HDP’ye yönelik saldırganlık sürüyor. Sadece Bölge’de değil, partinin Ankara’daki genel merkezi de, Ankara İl Başkanlığı da adeta işgal altında.

 

HDP’ye yönelik saldırganlık sürüyor. Sadece Bölge’de değil, partinin Ankara’daki genel merkezi de, Ankara İl Başkanlığı da adeta işgal altında. Ne il eş başkanı ne milletvekili ne üye dinliyorlar…

On beş bini aşkın üye ve yöneticisi, Eski Genel Başkanları Demirtaş, Yüksekdağ, onlarca milletvekili, onlarca belediye eş başkanı tutuklu olan ancak hukuksuzluğa ve baskıya karşı mücadele etmekten geri durmayan HDP’ye öfkeyle saldırıp duruyorlar.

Öyle gizli kapaklı değil, aleni yapıyorlar. Son günlerde başkent Ankara’nın göbeğinde yaşananlar bunu bir kez daha gösterdi. Kayyum hukuksuzluğunu bir basın açıklaması ile duyurmak istiyorlardı. Polis barikatı ile karşılaştılar, binanın koridorlarına, içine girdiler.

Amirler, şefler ve onların emrindeki polisler üzerine doğrultulmuş kameralara poz verircesine HDP’liler saldırıyordu. 6 milyon seçmenin oyunu almış, TBMM’nin 3. büyük partisi, milyonların desteğine mazhar olmuş bir partinin il eş başkanı kanlar içinde bırakıldı. Üyeler, yöneticiler, milletvekilleri tartaklandı, gözaltına alınıp sorgulandılar.

Öyle bir hukuksuzluk ki, artık HDP çalışmalarında bulunmak, üye olmak suç sayılır hale getirildi neredeyse. Aylardır tutuklu olan Bülent Uyguner’in yöneticisi olduğu HDP’de sürdürdüğü çalışmalar iddianameye “Yasa dışı çalışma” olarak geçirildi, tutukluluğu hâlâ sürüyor.

HDP’yi ne yapacaklarını bilemez hale geldiler.

Ancak bu saldırganlığın başka bir boyutu var, tüm muhalefetin bunu görmesinde yarar var. HDP üzerinden süren bu saldırganlık tüm halklara, emek, barış ve demokrasi isteyen, hak adalet peşinde olan herkesedir, her partiyedir.

Özellikle de CHP’yedir!

AKP, Kürtler üzerinden, HDP’ye yönelik baskılarla tüm halk güçlerine, tüm partilere susmayı, sokağa çıkmamayı, Saray’a biat etmeyi dayatıyor. Polis devleti haline getirilmiş Türkiye gerçeğinin tüm partiler tarafından kabul edilmesini ve teslimiyeti dayatıyor.

Bu hukuksuzluk ve pervasızlık Adana’da CHP Yüreğir İlçe Gençlik Kolları Başkanı Eren Yıldırım üzerinden de uygulandı. Çokça örnek var ama bu çok çarpıcı… Kaymakamın hedefi olan, beyanlara göre korumalarınca silah çekilip tehdit edilen, tartaklanan Yıldırım, önce serbest bırakılsa da tutuklanıp hapse atıldı.

Eren Yıldırım olayı, “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” misali gerçeklerin nasıl ters yüz edilerek, yandaş medya üzerinden süren yalan propagandayla saraydan müdahalenin gereğinin nasıl yapıldığının somut örneğidir.

HDP’ye, belediye başkanlarına ve Kürt siyasetçilere yönelik işleyen yalan propagandaya karşı tutum almayan, “acaba” sorusu ile meşgul olan CHP’lilerin ve tüm kamuoyunun bu olaydan sonuç çıkarmasında yarar var.

Zira HDP’ye yönelik her saldırıdaki suskunluk adım adım CHP’nin ve tüm demokratik güçlerin teslim alınması demektir…

HDP’yi “düşmanlaştırarak” tüm muhalefeti susturmak, uzak tutmak, teslim almak istiyorlar ve bunu “bölücülük”, “terörizm” safsatası üzerinden sürdürüyorlar.

HDP’ye yönelik bu ayyuka çıkmış saldırganlık karşısında suskunluk devam ederse, bu, bir kez daha o ünlü ders dolu “Ermeni’yi dövdürmeyecektik” hayıflanmasına neden olacaktır.

Başka birçok nedenle birlikte son yerel seçimlerde gerçekleşmiş yerel halk ittifakınadır HDP’ye saldırı. Ve kazanılmış yerel yönetim güçlerinedir bu saldırı.

31 Mart ve 23 Haziran yerel seçimlerinde büyük bir darbe yiyerek kaybettiği belediyeler saltanatından duyduğu acının dinmeyen dışa vurumudur. Bir daha gerçekleşmemesi için karşındaki güçleri HDP’yi bölücü, “terörist” göstererek, onları bölüp parçalama, yalnız bırakma ya da yanına alma çabasıdır. HDP’li belediyeleri kayyum atayarak gasbetmeye suskun kalanları iyice suskunlaştırma çabasıdır. Ve suskunluk sürdükçe saldırının dozunu arttırıyorlar.

Dün Kürt kadınlarının Diyarbakır’daki derneği basıldı. Kadınlar, gençler, çocuklar hedeften düşmüyor.

Amed merkezli yeni bir operasyonla Rosa Kadın Derneği, TJA üyelerinin evleri basıldı. Dernek üyeleri göz altına alındı, Eski Milletvekili Ayla Ata Akat ve Eski DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Aslan’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda siyasetçi gözaltına alındı.

HDP’yi kriminalize etmekte ısrarlılar. Halkın direniş tavrını, mücadele geleneğini, sokak hareketini yok etmeyi HDP üzerinden, onu teslim alarak ve tecrit ederek başarmak istiyorlar.

HDP’ye ve Kürt halkına yönelik bu saldırganlık halk güçlerinin birliği sağlanarak topyekün bir mücadele ile durdurulamaz ise, ne yazık ki diktatörlüğün tahkiminde daha büyük mesafe sağlanmış olacaktır.

( Ender İmrek Evrensel Gazetesi köşesinden yazdı: HDP ile dayanışmanın önemi…)