ın öykü kitabı Devran’dan uyarlanmış okuma tiyatrosunun gösteriminin yankılarının sarayın duvarlarına çarptığına tanık olduk.
Geçen haftaya tiyatroya giden kadınlar vurdu damgasını. Sanatçı Julide Kural’ın sergilediği okuma tiyatrosu ve onu izlemeye gelen dayanışmacı kadınlar…
Demirtaş’ın öykü kitabı Devran’dan uyarlanmış okuma tiyatrosunun gösteriminin yankılarının sarayın duvarlarına çarptığına tanık olduk. AKP ve MHP taarruza geçti… İçişleri Bakanı her zamanki gibi attı tuttu. Arkasından Davutoğlu’nun Gelecek Partisi Sözcüsü Temurcu da katıldı bu koroya…
Bir öfke seli koptu Demirtaş’a karşı…
Demirtaş üzerinden CHP’ye vurma hesabına girdiler.
İktidarın hedefindeki siyasetçi Demirtaş’ın yayımlanmış iki öykü kitabından sonra ilk romanı da okuyucu ile buluşacak diye daha da büyüdü fırtına. Demirtaş’a duyulan öfke ve CHP’li kadınların Başak Demirtaş’la dayanışma çabasına saldırı Leylan ve Devran’ı Türkiye gündemi haline getirdi bir anda.
Demirtaş, siyasetçi kimliğiyle birlikte sanatta, edebiyatta, resimde, karikatürde de yetenekli…
Bağlamadan başka bir şey çalmamış olmakla birlikte, karatahtanın karşısında ne yazacağını bilmeyen biri de değil. Okuyan, araştıran, öğrenen, üreten biri Demirtaş. Devran’ı okuma tiyatrosu olarak sahneleyen Sanatçı Julide Kural’ın ve gösteriyi izlemeye gelenlerin bu denli konuşuluyor olması bir yanıyla Demirtaş’a duyulan tahammülsüzlük ise diğer yanı da Devran’ın izleyicilerinin kadın bileşimidir. Oyuncusuyla ve ön sırada oturmuş kadın izleyicileriyle sergilenen dayanışma tutumudur iktidarı ve yandaşlarını çileden çıkaran.
Nedim Şener de dahil oldu Demirtaş’a yönelik oluşan saray korosuna. “Bölücülük ve terörizm” nakaratına sarıldı bilumum iktidar yanlıları. Demirtaş ve onun edebi eserleri Devran ve daha çıkmayan Leylan romanı üzerinden muhalefeti baskılama, “Bölücülük” propagandasıyla vurup CHP’yi susturma hesabına girdiler.
İBB bünyesindeki İstanbul Kitapçısı Demirtaş’ın kitaplarını da bulunduruyormuş…
Haksız ve hukuksuz yere hapiste tutulan Demirtaş’ın cezaevinde roman yazıp yazamayacağına vardırıldı tartışmalar.
İçişleri Bakanı izleyiciler arasında yer alan ve ısrarla barış diyen, demokrasi ve özgürlük yanlısı Ünlü Sinema Oyuncusu Kadir İnanır’ı isim vererek hedef alabildi. Sanatçı Julide Kural saldırının hedeflerinden biri oldu.
Saraya endeksli medya hemen harekete geçti. Hızla propaganda malzemeleri üretilip sunuldu.
Ne metal işçilerinin iş ve ekmek kavgası ne İstanbul üniversitesi öğrencilerinin yemek direnişi ne İSİG’in açıkladığı iş cinayetleri, dinmeyen kadın cinayetleri ne işsizlik ne enflasyon ne açlık ve sefalet ne KHK ne iflas etmiş dış siyaset ne çözümsüzlük içinde büyük acılara neden olan Kürt sorunundaki şiddet politikaları konuşuluyor. Metal işçisinin TİS görüşmeleri hiç gündeme gelmiyor. İşçilerin direnişteki 30 bin işçinin grev kararından hiç haberleri olmuyor. Ne hayat pahalılığı konu oluyor ne yaşam kavgası televizyon programlarında yer buluyor. Varsa yoksa iktidarı aklama ve iktidarın hedefindekilere saldırı var yandaş medyanın gündeminde.
Evrensel gazetesi gibi yalanın perdesini yırtan, işçi ve emekçilerin, ezilen ve sömürülen halkların sorunlarını yazan, yorumlayan gazeteleri hedefe koymalarının nedeni de budur.
Bir kez daha gerçekler ters yüz edilmeye, yalan makinesi çalışmaya, CHP’li ve HDP’li kadınların yan yana oturuşunu gösteren fotoğraf ve görüntüler televizyonlarda gezinmeye başladı. Demirtaş ve HDP üzerinden CHP’yi sıkıştıracaklardı. Kaybedilmiş İBB’nin başındaki İmamoğlu da hedefteydi tabii… Bir kez daha “bölücülük” ve “terörizm”le eş anlamda gördükleri Kürt sorunu üzerinden CHP’ye ayar verme çabasıdır iktidarın bu vesileyle sergilediği saldırı dalgası.
Ancak bu defa da Libya meselesinde yere çakıldıkları gibi boşa düştüler. Julide Kural ve izleyiciler arasında yer alan CHP’li kadınlar Selvi Kılıçdaroğlu, Dilek İmamoğlu, Canan Kaftancıoğlu ve tüm bileşimiyle barışta ve dayanışmada ısrar edeceklerini gösterdiler. Dayanışma daha da büyüydü.
( Evrensel Gazetesinden yazıldı)