Yazmak, umut taşımak buluşmayı ummaktır. Geçmişi özümsemek geleceğe bakabilmektir.

 

 

Yazmak, umut taşımak buluşmayı ummaktır. Geçmişi özümsemek geleceğe bakabilmektir.

Benim gibi veda etmesini bilmeyenler içinse çok zor bu yazıyı kaleme almak.

 

Gittiğinden bu yana yaşam yine muazzam bir hızla akıyor, adına corona denilen karamsar ve yalnız bir dünya kucaklıyor bizi. Virilio'nun dediği gibi, hızımız arttıkça özgürlüklerimiz de azaldı aslında. Hakikatın yalan yalanın da gerçek olduğu bu dönemeçte, eylemsizliği kuşandık ev hapsindeyiz günlerdir. Öte yandan yine yeni yitirdiklerimiz var, dünü aydınlatmayanlar yarını karartanlar arasında sıkışıp kalmış yüreğimiz. Hal böyle ama bıraktığından daha kırık, endişeli ve telaşlı değiliz. Bilebiliyoruz yani uykudan nasıl uyanılır, küçük solgun ama inatçı bir ışık orda duruyor işte.

 

Tanışıklığımız aynı mahallede yaşayan bizlerin birbirimizi haberdar etme çabasıydı aslında. Aynı özden gelmiştik bir derdimiz vardı, aynı sancıları duyuyorduk ve ben sizlerden biriyim, diyebilmek mutlu ediyordu bizi. Kitabının izini sürerek ulaştım sana. Geçmişle bir problemin yoksa geleceği varedemezsin, dünyayla insanla  alıp verdiklerini son kez teraziye koyma telaşıydı belki de yazdıkların. Hayatın gönlünde bıraktığı çentikler vardı bir de  kaleminden okuruna süzülen içtenliğin ve sıcaklığın.

 

Herkesin çekildiği, konuşulanların bitip sükuta döndüğü her sokakta öykülerin kavuşturup, buluşturdu bizi. Kendini anlatıyordun, zengin hayat tecrübelerini aktarıyordun, anlattığın bir yaşanmışlığı motomot alıp onu yazmak değildi, toplumun iyileşmeye ihtiyacı vardı, bunu biliyordun. O yüzden bizler için tarihi bir hafıza, politik hafıza ama aynı zamanda mutlu bir hafızaydın. İyi yazar sözcüklerden iyi bina kuran

kişidir. Böyle bir kaygın var mıydı bunu hissetmedim ama güzel insanlardan güzel öyküler kurdun ve bu bina sapasağlam duruyor şimdi. Hep vurguladığın gibi değil mi, insansız hiç bir şeyin güzelliği yok her şey onun sayesinde onunla güzel.

 

Yazmak buluşmayı ummaktır, demiştim az önce. Ben veda etmeyi bilmem ama Mart rüzgarı seni götürdüğünden beri üstü açık kalmış çocuk gibi üşüyorum arada sırada.

Ve ne zaman bir çiçekçinin önünde dursam, bir sokak çalgıcısına rastlasam, gerçekle hayal arasında bir dengbej hikayeler anlatıyor yüreğime.

 

' Gideceğim şimdi kitaplığa, bir kitap alacağım, okuyacağım, bakacağım. Çiçekler toplayacağım, bir demet yapacağım çiçekleri, sımsıkı tutacağım, sunacağım.

Ahhh! Kime? '