Ey Anlatıcılar! iyi koklayın nasıl çürüdüğünü zamanın görmez gözlerin duymaz kulakların tanıklığına bırakmayın anlatın kulaktan kulağa her kulak sağır değil ki hakikate anlatın! kendi hesaplarına beyaz sayfaları karartanları günde beş vakit hamaset okuyan korku imparatorluğu tahtında oturan cingöz dinbazları! kalemşör yazıcıları, anlatın. .
Ey Anlatıcılar!
iyi koklayın nasıl çürüdüğünü zamanın
görmez gözlerin duymaz kulakların
tanıklığına bırakmayın
anlatın kulaktan kulağa
her kulak sağır değil ki hakikate
anlatın! kendi hesaplarına
beyaz sayfaları karartanları
günde beş vakit hamaset okuyan
korku imparatorluğu tahtında oturan
cingöz dinbazları!
kalemşör yazıcıları, anlatın...
Ey anlatıcılar!
çürüyen insanlığı anlatın
kımıl kımıl kurtlanmış vicdanları
sürüngen onuru
umut diye peşinden gidilen şeytanı
ve zalimin insan etine iştahını anlatın
Ey anlatıcılar!
kulağınızı dört açın çığlıklara
gözleriniz keskin olsun güneş kadar
hafızanız açık olsun gökyüzü kadar
kaydedilsin yeryüzündeki acılar
Ey anlatıcılar!
kırıldı bir bir dik yazan kalemeler
eğildi sahibine göre yazanlar
tarih karakaplı kitaptan ibaret değil
her insan bir kitap saklar içinde
devri zulüm bittiğinde açılır yaprakları elbette
Ey anlatıcılar!
hakikatin keskin gözlü gözleyicileri
iniltilerin duyucuları
vicdanı sancılılar
karanlıkta yolunu kendi ışığıyla bulanlar
soru soran, itiraz eden, parmak sallayanlar!
şiirle, masalla, öyküyle, resimle...
Anlatın!
sübyan etine iştahlıları
korkak ve satıcıları
bir devrin kuklacılarını
ışıktan korkanları, karanlık kımıllarını
yalanı, dolanı, alçak ve zalim olanı...
anlatın bir çağın nasıl çürüdüğünü
ders ve dert edinsin bizden sonrakiler.
(Sus'un Gizi )